YAŞ 35… İTİRAZ EDİYORUM. YOLUN YARISI DEĞİL

19.02.2022 11:12:51

YAŞ 35… İTİRAZ EDİYORUM. YOLUN YARISI DEĞİL


Cahit Sıtkı Tarancı’nın şaheseri. Yani “ŞAH ESERİ.” Edebiyatla ilgilenip de, ezbere bilmeyen olduğunu sanmıyorum. Hüzünlendikçe okuruz. Her yaş alışımızda okuruz. Yaşam içimize bir korku salıp, bize ölümü hatırlattığında okuruz. Bir cenaze geçtiğinde, bir musalla taşı gördüğümüzde okuruz.





Yaş Otuz Beş… Yolun yarısı mı? Belki benim için de öyleydi. Ne zaman mı? 35 olduğum zaman elbet. Ya şimdi? 70’i geçtim. Yol bitti mi yani? Olmaz itirazım var.





Konu ölüm mü ki? Değildi ama söz beni buraya getirdi. Aslında ölüme bakışım Epikürcü. Ne demişti, Epikür. “Ölümden neden korkuyorsunuz? Onunla hiç karşılaşmayacaksınız ki. Siz yaşarken o gelmeyecek; o geldiğinde de siz olmayacaksınız.”





Anlatmak istediğim şiirin yapısı, şairin ustalığı, söylemdeki simgesellik idi:





Şiir her biri 5’er mısra ve 7 bentten meydana geliyor. Bu rakamları çarparsak; 7 X 5=35 yapar. Şiirdeki toplam mısra sayısı da 35’dir. Yani şiirin adı gibi.





Dante’nin, “İlahi Komedyası’nda” da 35 yaşın, “hayat yürüyüşünün ortası” olduğu anlatılır Dante’ye göre insan hayatı, en yüksek noktası 35 olan bir yay çizer. Dante bunu söylediğinde kaç yaşındadır acaba? Doğru söylediniz: 35.





Yayın en uç noktası 35, insan ömrünü simgeliyorsa; o yaşa kadar işlenen günahlardan arınma ve yeni bir hayatın kabulü olarak da kabul edilmelidir.





Cahit Sıtkı yolu tamamını 70 olarak hesap etmiş ve 70’e geldiğinde ne sevgiler, ne dostluklar, nasıl bir hayat sürmeyi hayal etmiş, ne ümitler beslemişti acaba? Yolun yarısını 35 olarak hesap eden Cahit Sıtkı, ne acıdır ki, tamamını çok genç denecek yaşta, 46’da tamamladı.





Yapacak bir çok şeyi, verecek bir çok eseri arkasında bırakarak. “Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında,” demişti. Ve bilememişti, işte. 1954’te felç geçirdi. Diyarbakır’da başlayan hayatı tedavi için gittiği Viyana’da son buldu.





Öyleyse, benim 70’e bile itirazım biraz egoistlik oldu galiba. Vazgeçtim itirazdan; biz yine ne kadar değil de nasıl ve kimlerle yaşadığımıza bakalım…





Ve şiiri şairin simgeselliği ile bir kez daha okuyalım.





35 YAŞ





Yaş otuz beş! yolun yarısı eder.





Dante gibi ortasındayız ömrün.





Delikanlı çağımızdaki cevher,





Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,





Gözünün yaşına bakmadan gider.





Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?





Benim mi Allahım bu çizgili yüz?





Ya gözler altındaki mor halkalar?





Neden böyle düşman görünürsünüz,





Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?





Zamanla nasıl değişiyor insan!





Hangi resmime baksam ben değilim.





Nerde o günler, o şevk, o heyecan?





Bu güler yüzlü adam ben değilim;





Yalandır kaygısız olduğum yalan.





Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız;





Hatırası bile yabancı gelir.





Hayata beraber başladığımız,





Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;





Gittikçe artıyor yalnızlığımız.





Gökyüzünün başka rengi de varmış.





Geç fark ettim taşın sert olduğunu.





Su insanı boğar, ateş yakarmış.





Her doğan günün bir dert olduğunu,





İnsan bu yaşa gelince anlarmış.





Ayva sarı, nar kırmızı, sonbahar.





Her yıl biraz daha benimsediğim,





Ne dönüp duruyor havada kuşlar?





Nerden çıktı bu cenaze? Ölen kim?





Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar?





Neylersin ölüm herkesin başında.





Uyudun uyanamadın olacak.





Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında?





Bir namazlık saltanatın olacak,





Taht misali o musalla taşında.




1

KARALAR, İDEMKÖY KÖPRÜSÜ’NÜN AÇILIŞI YAPTI

2

ADANA’DA 23. EKİM GEÇİDİ ULUSLARARASI SERGİSİ

3

AİLE HEKİMLİĞİ ÖDEME YÖNETMELİĞİNE İTİRAZ

4

OFF–ROAD ŞAMPİYONASI KARAİSALI ÖRCÜN’DE

5

ANAVARZA BAL’A “EN YENİLİKÇİ ARI ÜRÜNÜ” ÖDÜLÜ!