15 Temmuz darbe girişimin ardından İstanbul Yenikapı’da yapılan mitingde ilkler yaşandı.FETÖ/PYD darbe girişimi sonrası mitingde ilk kez Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Başbakan Binali Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli bir araya geldi. İlk kez tüm liderle aynı mitinge aynı kürsüde konuştu. İlk kez tüm liderler miting öncesi bir araya gelip çay içti. Yine ilk kez bir Genelkurmay Başkanı siyasilerin mitinginde kürsüden konuştu ve Türkiye’de ilk kez 4,5 -5 milyon kişi bi.r mitingde bu kadar kalabalık bir araya geldi.
İstanbul Yenikapı’daki Demokrasi ve Şehitler MitingindeCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Gazi M. Kemal'in zafere ulaşmasını sağlayan inancın bir benzeri 15 Temmuz'da tüm şehirlerde adeta kol geziyordu' mesajı mitingte en dikkat çeken ifade oldu.
Mitinge, TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Başbakan Binali Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ve Kuvvet Komutanları ile eski Başbakanlar Ahmet Davutoğlu ve Tansu Çiller'in yanı sıra milletvekilleri, sanatçılar da miting alanındaki yerini aldı.
Yenikapı’da saat 17.00'de başlaması planlanan Demokrasi ve Şehitler Mitingi için katılımcılar sabahın erken saatlerinde alana gelmeye başladı. Polisin trafiğe kapattığı caddelerden yürüyerek gelen vatandaşlar, güvenlik kontrol noktasına kurulan metal dedektörleri ve xray cihazlarıyla arandıktan sonra miting alanına alındı.Miting istiklal marşının okunması ile başladı.
ERDOĞAN: GAZİ MUSTAFA KEMAL'İN...
Konuşmaları ise sırayla MHP lideri Devlet Bahçeli, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, Başbakan Binali Yıldırım ve TBMM Başkanı İsmail Kahraman yaptı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan mitingte kürsüye çıkan son isim oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle oldu:
11. Cumhurbaşkanımız Sayın Gül, parlamentomuzun değerli başkanı Gazilik şerefine ikinci defa nail olan TBMM Başkanı Sayın İsmail Kahraman, Sayın Ak Parti Genel Başkanı ve Başbakan, Sayın Genelkurmay Başkanımız, Sayın CHP Genel Başkanı, Sayın MHP Genel Başkanı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin sayın Başbakanı, değerli misafirler, sevgili İstanbullular, 81 vilayetimizde meydanlarda bizleri takip eden kıymetli vatandaşlarım, dünyanın dört bir tarafında gönlü bizimle olan kıymetli kardeşlerim, 15 Temmuz gecesi bir kez daha istiklali ve istikbali için, canı pahasına ülkesini FETÖ'ye, işgalcilere teslim etmeyen aziz milletim, sizleri en kalbi duygularımla, hasretle, muhabbetle selamlıyorum.
Sözlerimin hemen başında 15 Temmuz gecesi, sokaklara meydanlara inerek, namlulaların, tankların, helikopterlerin, uçakların karşısına dikilme cesareti gösteren tüm kardeşlerime bir kez daha şükranlarımı sunuyorum.
Bu kardeşlerimizden, 172'si sivil, 63'ü polis, 5'i asker olmak üzere 240'ı şahadet makamına ulaştılar. Allah'tan rahmet diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun. Yine o gece kahramanca darbecilerin üzerine yürüyen kardeşlerimizden 2195 tanesi gazilik rütbesine ulaşmıştır. Tedavileri süren yaralılarımıza Rabb'imden şifalar niyaz ediyorum.
O gece adeta ölümü öldürerek sokakları, meydanları dolduran milyonlarca vatandaşımız içinden şehitlik ve gazilik şerefine nail olanlar isimlerini tarihe altın harflerle yazdırdılar. Vatan uğruna verilen mücadelede bu rütbelere ulaşabilmek her zaman elde edilebilecek bir ayrıcalık değildir.
Ne diyor İstiklal şairimiz, 'kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda, şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda, canı cananı, bütün varımı alsın da hüda, etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda!'
15 Temmuz gecesi meydanları dolduran kardeşlerimizin her birinin vatanımızın korunmasında payı vardır. Onun için diyorum ki 79 milyon olarak hepimizin gazası mübarek olsun.
