YÖK VE ÜNİVERSİTELER 2018: BİLİMSEL SORGULAMA DEĞİL 10 BİNLERCESİNE İDEOLOJİK SORUŞTURMA
YÖK üniversitelerin 2018
yılını,
A.
Eğitim ve Öğretim
B.
Araştırma-Geliştirme, Proje ve Yayın
C.
Uluslararasılaşma
D.
Bütçe ve Finansman
E.
Topluma Hizmet ve Sosyal Sorumluluk
açılarından 55 gösterge ile değerlendirip açıklamış bulunuyor.
Eğitim ve Öğretim niteliği ile ilgili kıstaslardan ikisini
“A.10.1 Akademik
huzuru bozmaya yönelik, akademik ve idari personel ile öğrencilere ait açılan
disiplin soruşturması dosya sayısı”
“A.10.2 Akademik
huzuru bozmaya yönelik, akademik ve idari personel ile öğrencilere ait
sonuçlandırılan disiplin soruşturması dosya sayısı” oluşturmaktadır.
Zahmete girip tek tek üniversite dosyalarına bakıldığında, 110
devlet üniversitesi itibariyle açılan disiplin soruşturması dosya sayısı 8 bin
23 ve sonuçlandırılan disiplin soruşturması dosya sayısı 7 bin 23.
Sayılar dosya bazında verildiğinden bazı dosyalarda birden fazla
personel veya öğrenci soruşturma geçirdiğinden 10 binlerce personel veya
öğrencinin soruşturma geçirdiği anlaşılmaktadır. Benim tahminim 20 bin
civarında olabilir.
Üniversitelere göre soruşturma dosya sayısına bakıldığında köklü
üniversitelerin hemen tamamı listenin üst sıralarında yer alıyorlar.
Karabükte ne varsa soruşturma liderliği 370 soruşturma dosyası
ile Karabük Üniversitesinde. Bunu Dokuz Eylül Üniversitesi takip ediyor.
Liste böyle akıp gidiyor.
Görüldüğü gibi eski üniversitelerimizden listenin başında
olmayan yok gibi. Dokuz Eylül, Erciyes, Hacettepe, Fırat, Akdeniz, Sivas
Cumhuriyet, Van Yüzüncü Yıl, İstanbul, Ankara, ODTÜ, Atatürk, Ege, İTÜ, Selçuk…
Şehir olarak Karabük, Kayseri, İzmir başı çekiyor. Ankara,
İstanbul onlarla başa baş sayılır. Manisa, Antalya, Konya, Erzurum, Afyon,
Isparta, Eskişehir, Mersin, Van, Siirt… Hiçbir şehrimizin birbirinden aşağı
kalır yanı yok, hepsinde öğrenci ve personel soruşturmalardan üzerine düşen
payı alıyor.
Köklü üniversiteler listenin
başında yer alıyorsa YÖK’ün kalite göstergeleri isabetli sayılır. Çaresiz
birkaç öğrencinin gitmek zorunda kaldığı büyük üniversiteler daha çok
soruşturulup sorgulanıyor gibi.
Daha önemli bir soru ki, bu soruşturmaların içerikleri nedir?
Kim hangi akademisyeni, personeli veya öğrenciyi neden dolayı soruşturuyor, kim
izliyor, kim şikayet ediyor, kim soruşturmacı oluyor?
Öğrencilerin ve personelin, hoca ve çalışanların soruşturma konu
içerikleri nasıl dağılıyor acaba? İnsanlar neden dolayı soruşturuluyor,
sorgulanıyor?
Soruşturmalar üniversite ortamını nasıl etkiliyor acaba? Ülkenin
bilim, felsefe, sanat, teknoloji, mühendislikteki gelişimini nasıl etkiliyor
acaba?
Anladığım o ki, bilimsel sorgulama giderek zayıflıyor,
soruşturmalar ise artarak devam ediyor. Yakında soruşturacakları düşünen soran
sorgulanacak kimse de kalmayacak gibi, o zaman rahata ereceğiz, huzura çıkıp
son cebelleşen bir iki hoca ve öğrencinin de cenaze namazını kılacağız galiba.
İşin özü zaten zar zor oluşan, 12 Eylül’le birlikte zaten ne
bilimsel özgürlüğün ne de akademik özerkliğin kaldığı, kırıntı olarak geriye
kalan üç beş kuruşluk akademik kültürü de kaybediyoruz, memlekete yazık oluyor.