Toros Adana Yumurtalık Serbest Bölge Kurucu ve İşleticisi A.Ş. (TAYSEB) İşletme Müdürü Yusuf Dinçsoy, Ekonomi Gazetesi’nden Eray Şen’e yaptığı açıklamada yöne dönem hedeflerini anlattı.
Yakın gelecekte kurulacak Kimya OSB, Ceyhan Petrokimya Endüstri Bölgesi, Ceyhan OSB ve Erzin OSB’nin ‘tam göbeğinde’ bulunduklarını, Doğu Akdeniz Ana Konteynır Limanı’nın da aynı bölgeye yapılacağını vurgulayan Dinçsoy, “Bunların yaratacağı fırsatlar, lojistik avantajlarımız, denize cephemiz, hepsi ayrı avantaj. Gerek konteynır, gerekse dökme kuru yük olsun, tüm limanlara çok yakınız. Serbest Bölgelerin pek azında bulunan avantajları sağlıyoruz. Burayı Ortadoğu ve Afrika ülkelerine açılma noktası olarak değerlendirebilirsiniz. 16 Mayıs’ta Adana ve 29 Mayıs Gaziantep’te düzenleyeceğimiz toplantılarda yatırımcıları bölgemize davet edeceğiz” dedi.
Elektriği, suyu, telefonu, doğalgazı hazır az sayıdaki parselde ihracata yönelik yatırım yapacak yatırımcıları beklediklerini vurgulayan Dinçsoy, “Yatırımcı çok kısa sürede hiçbir formaliteye gerek kalmaksızın, kendi parselinin elektrik, su, doğalgaz başta olmak üzere, internet, telefon hattı gibi bütün altyapı hizmetlerini hazır bulacak. Kendi parseline kadar olan yatırımlardan dolayı hiçbir bedel ödemeyecek. Bu maliyetin tamamını TAYSEB karşılayacak” ifadesini kullandı. 2024 ve 2025’de 8 milyon dolar daha altyapı yatırımı yapacaklarını vurgulayan Dinçsoy, “Bunlar gelecek firmaların ihtiyaçlarına yönelik olacak. Parsellere götüreceğimiz altyapılarla, bu rakamın 10 milyon doları aşmasını bekliyoruz” diye konuştu.
Yumurtalık Serbest Bölgesi’ne yoğun ilgi olduğunu vurgulayan Dinçsoy, “İstiyoruz ki ihracat odaklı çalışan firmalar gelsin, oldukça uygun şartlarda yerlerini tahsis edelim ve yatırımlarını yapsınlar. Serbest Bölgeler Kanunu’nun avantajlarını kullanarak ülkemiz ihracatına destek olsunlar. Tersane, liman, yat limanı, yat imalatı gibi konularda yaklaşık 1 milyon metrekarenin üzerinde, diğer sektörlere yönelik olarak da 600 bin metrekareye yakın, değişik ölçülerde parsellerimiz var” bilgisini verdi.
İhracat için üretim yapan firmaların tamamıyla Kurumlar Vergisinden muaf olduğunu hatırlatan Dinçsoy, sağladıkları avantajlar hakkında şunları söyledi: “Serbest Bölgeyi bir antrepo olarak düşünün; gerek yurt içi, gerek yurt dışından gelen bütün ürünler, KDV ve gümrük vergilerinden muaf olarak gelmekte. Ürettiğini yüzde 85 ve üzerinde ihraç ediyorsa, çalışanlar ücret vergilerinden muaf. Ayrıca son yıllarda yaptığımız yatırımlarla enerji maliyetlerini çok aşağılara çektik. Civardaki en uygun fiyatlarla rekabet edebilir fiyatlarla enerji sağlıyoruz.”
Firmalara yer satmak yerine yap-işlet-devret modeli çerçevesinde 45 yıllığına kiraya verdiklerini bildiren Dinçsoy, “Buradaki amaç, firmaların işletme sermayesini toprağa bağlamak yerine yatırım ve üretimde kullanmalarını sağlamak. Üretime yönelik yatırımlarda metrekaresi 2 dolar 20 cent yıllık kira bedeli alıyoruz” diye konuştu.
Gaziantep sanayisinin hammaddesini Marmara, Mersin ve İskenderun limanlarına getirip, sonra Gaziantep’e taşıdığına dikkat çeken Dinçsoy, “Gaziantep’te üretim yapıp, bunu tekrar Mersin ve İskenderun limanlarına sevk edip ihracat yapıyorlar. Serbest Bölgeyi tercih ederek, en azından bu gereksiz nakliye maliyetlerinden tamamen kurtulabilirler” yorumunu yaptı.
Güney bölgesinde likit ürün elleçleyebilen liman sayısının az olduğuna dikkat çeken Dinçsoy, bu konuda sundukları olanağı şöyle anlattı: “Likit ürünlerde firmalara çok ciddi kolaylıklar sağlıyoruz. Yanı başımızdaki Toros Limanı’ndan firmanın sahasına kadar boru hattı ile hammaddeyi sevk ediyorlar. Fabrikanın tanklarına kadar, hiçbir ara nakliye kullanmadan firmaya ulaşıyor. Türkiye’de bunu sağlayan tek yer burası. Bu sebepten dolayı, son yıllarda kimya ve petrokimya alanında bir mini kümeleşme yaşıyoruz burada. İstiyoruz ki bu durumu, alım-satımdan ziyade üretime yönelsin ve ihracatı geliştiren bir faktör olarak kullanılsın.”(Kaynak: Ekonomi Gazetesi)