Darbe girişimine karşı tüm farklılılarını bir kenara bırakarak, kadınıyla, çocuğuyla, yaşlısıyla, dünyayı kendine hayran bırakan tüm vatandaşlarımızın gazası mübarek olsun. Kardeşlerim, bu millet başka bir millet. Gerçekten Türk milleti 1000 yıl önce Malazgirt'te hani inançla Anadolu'nın kapılarını açmışsa, 15 Temmuz'da da aynı hissiyatla darbecilerin karşısına dikilmiştir.
Osman Gazi 1299'da tarihin en kudretli devletini hangi temeller üzerine bina ettiyse, biz de o gece Türkiye'yi aynı ilkeler etrafında müdafaa ettik. Ecdadımız hangi idrakle Çanakkale'de kanının son damlasına kadar mücadele ettiyse, 15 Temmuz'da aynı iradeyle FETÖ'yü püskürttük.
Gazi M. Kemal'in zafere ulaşmasını sağlayan inancın bir benzeri 15 Temmuz'da tüm şehirlerde adeta kol geziyordu. 15 Temmuz dostlarımıza bu ülkenin askeri sabotajlara karşı da güçlü olduğunu, yıkılmayacağını, rayından çıkmayacağını göstermiştir.
Aynı gece Türkiye'nin yerle yeksan olmasını bekleyen düşmanlarımız, ertesi güne bundan sonra işlerinin daha zor olduğunu görmenin kahrıyla uyandılar.
Burada Cumhurbaşkanı, Genelkurmay Başkanı, Başbakanı, CHP ve MHP Genel Başkanı'yla, her vilayetten insanımızla verdiğimiz şu görüntü var ya, ülkemizin düşmanlarını en az 16 Temmuz sabahı kadar üzmüştür.
Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Türkiye'nin tüm renkleriyle, bağımsızlığına ve geleceğine yönelik atılan bu adımlar var ya, çok önemli. Bu, geleceğe yönelik vatanımıza sahip çıkmanın ilanıdır. Bu manzara 1000 yıllık vatanımızın tek bir taşına göz dikenlerin ödemeyi göze alacakları bedelin ilanı ve ispatıdır. Bu manzara Türkiye'nin 2023 hedeflerine ulaşacağının ilanı ve ispatıdır.
Bu manzara kardeşliğin, gerektiğinde bir hakikat olarak ortaya konabileceğinin ilani ve ispatıdır. Yolumuza dayanışma içerisinde geçeceğiz. Mütevazı olacağız, birbirimizi makam mevkii için değil, sadece Allah için seveceğiz. Böyle bir milletin evladı olarak, huzurlarınızda olmak bizlere hamdolsun, gurur veriyor.
Gazi M. Kemal 1920 yılında İstanbul ve İzmir başta olmak üzere ülkenin büyük bölümünün işgal altında olduğu o kara günlerde 'Milletimiz büyüktür, korkmayalım. O esaret kabul etmez, fakat onu bir araya toplamak ve 'ey millet sen esaret kabul eder misin' diye sormak lazımdır' diyordu. Şimdi burada bir kez daha, Gazi'den 96 yıl sonra aynı soruyu soruyorum: Ey millet! Sen esaret ve zillet kabul eder misin? Bu millete, kimse bu esareti asla getiremeyecektir.
Siyasi partilerimizin genel başkanları burada, sizin talebinizi biliyorlar. Egemenlik kayıtsız şartsız milletin olduğuna göre, siz de idam talebinde bulunduğunuza göre bunun kararını verecek mercii TBMM'dir. Meclisimiz kararı verdikten sonra atılacak adım bellidir. Ben peşinen ifade ediyorum, onarım.
Vatan Caddesi'nde vücudu ikiye bölünmüş kardeşimi gördüğüm zaman, bunu kenara koymak mümkün mü? Cumhurbaşkanlığı Külliyesi önünde, bomba ile başı vücudundan ayrılmış hanım kardeşimin başı kongre merkezinin çatısına uçmuştu, bunu gördükten sonra biz kalkıp da 'AB'de idam yokmuş, lurada burada yokmuş'... ABD'de var, Japonya'da, Çin'de var. Onlarda oluyor da, gerekirse burada zaten 84'e kadar vardı, sonra kaldırıldı. Bu millet böyle bir kararı veriyorsa, öyle zannediyorum ki siyasi partiler de uyacaktır.
