Halk arasında ‘zatürre’ olarak bilinen ‘pnömoni’, akciğer dokusunda bulunan hava keseciklerinin enfeksiyonu olarak tanımlanıyor. Sonbahar ve kış aylarında soğuyan havanın vücut direncini düşürmesiyle birlikte görülme sıklığı artan zatürre, ülkemizde tüm ölüm nedenleri arasında 5. sırada yer alırken, enfeksiyonlar nedeniyle oluşan ölümlerde ise ilk sıraya yükseliyor. Zatürre erken tanı aldığında tedavi edilebilse de, özellikle bağışıklık sisteminin henüz gelişimini tamamlamadığı bebeklerde, eskisi kadar güçlü olmadığı ileri yaş grubunda ve baskılandığı kronik hastalığı olan kişilerde ciddi nefes darlıklarına, solunum sıkıntılarına, hatta ölüme bile yol açabilen ciddi bir hastalık.
Acıbadem Maslak Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Sezen Genç, Covid-19 pandemisinde zatürreden korunmanın en etkili yolunun ise zatürre aşısı olduğuna dikkat çekerek, “Covid-19 bağışıklık sistemini ciddi anlamda bozabiliyor, zatürre etkenlerinin akciğerlere yerleşmelerini kolaylaştırıyor. Her iki hastalığın birlikte görülmesi de solunum yollarında ciddi hasar oluşturarak hastanın solunum cihazına bağlanmasına ve yoğun bakım ünitesinde tedavi görmesine yol açabiliyor, daha da kötüsü ölüme bile sebep olabiliyor. Özellikle hastalığın daha ağır seyredebileceği risk grubunda etkin aşılama, hastalığa bağlı gelişebilecek olumsuz tabloların riskini oldukça azaltacaktır. Dolayısıyla 65 yaş üzerinde olan ve hastalığın daha ağır seyredebileceği risk grubundaki kişiler mutlaka aşı olmalılar” diyor.
Kalabalık ortamlarda hızlıca bulaşabiliyor
Genellikle vücut direnci düştüğü zaman gelişen zatürreye; bakteriler, virüsler ve mantar enfeksiyonları neden oluyor. Öksürme ve hapşırma gibi faktörlerle yayılan mikroplar saatlerce havada asılı kalabiliyor. Bu mikropların solunması da hastalığın kolayca bulaşmasına neden olabiliyor. Toplu taşıma araçları gibi kapalı ortamlarda bulunmanın yanı sıra hastayla temas edilmesi ve havlu ya da bardak gibi eşyaların ortak kullanımı da riski artırıyor.
Sadece kuru öksürükle de seyredebiliyor
Üşüme ve titreme ile yükselen ateş, öksürük, koyu balgam (sarı, yeşil ya da pas renginde), özellikle nefes alıp vermekle belirginleşen yan ağrısı ve eşlik eden nefes darlığı, zatürrenin tipik belirtilerini oluşturuyor. Ancak bazı hasta gruplarında kas eklem ağrıları, karın ağrısı ile kuru öksürük gibi sinsi bulgularla giden atipik durum görülebiliyor. Bu noktada hastanın farkındalığı, dolayısıyla hekime başvuru süreci gecikiyor. Bunun sonucunda hastalığa ait nefes darlığı, solunum problemleri, hatta solunum desteği gerekliliği gibi olumsuz sonuçların gelişme riski artıyor. İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Sezen Genç, tedavide gecikmemek için balgam çıkarma ve yüksek ateşin de eşlik ettiği öksürükte zaman kaybetmeden hekime başvurmak gerektiği uyarısında bulunuyor.
Zatürreye karşı 8 etkili öneri
İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Sezen Genç, solunum yolu enfeksiyonlarından korunma önlemlerinin zatürrede de mutlaka alınması gerektiğini belirtiyor; önerilerini şöyle sıralıyor:
Maske kullanın: Maske kullanmayı asla ihmal etmeyin. Maske Covid-19 virüsünün bulaşma riskini düşürdüğü gibi zatürre mikroplarına maruziyeti de azaltıyor.
Aşı yaptırın: Kritik öneme sahip diğer bir konu ise aşılama. Hem Covid-19’a karşı aşılanma hem pnömokok aşılaması hastalığın gelişme riskini azaltıyor.
Ellerinizi sık sık yıkayın: El hijyenine dikkat etmeniz de zatürre mikroplarının bulaşmalarını önlemede kritik role sahip. Özellikle toplu bulunulan ortamlarda bir yere dokunduktan sonra ve yemeklerden önce ellerinizi en az 20 saniye boyunca sık sık yıkayın.
Kapalı ortamlardan kaçının: Solunum yoluyla kolayca bulaşabildiği için kapalı ortamlarda mümkün olduğunca bulunmayın. Bulunmak zorunda olduğunuzda mutlaka maske kullanın.
Sık sık havalandırın: Bulunduğunuz ortamı sık sık havalandırmanız, ortamdaki mikrop yükünün azalmasını sağlayacaktır. Odanızı her gün en az 3 defa olacak şekilde, 15 dakika havalandırmayı ihmal etmeyin. Sıklığın arttırılması uygun sıcaklığın ve nemin sağlanması riski daha da azaltacaktır. Klimaların temizliğine de mutlaka dikkat edin.
Sağlıklı beslenin, düzenli uyuyun: Bağışıklık sisteminizin güçlü olması için dengeli ve düzenli beslenin, uyku düzeninize dikkat edin.
Sigara kullanmayın, alkol tüketmeyin: Bağışıklık sistemini baskılayıcı etkisi nedeniyle sigara ve alkolden kesinlikle uzak durun. Sigaranın akciğer dokusuna verdiği direkt toksik etki ve enfeksiyona yatkınlık geliştirmesinin yanı sıra tedavi direncine de sebep olduğunu unutmayın.
Bol bol su için: Zatürreye karşı bol bol su içmeniz de çok önemli. Bunun nedeni ise ağız ve buruna ulaşan mikropların kuru bölgelere daha kolay yerleşebilmeleri. Her gün 2-2.5 litreyi gün içine dağıtarak tüketmeyi alışkanlık haline getirin.
Hastanede yatarak tedavi gerekebiliyor
Zatürre hafif seyrediyorsa ve genelde ek risk faktörü olmayan hastalarda tedavi evde yapılabiliyor. Şiddetli boyuta ulaşan zatürrede ise hastaneye yatış gerekebiliyor, bazı hastalarda solunum desteği ile yoğun bakım tedavisine ihtiyaç duyulabiliyor. İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Sezen Genç, erişkinlerde zatürrenin en sık nedeni olan bakteriyel etkenlerin tedavisinde temel basamağın antibiyotikler olduğunu belirterek, şöyle devam ediyor: “Tedavinin temelini oluşturan antibiyotiklerin yanı sıra istirahat, ağrı kesiciler ve ateş düşürücüler ile bol su tüketimi fayda sağlıyor. Risk grubuna özel gelişme ihtimali artan virüs ve mantar gibi etkenler tespit edilirse, mutlaka bu sorunları da kapsayacak olan tedavi uygulanıyor. Tedavinin süresi genellikle 7-10 gün arasında seyrediyor. Ancak hastalığın şiddetine göre, eşlik eden başka bir hastalık ve spesifik etken varlığında 3 haftaya uzayabiliyor.”