Yaz aylarında köpek satın alma ya da köpek sahiplenilme isteği artmaktadır. Petshoplardan satın alınarak, hayvan barınaklarından sahiplenilerek yada yeni doğum yapmış bir tanıdığın köpeğinin yavruları alınır.Köpek edinmenin en güzel olanı barınaklarda zor koşullarda yaşayan bir köpeği kurtarmaktır.Bu tercih sorunudur.Burada önemli olan ne tür bir hayvan sevgisine sahip olduğunuzdur.Hayvan sevgisinin çeşidiyle ilgilidir.
Tespit ettiğim farklı hayvan sevgisi çeşitleri var.
Bunlar;
1)Kendi hayvanının sevenler.
Kendi hayvanı dışındaki hayvanları hiç sevmezler.
2)Marka sevenler.(cins hayvan meraklıları)
Besledikleri hayvan mutlaka cins (boxer.bulldog,Alman kurtu,husky,siyam kedisi gibi)olmalıdır.En küçük bir melezlikte(kırma) o hayvan bakılmaz.
3)Bütün hayvanları sevenler.
Gerçek hayvan severlerdir.Sokak hayvanlarını beslerler,STK.larda çalışırlar.Çocuklar da bu gruba girerler.
4)Hayvanı uzaktan sevenler.
Bunlar mesafeli severler.Yardıma muhtaç bir hayvana bakmazlar,dokunmaktan hiç hoşlanmazlar.
5)Yalnızca Kedi veya Yalnızca köpek sevenler.
Kedi severse,yalnızca kedilerle ilgilenir.
6)Hayvanı tabakta sevenler.
Yalnızca aç olduklarında hayvan akıllarına gelir.
Bu sevgi çeşitliliği daha da uzatılabilir. Hayvanları tabakta seven grubu bir kenara bırakırsak,HAYVAN SEVGİSİNİN HER ÇEŞİTİ İYİDİR.
Çünkü,hayvanı seven canlıları sever,insanı sever,doğayı sever.Ama çocukların hayvan sevgisi bir başkadır.Onlar bütün hayvanları severler.Sokakta gördükleri herhangi bir sokak köpeğinin boynuna sarılıverirler,çekinmeden. Çocukların kedi, köpeklerle olağanüstü bir iletişimi vardır. Çocuğun o saflığını köpekler hissediyorlar, sanırım. Çocuktan bir zarar,bir kötülük gelmeyeceğini biliyorlar.Köpeğin,(hayvan sevgisi almamış bir çocuktan) kötü bir deneyimi olmamışsa tabii.
Çocuklarımızı hayvanlardan uzaklaştırmayalım. Çocuklarımızın kedi,köpek,kaplumbağa,kanarya,muhabbet kuşu,hamster gibi evcil hayvanlar edinmesine teşvik etmeliyiz.
Yaz geliyor,okullar tatil olacak.İyi bir tatil hediyesi evcil hayvan olabilir.Ama hiçbir zaman ‘ OYUNCAK’ değillerdir.Hayvanlar hissedebilir canlılardır. (Artık hayvan tanımlanmasında ‘MAL’ ifadesi yerine ’HİSSEDEBİLEN CANLI’ ifadesi kullanılmaktadır.)Alınan bu evcil hayvanın bakımı,beslenmesi,sağlığıyla ilgili konularda çocuk yalnız bırakılmamalıdır.Mutlaka veteriner hekim kontrolünde hayvan beslenmeli.
Hayvan besleme, hayvan sevgisi çocukların fiziksel, psikolojik gelişimine olumlu katkılar sağlar. Ve sosyalleşmelerinde önemlidir. Hayvan sevgisi-sevgisizliğinin sonuçlarıyla ilgili olarak Adli Tıp uzmanı Prof. Sevil Atasoy, ’hayvana eziyet-insana eziyet’ ilişkisinin bilimsel olarak da kanıtlandığını söylüyor. Araştırmalar, çocuk istismarında bulunan ailelerin tam yüzde 88’inin, hayvanlara da eziyet ettiğini, hatta öldürdüğünü ortaya koyuyor. Bu yüzden Avrupa ve ABD’de birçok ilkokulda, ’hayvan sevgisi dersi’ bulunuyor.
Hayvana eziyet-çocuk istismarı ilişkisi: Deviney, Dickert ve Lockwood, çocuk istismarının görüldüğü 57 aileyi inceleyen çalışmalarıyla dünyada ilk kez, çocuk istismarı ile hayvana kötü davranış arasında bir ilişki olduğunu kanıtladılar. Bu ailelerin yüzde 88’inde çocuğun yanı sıra bir hayvan da istismar edilmiş ve her dört hayvandan üçü, çocuğu disipline etmek ve gözdağı vermek için yaralanmış ya da öldürülmüştü. Hayvana şiddet gösteren ebeveyn, çocuğa da şiddet göstermişti ve bu kişi, genellikle babaydı. Kalan her dört hayvandan birini yaralayan ya da öldüren, istismar edilen çocuğun kendisiydi ve acısı ile aczini hayvanlara yansıtmaktaydı.