Bu manzara kardeşliğin, gerektiğinde bir hakikat olarak ortaya konabileceğinin ilani ve ispatıdır. Yolumuza dayanışma içerisinde geçeceğiz. Mütevazı olacağız, birbirimizi makam mevkii için değil, sadece Allah için seveceğiz. Böyle bir milletin evladı olarak, huzurlarınızda olmak bizlere hamdolsun, gurur veriyor.
Gazi M. Kemal 1920 yılında İstanbul ve İzmir başta olmak üzere ülkenin büyük bölümünün işgal altında olduğu o kara günlerde 'Milletimiz büyüktür, korkmayalım. O esaret kabul etmez, fakat onu bir araya toplamak ve 'ey millet sen esaret kabul eder misin' diye sormak lazımdır' diyordu. Şimdi burada bir kez daha, Gazi'den 96 yıl sonra aynı soruyu soruyorum: Ey millet! Sen esaret ve zillet kabul eder misin? Bu millete, kimse bu esareti asla getiremeyecektir.
Siyasi partilerimizin genel başkanları burada, sizin talebinizi biliyorlar. Egemenlik kayıtsız şartsız milletin olduğuna göre, siz de idam talebinde bulunduğunuza göre bunun kararını verecek mercii TBMM'dir. Meclisimiz kararı verdikten sonra atılacak adım bellidir. Ben peşinen ifade ediyorum, onarım.
Vatan Caddesi'nde vücudu ikiye bölünmüş kardeşimi gördüğüm zaman, bunu kenara koymak mümkün mü? Cumhurbaşkanlığı Külliyesi önünde, bomba ile başı vücudundan ayrılmış hanım kardeşimin başı kongre merkezinin çatısına uçmuştu, bunu gördükten sonra biz kalkıp da 'AB'de idam yokmuş, lurada burada yokmuş'... ABD'de var, Japonya'da, Çin'de var. Onlarda oluyor da, gerekirse burada zaten 84'e kadar vardı, sonra kaldırıldı. Bu millet böyle bir kararı veriyorsa, öyle zannediyorum ki siyasi partiler de uyacaktır.
Bunları ortaya çıkarıp hukuk dairesinde imha etmek durumdayız. TSK’dan yargımıza polisten istihbarat kuruluşumuza okuldan hastaneye kadar her yere sızan her kuruluşumuzu güçlendirmeliyiz.
Örgütlerin isimleri söylemleri değişebilir. Ama hepsinin de Türk milletini düşmanı olduğu gerçeği değişmez.
Bir tarafta Türkiye cumhuriyeti devleti vardır diğer tarafta ise kimi etnik, kimi dini kimi ideolojik istismar peşinde olan terör örgütleri vardır. Bu yakaladığımız birlik ve beraberlik ruhunu en iyi şekilde değerlendirerek 15 Temmuz ruhunu bir milat haline dönüştürmeliyiz. Yakın tarihin kafalarda soru işareti oluşturan tüm konularının masaya yatırarak eksiklerini ortaya koymalıyız. Davaları yeni, baştan incelemeliyiz. Şaibeli tüm sınavları tüm işlemleri gözden geçirmeliyiz.
Bu örgütün dizayn etmek istediği medyayı, iş dünyasını kendi doğal haline oturtmalıyız.
Kimse kapatılan yurtlardan okullardan evlerden dolayı endişeye kapılmasın. Devletin ilgili kurumları ve STK’lar bu boşluğu dolduracaktır.
15 Temmuz gecesinden beri atılan her adımda 79 milyon tek yürek tek ses oldunuz. Bugün demokrasi nöbetini taçlandırıyorsunuz. 15 Temmuz bir yönüyle ordumuz içine sızmış FETÖ mensuplarının bir ihanet hareketidir. Bu girişim aynı zamanda bir terör eylemidir. Ülkemizi işgal girişimidir. Şayet darbe başarılı olsaydı bin yıldır bizim olan bu coğrafyanın kimlere altın tepsi içinde sunulacağını artık hepimiz çok iyi biliyoruz. 15 Temmuz gecesi bu gerçeği 79 milyon hep birlikte gördüğümüz için sokaklarda omuz omuza mücadele ettik. O gece insanlar ülke ve millet olarak topyekun istiklal ve istikbalimizi düşünmek suretiyle mermilerin önünde kucak uçağa şehit oldu gazi oldu.
