Çukurova Bölgesi sanayici ve iş adamlarıyla akşam yemeğinde bir araya gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptığı konuşmada, “Bugünlerde ekonomimizle ilgili birtakım tezviratlar yapılıyor. Kimi ülkemizde olan, kimi dışarda mukim birtakım çevreler el ele vermiş, ısrarla Türkiye'nin başına kara bulutlar toplamaya çalışıyor. Hâlbuki Türk ekonomisi bu tür saldırılara karşı şerbetlidir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Adana programı çerçevesinde Çukurova Bölgesi sanayici ve iş adamlarıyla akşam yemeğinde bir araya geldi. Sheraton Otel’de gerçekleştirilen yemekte bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adana’da olmaktan duyduğu memnuniyeti ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sanayinin, tarımın, ticaretin, enerjinin, lojistiğin, kültürel zenginliğin, tarihî birikimin, ekonominin ve sosyal hayatın tüm unsurlarının bir arada bulunduğu bir şehir olması nedeniyle, Türkiye’de kendi iktidarları döneminde yapılan reformları en iyi Adanalıların takdir edeceğini söyledi.
“ADANA ŞAHA KALKACAK Kİ, BU BÖLGE ŞAHA KALKSIN”
Böyle bir şehir için “istikrar, güven, huzur ve üretim” demenin her şey olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Adana’nın hükûmetlerimizin yaptığı tüm yatırımlara rağmen bir süredir durgunlaştığının farkındayız. Demek ki Adana için daha çok şey yapmalıyız. Adana şaha kalkacak ki, bu bölge şaha kalksın. Onunla birlikte Türkiye de şaha kalksın. Yeni dönemde Adana’yı her alanda şaha kaldırmakta kararlıyız” dedi.
Türkiye’de bir dönem sanayi deyince ilk olarak Adana’nın akla geldiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adana’nın verimli topraklarıyla, romanlara, filmlere konu olan bir tarım alt yapısı olduğuna dikkat çekti.
“Önümüzdeki dönemde Adana için hayallerimizi inşallah hep birlikte gerçekleştireceğiz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adanalıların, 24 Haziran’da tercihini yeniden hizmet siyasetinden yana kullanarak şahlanış dönemini başlatacağına inandığını söyledi.
“BUGÜNLERDE EKONOMİMİZLE İLGİLİ BİRTAKIM TEZVİRATLAR YAPILIYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının devamında bugünlerde Türk ekonomisiyle ilgili birtakım tezviratlar yapıldığına, ülkemizde ve dışarıda mukim bazı çevrelerin el ele vererek ısrarla Türkiye’nin başına kara bulutlar toplamaya çalıştığına dikkat çekti.
“Hâlbuki Türk ekonomisi bu tür saldırılara karşı şerbetlidir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizi ne Moody’s ne Standart&Poor’s ilgilendirir. Bunların hepsi bu tür kararlarını verirken bir defa siyasi veriyor, bir yerlerden aldıkları talimatlarla açıklamalar yapıyor. Ya bizi bizden daha iyi kim bilir? Biz biliriz. Türkiye’de yatırımlar mı durdu, Türkiye’de ticari hayat mı durdu? Neymiş, kur… Ben bazen söylüyorum, çok açık, net söylüyorum. Arkadaşlar, bu kur filan, bunların hiçbiri bizim geleceğimizi belirleyen şeyler değil, geleceğimizi biz belirleyeceğiz biz.”
“ÜLKEMİZİN GELİRİNİ, GELECEĞİNİ TÜRK LİRASIYLA BELİRLEMELİYİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşlara yönelik olarak yastık altındaki dövizlerini Türk lirasına çevirmesi çağrısını tekrarlayarak, “Çünkü bizim ülkemizin gelirini, geleceğini biz Türk lirasıyla belirlemeliyiz” dedi ve millî bir seferberlik yapılması gerektiğine işaret etti.
“Bize birileri provokatif eylemlerle hazırlıyor, ekonomik harp mi ilan ediyor, bize ekonomik harp ilan edene karşı bizim de gereğini yapmamız lazım” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kaderimizi, biz belirleriz. Bunu ne Hans’a, ne George’a, ne şuna, ne buna asla bırakamayız. Dikkat ederseniz ülkemize yönelik ekonomik saldırılar daha ziyade döviz gibi, faiz gibi makro dengeler üzerinden yapılıyor. Şu 24’ünü hayırlısıyla bir atlatalım, 24’ünde siz bu kardeşinize yetkiyi verin, ha ondan sonra bu faizle, şunla, bunla nasıl uğraşılır göreceksiniz” şeklinde konuştu.
Yüksek faizle ülkenin ayağa kaldırılmayacağının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz eğer yatırımcıyı güçlü kılacaksak, burada düşük faizle bu adımı atmak zorundayız. Çünkü girişimci yüksek faizle neyin yatırımın yapacak? Efendim, işte bankalar da kazanacak? Tamam da, elin bankaları kazanmıyor mu? Japonya eksi faizle çalışıyor. Amerika’ya geliyorsun ikilerde, bilemedin üçte. Avrupa ikiler, İsrail sıfır, bir, buralarda. E, onların bankaları böyle çalışıyor da, bize ne oluyor ya? Şu anda 20’lerde, 25’lere kadar çıkıyor. Faizin böyle olduğu bir ülkede siz yatırım yapabilir misiniz? Arkadaşlar, bunu değiştireceğiz, bu işin lamı cimi yok” dedi.
