Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, “Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanunda değişiklik yapılmasına dair Kanun Tasarısı”nın TBMM’ye sunulduğunu belirterek, “Zeytinciliğimizin geleceğinin ve son yıllarda yapılan büyük yatırımların heba olmaması açısından, söz konusu tasarı geri çekilmeli, hangi amaçla olursa olsun zeytinliklerin tahrip edilmesi önlenmeli, zeytinliklerimiz korunmalıdır” dedi.Meclis’e sunulan Tasarıda, zeytinlik saha tanımıyla en az 25 dekar büyüklüğündeki alanların zeytinlik saha olarak kabul edildiğine dikkati çeken Şemsi Bayraktar, bu durumda 25 dekarın altında kalan işletmelerin zeytinlik olarak kabul edilmediğine işaret ederek, şöyle devam etti:
“Zeytin Kanununda sadece zeytinyağı fabrikaları ile küçük ölçekli tarımsal sanayi işletmelerinin kuruluşu Bakanlığın iznine tabi iken kapsam genişletilmiştir. Büyüklüğü 25 dekarın altındaki zeytinlik alanları jeotermal kaynaklı teknolojik sera yatırımları, madencilik faaliyetleri, elektrik üretimine yönelik yatırımlar, petrol ve doğalgaz arama ve işletme faaliyetleri, savunmaya yönelik stratejik ihtiyaçlar, doğal afet sonrası ortaya çıkan geçici yerleşim yeri ihtiyacı, yol altyapı ve üstyapısı faaliyetlerinde bulunacak yatırımlara açık hale getirilmiştir.”
25 dekar altında kalan alanlar tehlikede
Zeytinlik sahalarda yapılacak yatırımların uygunluğuna, oluşturulacak olan “Zeytincilik Sahaları Koruma Kurulu”nun karar vermesinin öngörüldüğünü bildiren Bayraktar, şunları kaydetti:
“25 dekarın altında kalan alanlar her türlü arama ve işletme faaliyetlerine açık hale gelmektedir. Bugün ülkemiz zeytinciliği büyük bir gelişme içerisindedir. 2000 yılında toplam 97 milyon 770 bin ağacımız varken, 2013 yılında ağaç sayımız yüzde 70,8 artışla 167 milyon 30 bin adede ulaşmıştır. Hükümetimiz tarafından zeytincilikte dünya ikinciliği hedefi konulmuştur. Bu hedef doğrultusunda zeytin için verilen destekler ve yapılan yatırımlarla büyük ilerlemeler kaydedilmiştir. Söz konusu Kanun Tasarısı, ülkemizin zeytincilikte dünya ikinciliği hedefiyle örtüşmemektedir.”
Ülke ekonomisi olumsuz etkilenecek-
Tasarıyla getirilecek değişiklik sonucu, önemli bir tarım, sanayi, ticaret ve istihdam alanı olan zeytincilik sektörünün büyük ölçüde zarar göreceğinin altını çizen Bayraktar, şunları belirtti:
“Bu durumda geçimini zeytinliklerden sağlayan üreticilerimiz de mağdur olacaklardır. Zeytinlik alanlarda arama işlemleri tamamlandıktan sonra bu alanlar yeniden tarıma kazandırılmaya çalışılsa bile, tarımı bırakan, üretimden uzaklaşan üreticilerin yeniden tarıma dönmesi mümkün görülmemektedir. Zeytin yetiştirilen alanlarda yapılacak faaliyetler nedeniyle doğal yapısı bozulan toprağın verim gücü düştüğü gibi, toprak ve su erozyonuna açık hale gelecek, çölleşme riski daha da artacaktır. 1 cm kalınlıktaki bir toprağın oluşabilmesi için en az bir asır geçmesi gerektiği dikkate alındığında telafisi mümkün olmayan sonuçlarla karşılaşmamız kaçınılmaz olacaktır.
Çimento fabrikasından çıkan tozların zeytin ağaçları üzerindeki etkisini tespit etmek amacıyla yapılan bir araştırmada, filiz boylarının, yaprak sayısının, tane iriliğinin ve yağ miktarının azaldığı tespit edilmiştir. Her ne kadar bacalarda filtre kullanılsa da olumsuz etkileri önlemek pek de mümkün olmamaktadır.”