Hiçbir çıkar insanın kendi canından daha tatlı değildir. 15 Temmuz gecesi sokağa dökülenler milletini geleceği kararırsa geriye bir şey kalmayacağını biliyordu.'
Erdoğan konuşmasını miting organizasyonunda emeği geçenlere teşekkür ederek sonlandırdı.
DARBELER TARİHİ BİTTİ
TBMM Başkanı İsmail Kahraman kürsüye çıktı. TBMM Başkanı İsmail Kahraman'ın konuşmasından satır başları şöyle:
Tek ses, tek yürek olmamızın verdiği sevinçle sizleri selamlıyorum. Bugün şehitlerimizi anmak ve demokrasimizin zaferini taçlandırmak için buradayız. Tek millet, tek devlet, tek vatan şuuru içinde olduğumuzu haykırmak ve darbeleri tarihe gömdüğümüzü haykırmak için buradayız. 1071'de Malazgirt'te Bizans ordusunun karşısına çıkarken 'Eğer şehit olursam bu beyaz elbise benim kefenim olur' diyen Sultan Alpaslan'ın torunlarısınız. 10 asır önce bu topraklara gelen İslam umarım kıyamete kadar burada yaşayacaktır.
Sizler İslam'ı yok etmek için seferlere çıkan Haçlı ordularını perişan eden Selahaddin Eyyubilerin torunlarısınız. Ya ben İstanbul beni alır ya İstanbul beni diyen Fatih Sultan Mehmet'in torunlarısınız. Sizler göğsü iman dolu insanlarsınız.
Şehitlerimizi şükranla anıyorum. Gazilerimin en kısa zamanda deva bulmalarını temenni ediyorum. Dünyada gazi unvanı olan tek parlamento TBBM'dir. Partiler darbenin karşısında olduğunu dünyaya duyurdu. Meclisimiz ikinci defa gazilik payesini hak etti. Milletin bağrını, kalbini bombaladılar. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Marmaris'ten halkımıza seslendi, meydanlara çağırdı. Bu çağrı bana Bayrak şiirini hatırlattı. Vatansever güvenlik güçleriyle halkımız bütünleşti, demokrasi kazandı. Darbeler tarihi sona ermiştir. Milletimiz demokratik tecrübesi ve azmiyle bir fitneyi def etti. İnşallah akıl ve gönül birliğiyle tüm zorlukları birlikte aşacağız. Bizi birbirimize düşürmeyenlere karşı ülkemizi en ileriye taşıyacağız. Sırt sırta, omuz omuza daha ileri gideceğiz. Allah'tan başka kimsenin önünde eğilmeyeceğiz. Millet, devletsiz; devlet, ordusuz olmaz. Ordumuzun yeri kışladır. Ancak vatan müdaafası için kışladan çıkar. Millet olarak tarih yazmaya devam edeceğiz. Şehitlerimize rahmet, gazilerimize şifa diliyorum. Başta Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere darbenin engellenmesinde emeği olan herkese teşekkür ediyorum.
BAŞBAKANDAN NAZIM HİKMET ŞİİRİ
Orgeneral Hulusi Akar'ın konuşmasının ardından Başbakan Binali Yıldırım kürsüye geldi.
Başbakan Binali Yıldırım'ın konuşmasından satır başları şöyle:
Bu vatan toprağın kara bağrında sıra dağlar gibi duranlarındır. Bir tarih boyunca onun uğrunda kendini tarihe verenlerindir. Ardına bakmadan yollara düşen, şimşek gibi çakan, huduttan hududa koşan, cepheden cepheyi soranlarındır.
Ey Aziz İstanbul! Bugün muhteşemsin İstanbul! Bir kez daha tarih yazıyorsun İstanbul. 29 Mayıs 1453'te Sultan Fatih şehre girdiğinde ne kadar heyecanlıysa, bugün o kadar heyecanlısın İstanbul.
16 Mayıs 1919'da Gazi M. Kemal İstanbul'dan ayrılırken, ne kadar umutluysa bugün milletimiz o kadar umutludur. 30 Mayıs 1919'da Sultanahmet Meydanı'nda düşmana karşı ne kadar cesursa milletimiz bugün de o kadar cesurdur. 27 Mayıs 1994, Türkiye sevdalısını, bir yiğit adamını, bir Kasımpaşalıyı seçerken ne kadar güzelse İstanbul, o kadar güzelsin bugün.