“2016’DA DARBE YAŞADIK, 2017’DE YÜZDE 7,4 BÜYÜDÜK”
2008-2009 küresel finans krizinin “Türkiye’yi teğet geçeceğini” söylerken, özel sektörün gücüne güvendiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Son beş yılda ardı ardına yaşadığımız sıkıntılar karşısında da aynı güvenle hareket ediyorum. Dünyada 15 Temmuz gibi bir darbe girişimine maruz kalıp da, şoku bu kadar hızlı bir şekilde atlatabilecek başka bir ülke var mıdır bilmiyorum. 2016’da darbe yaşadık, 2017’de yüzde 7,4 büyüdük” şeklinde konuştu.
İstihdamda atılan adımların ortada olduğunun, istihdamın büyümenin en önemli ibresi olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin 7,4 büyüme oranıyla Hindistan’dan sonra ikinci, OECD ülkeleri arasında ise birinci sırada olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, çiftçiye verilen desteğin, hibenin, eğitimde, sağlıkta, bütün altyapı, üstyapı yatırımlarının büyüme sayesinde gerçekleştirildiğini söyledi.
“BU ÜLKE AYAKLARINA VURULMAYA ÇALIŞILAN PRANGAYA İZİN VERMEZ”
Türkiye’nin, kendisiyle uğraşanlarla her seferinde heveslerini kursaklarında bırakarak adeta dalga geçtiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tabii bunların anlayamadıkları bir şey, o da, Türk milletinin tarihi boyunca hep böyle krizlerle, saldırılarla uğraştığıdır. Kardelen çiçeği gibi en zor şartlarda boy veren bir iş dünyamız olduğu sürece, Allah’ın izniyle bu ülke ayaklarına vurulmaya çalışılan hiçbir prangaya izin vermez” dedi.
Bazılarının “Türkiye büyüyor da millet niye bunu hissetmiyor” dediklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunu söyleyenler, aslında büyümenin nimetlerinden en çok istifade edenler. Bilmediklerinden değil, affedersiniz, hınzırlıklarından böyle söylüyorlar. Büyümenin alt dilimlerine bakıyoruz, yaklaşık yüzde 10’luk bir yatırım artışı, yüzde 11’lik bir hane halkı tüketim harcaması artışı görüyoruz. Yani hem üretimde, hem tüketimde artış var. İstihdama bakıyoruz, son açıklanan rakam itibarıyla tek haneli sınırına gelip dayanmış durumda elhamdülillah. Türkiye geçtiğimiz 16 yılda Avrupa ülkelerinin tamamından daha fazla istihdam üretmiştir. Bu yılın ilk çeyreğindeki istihdam artışı ne biliyor musunuz? Yüzde beş.”
Türkiye’nin sadece son beş yılda maruz kaldığı saldırıların maliyeti olmasaydı, bugün millî gelir sıralamasında en az iki-üç basamak daha ilerde olacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu kayıp elbette önemli. Ama en büyük kazancımız, her hâl ve şart altında ayakta durabildiğimizi dosta, düşmana göstermiş olmamızdır. Hatta sınır ötesi operasyonlarımızla herkese çok daha derin, çok daha tarihî mesajlar verdik. Cerablus’ta verdik, Afrin’de verdik, şimdi Sincar’da, Kandil’de de veriyoruz; bunlar herhâlde para. Ve bu arada da yüzde 20 savunma sanayinde biz kendi üretimimiz yaparken, şimdi yüzde 65’e çıktık, yerli savunma sanayi, bu noktaya geldik” diye konuştu.
“YENİ DÖNEMDE VİZYONUMUZU GENİŞLETMEK ZORUNDAYIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkeyi bugün getirdikleri noktayı önemli gördüklerini ama yeterli bulmadıklarını söyleyerek, “Bugüne kadar uyguladığımız ekonomi politikalarıyla Türkiye’yi ekonomik olarak içine sıkıştırıldığı cendereden kurtardık, geliştirdik, kalkındırdık, bugüne getirdik. Yeni dönemde vizyonumuzu genişletmek, stratejilerimizi ileriye taşımak zorundayız. Bunun için, yüksek teknoloji ve verimlilik artışıyla güçlendirilmiş bir ekonomik modele yöneliyoruz. Ancak bu şekilde gelişmekte olan ülke statüsünden gelmiş ülke statüsüne yükselebiliriz” değerlendirmelerini yaptı.
“Türkiye’nin öncü şehri Adana’ya yeni dönemde de öncülük etmek yakışır. Bunun için sizlerden Türkiye’nin 2023 hedeflerine sıkı sıkıya sahip çıkmanızı istiyorum” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: “Sizlerden gençlerimize emanet ettiğimiz 2053 ve 2071 vizyonlarına katkıda bulunmanızı özellikle bekliyorum. Adana’nın sanayicileri, tüccarları, girişimcileri, çalışkan insanları bu meseleye sahip çıkarsa, Türkiye’nin geleceğine daha bir güvenle bakacağını düşünüyorum.”