Hayvana eziyet-aile içi şiddet ilişkisi: İzleyen yıllarda, hayvana kötü davranışla aile içi şiddet arasında ilişki kuran pek çok çalışma yayınlandı. Örneğin Yale Üniversitesi’nden antropolog David Levinson, farklı kültürlerde aile içi şiddeti inceleyen ünlü kitabında, hayvanlara kötü davranan toplumlardaki kadınların, eşleri tarafından daha fazla şiddete maruz kaldığını ve öldürülme riski taşıdıklarını kanıtladı.
Batı’da, hayvan sevgisi dersi kondu: 2000’lere gelindiğinde, ’Hayvana şiddet olan yerde, insana şiddet vardır’ noktasına varıldı ve suçla mücadelenin ilk basamağının, hayvanlara yönelik ihmal, istismar ve her türlü şiddetin durdurulması olduğunda karar kılındı. Avrupa ve Amerika’nın birçok ilkokuluna, hayvan haklarını işleyen, hayvan sevgisini geliştiren dersler konmasının nedeni budur.
Köpek bakan, suç işlemedi: 1981’de rahibe Pauline ile Washington Eyalet Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dekanı Dr. Leo Bustad’ın, ’Her máhkuma bir köpek’ sloganıyla başlattıkları rehabilitasyon programı çerçevesinde, tahliyelerine 2 yıl kalmış 700 máhkuma, bakımından sorumlu olmak ve özürlülere yardımcı olacak şekilde eğitmek üzere sahipsiz birer yavru köpek verildi. Aradan geçen 20 yıl içinde bu máhkumlardan hiçbirinin yeniden suç işlememesi, insanın, gerçek bir insan olması için hayvanla arasındaki ilişkinin ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Köpek eğitim programlarının uygulandığı cezaevlerinden tahliye olan máhkumlar, köpek eğitimcilerinin ya da veterinerlerin yanına yardımcı teknisyen olarak yerleştiriliyor.
Ünlü seri katillerin çoğu çocukken hayvan düşmanıydı.
SON 30 yılda psikoloji, sosyoloji ve kriminoloji alanında yayınlanan kitap ve bilimsel makaleler de, ’hayvana eziyet eden insana da eziyet eder’ öngörüsünün doğruluğunu kanıtlıyor. Bu kitaplarda, bugüne kadar bilinen seri katillerin hemen hepsinin, küçükken hayvanlara işkence ettiği hatta öldürdüğü yer alıyor. İşte bunlara örnekler:
15 yaşındaki Kobe canavarı Sakakibara, 11 yaşındaki Jun Hase’nin başını gövdesinden ayırmadan önce, kedi başı kesmiş, güvercinleri boğmuştu.
Dede, nine, anne ve karısını öldüren Edward Kemperer, çocukluğunda kedileri ufak parçalara ayırırdı.
Theodore Robert Bundy, dedesinin hayvanlara kötü davranışlarını seyrederek büyüdü. Daha sonra 32 kadını öldürdü.
Kaç kişiyi öldürdüğünün hesabı bile bilinmeyen ana katili Henry Lee Lucas, hayvanları da öldürür, onların cansız bedeniyle ilişkiye girerdi.
Vincente Verzini 1867-1871 arasında bir İtalyan kasabasında 12 kadını öldürdü. Kariyerinin ilk becerilerini, kedileri boğarak elde etmişti.
“Düsseldorf Vampiri” Peter Kürten, 1900’lerin ilk yıllarında her yaştan ve cinsten 50 kişiyi içeren cinayet listesine başlamadan çok önce köpeklere, koyunlara işkence eden, ırzına geçen ve öldüren biri olarak tanınırdı.
19 yaşına varmadan 5 çocuğu öldüren Christine Falling’in çocukluğu kedi cinayetleri ile dolu.
Luke Woodham annesini ve iki küçük kızı bıçaklayarak öldürdü. Daha önce kendi köpeğini yakmıştı.
David Berkowitz, bir yılda uzun siyah saçlı 6 kadını avladı. Kadınlar korkudan saçlarını sarıya boyadılar. Daha önce komşusunun köpeğini vurmuş, annesinin papağanını zehirlemişti.
Richard William Leonard iki eşini öldürdü. Kurbağaları ezmek ve otomobillerin motoruna kedi bağlamak gibi huyları vardı.
Jeffrey Dahmer, 17 genç erkeği öldürdü, tecavüz etti, iç organlarını çıkarttı ve yedi. Çocukken çok sayıda kediye otopsi uyguladığı biliniyor.
Boston canavarı Albert De Salvo, kedi ile köpeği aynı kafese koyar, aç bırakır, birbirini öldürüp yemelerini seyrederdi. Daha sonra 13 kadını boğdu.
Sonuç olarak;yüreğinde hayvan sevgisi olmayanlar insanları da sevmiyor. Bilimsel olarak kanıtlanmış bir gerçek bu. Hayvan sevgisi her insanın içerisinde yaradılışında var olan merhamet ve sevgiyi uyandırıyor, açığa çıkarıyor.
İ.SERDAR SAYAR
VETERİNER HEKİM -ADANA