Her bir semtin, her bir sokağın, her bir haneni gönülden selamlıyorum. Bugün bizim burada toplanmamıza vesile olan 15 Temmuz demokrasi şehitlerimizi kalpten selamlıyorum. Bugün aramızda bulunan kahraman şehitlerimizin ailelerini yürekten selamlıyorum. İstanbul'u düşmana teslim etmeyen kahraman gazilerimizi selamlıyorum.
Sayın Cumhurbaşkanım, çok değerli hanımefendi, bu milletin önüne geçtiğiniz, dik durduğunuz, bu milleti son yüzyılın en büyük tehlikesinden kurtardığınız için sizlere teşekkür ediyorum, sizleri selamlıyorum.
CHP Genel Başkanını ve bütün CHP mensuplarını, milli iradeden yana net tavır koydukları için yürekten selamlıyorum.
MHP Genel Başkanını ve bütün ülkücü kardeşlerimi, sarsılmaz bir demokrasi savunucusu olduğunuz için yürekten selamlıyorum.
Ak Partili kardeşlerim, CHP'li, MHP'li kardeşlerim, her kesimden değerli vatandaşlarım, bu muhteşem tabloyu yaşattığınız için hepinize milletim adına teşekkür ediyorum.
Bugün sadece İstanbul değil, bütün Türkiye ayakta. Türkiye meydanlarda, bizimle beraber. 81 ilimiz bizi izliyor, yavru vatan Kıbrıs bizi izliyor. Kısbır Türk Cumhuriyeti Başbakanı'nı da selamlıyorum. Filistin, Bosna, Irak'taki kardeşlerimiz bizi izliyor. Buradan İstanbul'dan 81 vilayetimize, tüm dünyadaki kardeşlerimize selamlarımızı gönderiyoruz.
Necip Fazıl ne güzel söylemiş; Allah'ın seçtiği kurtulmuş millet, güneşten başını göklere yükselt, alnın hür, kim sana atarsa kement, ezel kuşatılmaz, çevrilmez ebed.
Aziz Türkiye, bugün size Azeri şairimiz Ahmet Cevat'ın mısralarıyla sesleniyorum; İnciler dök gel yoluna. Sırmalar düz sağ soluna. Fırtınalar dursun yana. Selam Türk'ün bayrağına.
Bu aziz millet 97 yıl önce toprağın altında şerefiyle yatanlar sayesinde, toprağın üzerinde şerefle yaşıyor.
15 Temmuz akşamı da bir işgal girişimi, FETÖ'nün ihtilal girişimiyle karşı karşıyaydı. Asker kıyafetindeki teröristler silahlarıyla millete kan kustu. Başkomutanımız, cumhurbaşkanımız milleti meydanlara davet etti. Selalar okundu, ezanlar yankılandı. İşte bu aziz millet, 81 vilayetinde hep birden şunu söyledi: Toprağın üzerinde şerefsiz yatırmaktansa, toprağın altında şerefle yatarız, şehit oluruz, gazi oluruz.
15 Temmuz 2. Kurtuluş Savaşı'dır. Allah'a hamd olsun, toprağın altında şerefiyle yatan şehitlerimiz sayesinde bugün bağımsızlığımızla, bir olarak yaşıyoruz. Güya Türk askeri kılığına girip topraklarımızı işgal edeceklerdi. Sankı bu milletin iradesini çalacaklardı. Allah şerleri hayıra çevirir. Bizi öldürmeyen her darbe daha da güçlendirir, burada olduğu gibi.
Ankara Savaşı'nda fetret yaşattılar ama biz oradan bir cihan devleti olarak doğduk. 100 yıl önce bu toprakları işgal ettiler ama biz oradan tek bir devlet, millet olarak doğduk. Bugün kötülük yapacaklarını zannedenler yanıldılar, bu muhteşem tabloyu hesap edemediler.
Sayın Cumhurbaşkanım, siyasette meydana gelen bu birleştirici tabloyu bozmayacağız. Uzlaşmayı güçlendireceğiz. Türkiye'yi milletimizle, siyasi partilerimizle, STK'larımızla 2023 hedeflerine taşıyacağız. Türk ile Kürt arasına girenler bu hainlerdi. Bu mikropları temizleyeceğiz. Terör örgütlerini aradan çıkaracağız.
