Yaşar Kemal’in ölüm gününde düzenlenen “Gazeteci Yaşar Kemal” toplantısında konuşan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Vahap Munyar, “Yaşar Kemal 1977’de Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin üyesi olmuş, bizim en önemli üyelerimizden biriydi. Toplantılarımıza, yürüyüşlerimize katılırdı. Gazeteci dayanışmasına hep destek oldu. Ondan aldığımız cesaretle biz gazeteciliği sürdürmeye çalışıyoruz. Yaşar Kemal gibi ustaların izinden gidiyoruz” diye konuştu.
Yaşar Kemal Vakfı, Darüşşafaka Cemiyeti ve Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık’ın ortaklığında YKS Loca’da 28 Şubat 2024 Pazartesi günü saat 17.00’de yapılan “Gazeteci Yaşar Kemal” başlıklı söyleşide TGC Başkanı Vahap Munyar Yaşar Kemal’in anlatım gücünün üstünlüğüne vurgu yaptı.
“Yaşar Kemal’in anlatımıyla fotoğraf karesi gibi haberi anlıyorduk. Ben gazetecilikte 45 yılı geride bıraktım, 46’ıncı yılımdayım kolay değil yazı yazmak. Okuru da işin içine katabilmek. Dolayısıyla Yaşar Kemal'in en büyük gücü siz orada olmadan o görsellik olmadan size yazıyla oradaymışsınız gibi olayları, insanları anlatması, yaşatmasıdır.”
Toplantının açılışını Yaşar Kemal Vakfı Başkanı Ayşe Semiha Baban yaptı. Baban, Yaşar Kemal’in basın tarafından insanlığın yokluk, açlık, gelir dağılımı, eğitim, çevre sorunları ve kültür yozlaşmasının ele alınması gerektiğini hep yazdığını ve söylediğini belirterek “Yaşar Kemal’in sözüyle ‘Dünyamızın yeniden yapılanmaya gereksinmesi var. Basının, dünyanın yapılanmasına yardım etmeden önce kendini yeniden yapılandırması gerek’” diye konuştu.
Moderatörlüğünü yazar Feridun Andaç’ın yaptığı toplantıda TGC Başkanı Vahap Munyar ile birlikte iletişim bilimci, akademisyen Prof. Dr. Yasemin Giritli İnceoğlu ve gazeteci- yazar Derya Sazak söz aldı.
Yasemin Giritli İnceoğlu konuşmasında Yaşar Kemal’in gazeteciliğindeki röportajların derinliğine dikkat çekti ve ekledi:
“Röportajlarını yazdığı 1970’ler Türkiye’sindeki tablo, toplumsal kutuplaşma, siyasal şiddet, enflasyon, göç, işçi grevleri, Kürtlere yönelik şiddet, ikinci dalga feminizmi, örgütlü bir gençliğin yanı sıra sanatsal direniş biçimleri ile bir siyasi mücadele alanı olarak kent
siyasetini barındırıyordu. Yaşar Kemal’in röportaj türü uğruna kâh kaçakçı kılığına girmesi, kâh trende bir yabancı, kâh Ağrı Dağı’na tırmanan bir dağcı, kâh mağarada yaşayan insanlarla yaşaması, kâh da deprem bölgesinde eksi kırk derecede çadırda titreyerek uyumaya çalışan bir depremzede olması, röportaj türünün nasıl büyük bir emekten geçtiğinin göstergesidir.
Ama bunca acıya rağmen asla umudunu yitirmediğini görüyoruz. Hep bir umut var. Bu toplumu en iyi anlatan isimlerden biri Yaşar Kemal.”
GÜÇLÜ BİR KALEMDİ VE ÇOK CESURDU
Gazeteci yazar Derya Sazak ise Yaşar Kemal ile çalışma şansı olduğunu belirterek Milliyet Gazetesi’nde genel yayın yönetmeni olduğunda Yaşar Kemal’in kitaplarını gazeteyle birlikte verdiklerini söyledi ve ekledi:
“Biz onların çömezleriydik, gazetecilikte usta-çırak döneminde yetişen gazetecilerdik. Onların gazetecilik yaptığı döneme bakınca Yaşar Kemal güçlü bir kalemdi ve çok cesurdu.”