Nazım Hikmet’ten, “Emret ki ölelim, emret. güneşi içiyoruz sesinde. akın var güneşe akın. güneşi zapt edeceğiz güneşin zaptı yakın…”
Ahmet Cevad’dan: “İnciler dök gel yanına, sırmalar diz sağ koluna, fırtınalar dursun yana, selam türkün bayrağına…”
Ahmet Arif’den… “Bunlar engerekler ve çiyanlardır, bunlar aşımıza ekmeğimize göz koyanlardır. Tanı bunları, tanı da büyü…”
LİDERLER KÜRSÜSÜNDE GENELKURMAY BAŞKANI
Kılıçdaroğlu'nun ardından Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar programda olmamasına rağmen sürpriz bir konuşma yaparak kürsüye çıktı. 'Bugün burada 7 Ağustos Demokrasi ve Şehitler Mitingi'nde TSK komuta kademesi ile, sizlerle beraber olmanın onur ve heyecanını yaşıyorum' diyen Akar'ın, konuşmasından satır başları şöyle:
15 Temmuz günü ülkemizin tüm kurum ve kuruluşlarıyla birlikte, TSK'ya sızmış bir grup illegal çete mensubu, terörist hainler, FETÖ, tarihimizde görülmemiş bir şekilde vatanımıza, milletimize, cumhuriyetimize bu zilleti yaşatmış ve TSK'nın şan ve şerefle dolu geçmişine kara bir leke sürmüşlerdir. Her yönüyle milli ve yerli olan yüksek siyasi liderlikçe verilen direktifler doğrultusunda asil milletimiz ve TSK'nın gerçek evlatlarıyla, emniyet mensupları bu hain girişime karşı koymuşlardır.
Milletimize ihanet eden bu alçaklara layık oldukları cevap verilmiştir. Bu rezaleti Türkiye Cumhuriyeti devletine, TSK'ya ve asil milletimize yaşatan hainler en ağır şekilde cezalandırılacaktır.
Burada özellikle şunu belirtmek isterim, 15 Temmuz akşam saatlerinde TSK bünyesinde yuvalanan terörist hainlerin darbe girişiminin, halkımızın peygamber ocağı olarak adlandırdığı TSK'nın ezici çoğunluktaki mensuplarıyla kesinlikle hiçbir alakası yoktur.
Bu nedenle, asker elbisesi içine girmiş eli kanlı caniler ile görevinin başında olan, bölücü terör örgütü PKK ve diğer tehditlerle de canla başla mücadele eden TSK'nın kahraman mensuplarını ayırt ederek davranması bizlere güç vermiştir. Bundan dolayı teşekkür ediyorum.
Asil milletimizin gözünü budaktan esirgemeden, canı pahasına, milli iradenin hakimiyeti için gösterdiği kahramanlık her türlü takdirin üzerindedir.
Bir kez daha asil milletimize saygı ve şükranlarımı sunuyorum.
KILIÇDAROĞLU'NDAN MANİFESTO
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Devlet Bahçeli'nin ardından Yenikapı’da düzenlenen Demokrasi ve Şehitler Mitingi’nde konuştu.
İşte Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları:
Sayın cumhurbaşkanı, saygıdeğer eşleri, önceki cumhurbaşkanımız, TBMM’nin sayın başkanı, sayın başbakan ve saygıdeğer eşleri, KKTC’nin sayın başbakanı, MHP’nin sayın genel başkanı ve sevgili yurttaşlarım hepinizi selamlıyorum, hepinize selamlarımı saygılarımı ve muhabbetlerimi sunuyorum.
Bugün bizim demokrasi tarihimizin önemli bir günüdür. Bugün Türk siyasal hayatı demokrasi tarihinde önemli bir olaya imza attı. 15 Temmuz akşamı TSK içinde yuvalanan bir çete grubu Türk demokrasisine darbe yapmak istedi. Parlamentoya darbe yapmak istedi. Daha doğrusu size bize hepimize darbe yapmak istedi.
Öncelikle TBMM’yi sabaha kadar açık tutan TBMM Başkanı’na yürekten teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Parlamenter sistemimize karşı bir darbe yapmak istediler. Bizim cumhuriyet tarihimizin en kanlı darbe girişimidir bu. 240 şehidimiz var, 240 aslanımızı toprağa verdik. 240 demokrasi şehidimize Allah’tan gani gani rahmet diliyorum. Onlar bizim demokrasi tarihimizdeki altın sayfalarda yerlerini aldılar.
Onları unutmayacağız, demokrasinin kahramanlarıdır onlar.
TBMM Gazi Meclis’tir. TBMM kurtuluş savaşını yönetmiş bir Meclis’tir. TBMM sabaha kadar çalışarak, darbelere karşı dik durarak, sadece kendi onurunu değil sizin seçip parlamentoya gönderdiğiniz vekillerin onurunu ve milletimizin onurunu korumuştur.
4 siyasi partinin liderleri ve milletvekilleri darbeye karşı açık net bir tavır koymuşlardır. Gönlüm ister ki bu güzel mitinge bu güzel beraberliğe eşlik etmek için sadece parlamentoda değil parlamento dışındaki genel başkanlar da burada olsaydı. Çünkü Gazi Mustafa kemal şunu söylüyor, “söz konusu vatansa gerisi teferruattır.
Artık 15 Temmuz'un bir özelliği var. Bir uzlaşma kapısı araladı bize. 15 Temmuz'da artık yeni bir Türkiye vardır. Bu uzlaşma kültürünü daha ileri taşıyabilirsek çocuklarımıza güzel bir Türkiye bırakmış olacağız.
Ben dahil bütün genel başkanların bu musibetten ders çıkarması lazım. Yeni bir olaya zemin hazırlamadan çağdaş uygarlığa götürmemiz lazım.
1- Camiye, kışlaya, adliyeye siyaset sokmayalım.
2- Siyasette özeleştiri yapmalıyız. Bizim soylu bir uzlaşmaya ihtiyacımız var. Geçmişi iyi tahlil etmek gerekiyor. Tarihi tekerrür ettirmemeliyiz.
3- Devletin inşasında liyakat sistemini esas almalıyız.
4- Her şartta demokrasiye sahip çıkmalıyız.
5- Milletin iradesi üzerindeki her türlü gölgeye son vermeliyiz.
6- Cumhuriyetin kurucu değerlerine sahip çıkmalıyız.
7- Parlamenter sistemi güçlendirmek zorundayız. 15 Temmuz akşamı TBMM dik durarak parlamentoyu terk etmedi. Kurtuluş Savaşı'nı nasıl yönettiyse bir darbeyi püskürttü.
8- Medyanın özgürlüğü.
9- Yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığı. FETÖ ordunu içinde yuvalandı, yargının, devletin her kademesinde yuvalandı. Biz buna daha önce F Tipi örgütlenme diyorduk. Şimdi FETÖ deniyor. Yargıyı mahkemede tecelli edeceğiz. Bir hakim Pensilvanya'dan talimatla hareket ediyorsa o hakim hakim değildir.
10- Laikliğin ne kadar önemli olduğunu gördük.
11- Demokrasinin güçlenmesine sadece bugün için değil, gelecekte de katkı vermek zorundayız. Mutlaka ama mutlaka sorgulayan bir eğitim sistemini hayata geçirmemiz gerekir.
12- FETÖ'yü biliyorsunuz artık bütün dünya biliyor. Bu örgüt geçmişte Balyoz, Ergenekon... Hiçbir günahı olmayan pek çok subayımızı hapse attılar. O dönem en çok itiraz eden bizdik. Şimdi onların tamamının kumpas olduğu ortaya çıktı. O zaman bir devlet adalet üzerinde büyür. Bir devlet adalet üzerinde devlet olur. Buradan bir çağrı yapıyorum, geçmişin mağdurlarına haklarını, itibarlarını iade edelim.
Devlet haksızlıklarla mücadele ederken hukukun dışına çıkmamalıdır. İçimizden bir kişinin bile emeği, eseri ziyan olduğunda bu tüm Türkiye'nin ortak kaybıdır. Bir kişi bile haksızlığa uğradığında bu tüm Türkiye'nin kaybıdır. Ülkemizi yeniden inşa ederken yeni mağduriyetler yaratmamalıyız. Devlet adalet üzerinde yükselmek zorundadır.
'HEPİMİZİN GÖREVİ'
12 madde halinde yol haritamızı açıkladım. Eksiği olabilir. Ama Türkiye'yi düzlüğe çıkarmak hepimizin görevi. Hep birlikte mücadele edelim.
En önde kadınlarımız var. Tıpkı 15 Temmuz'da tankların önünde durdukları gibi. Bundan büyük bir gurur duyuyorum. Kadınlarımızın hayatın her alanında daha çok var olmalarını gönülden diliyorum. Kadınlarımızın katılımı bizim için vazgeçilmezdir. Bu ülkenin yiğit kadınlarının evladı, kardeşi olmaktan gurur duyuyorum.
NAZIM HİKMET İLE BİTİRDİ
Kılıçdaroğlu konuşmasını Nazım Hikmet'in 'Dört nala gelip uzak Asya'dan Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket bizim' dizeleriyle bitirdi.
DEVLET BAHÇELİ'DEN SERT FETÖ MESAJI
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de burada bir konuşma yaptı. Bahçeli'nin konuşmasının satır başları şöyle:
Büyük Türk Milleti, Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın TBMM Başkanı, Sayın Başbakan, Sayın Anamuhalefet Partisi Genel Başkanı, Sayın Genelkurmay Başkanı. Bu mahşeri kalabalığı, yere göğe sığmayan bu izdihamı selamlıyorum.
Kardeşlerimi bağrıma basıyorum. Heyecanınız güç veriyor. Zorla dayatılan geceyi aydınlatıyor. Tüm Türkiye’yi hasretle kucaklıyor, hepinize sevgi ve hürmetlerimi sunuyorum.
Bu ihtişamlı coşkuda görüyorum ki oyunlara ve aramıza sokulmak istenen fitnelere rağmen dik durdunuz. Al bayrağımızı gururla yükselttiniz. Kardeşliği inançla savundunuz. Hainlere, teröristlere haddini bildirdiniz.
'15 TEMMUZ BİR YIKIM HAMLESİYDİ'
Yenilgi nedir tanımadınız. Ben de varım, buradayım dediniz. Yıkılmadım ve ayaktayım diyerek Yenikapı’ya koştunuz, yeni bir dirilişin müjdesini verdiniz.
Bahtiyarım çünkü Türkiye’nin şahlanışını gururla izliyorum. Bükülmez bilek, eğilmez baş burada, bu meydandadır. Türkiye tüm güzellik ve görkemiyle yeni bir sefere Yenikapı'dan başlamaktadır.
Türk milletiyle iftihar ediyorum. 15 Temmuz’da felaketimizi projelendirdiler. Son nefesimizi vermeyi hedeflediler. FETÖ milletin malı savaş uçaklarıyla saldırdı, bombalar üzerimize yağdı. 15 Temmuz yeni bir istila denemesi, yeni bir yıkım hamlesiydi.
'FETÖ TÜRKİYE'NİN KALBİNE NİŞAN ALDI'
Alim ve hoca görünümlü bir terörist beddua seanslarıyla cinayet örgütüne Türkiye’ye vur emri verdi. İblise ruhunu satan vaiz, ihanetle Türk ve Türkiye düşmanlığı ile doruğa çıktı, fitne ve münafıklığı ile rekor kırdı. Fetö Türkiye’nin kalbine nişan aldı.
Türk vatanını çekemeyen, üzerine çöreklenmek isteyen ne kadar kanı bozuk çevre varsa FETÖ'nün sırtını sıvazladı. Eline silah tutuşturdu. 15 Temmuz darbe teşebbüsü 627 yıl önce Kosova’da mağlup olanların yeni bir kalkışmasıdır.
15 Temmuz’da TBMM’yi bombalayanlar ile 101 yıl önce Çanakkale’de üzerimize silah sıkanlar aynı karanlık yolun yolcusudur. Bunlar yaratılmışların en aşağısı, en alçağıdır.
'KURŞUNLARIN ÖNÜNE GÜL BAHÇESİ GİBİ YÜRÜDÜNÜZ'
Ama ihmal ettikleri Türk Milleti'nin asaletidir. 15 Temmuz’da tankın önüne milli vicdan dikildi. Tanı ağarmayan zifiri geceye mahkum etmek istediler, itiraz ettiniz. İradenizi çalmak istediler reddettiniz. Yeri geldi tankın önüne yattınız, kurşunların önüne gül bahçesine girer gibi yürüdünüz. Çünkü siz Türk Milleti'siniz.
İzmir’in işgaline hayır deyip silahına sarıla Hasan Tahsin ile hainlere tek başına direnen ve şehit düşen Ömer Halisdemir aynı kahramanlık destanını farklı zamanlarda yaşayan neferleridir.(Fotoğraflar: Cumhurbaşkanlığı resmi web sitesi)