Bugün mutluyuz ve gururluyuz hem de kelimelerle ifade edilemeyecek kadar. Türkiye Cumhuriyeti'nin en önemli günlerden birisini yaşıyoruz toplum olarak. Bugün 105 yıl önce Türk milletinin iradesini temsil eden Birinci Büyük Millet Meclisi'nin açıldığı ve Türk halkının egemenliğini ilân ettiği gündür.
***
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün, Büyük Millet Meclisi'nin açılışı ile beraber Türk çocuklarına armağan ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'dır. Kutlu olsun.
- Çocukluğumuzda Bayram nasıl kutlanırdı-
Çocukluğum köyde geçti. Milli bayramlara haftalar kala öğretmen bize günün anlam ve önemini belirten şiirler ezberlememiz için görev verirdi. Öğretmenin verdiği şiiri ezberlemek için bahçelere tarlalara gider yüksek sesle okurduk. Bayrama haftalar kala verilen şiiri ezberlemiş olurduk.
***
Biz öğrenciler Bayram öncesi kendi aramızda kim daha iyi şiir okur yarışması da yapardık. Bazen anne ve babalarımız da bizimle aynı heyecanı paylaşıyordu. Bayramda yine siyah önlük giyer beyaz yaka takarak okula giderdik. Hava yağışlı olduğu zaman sınıflarda Bayramı kutlardık. Hava açık ve güneşli olduğu günlerde kırlara çıkar, şiirler okur, oyunlar oynar, çiçek toplardık.
***
Öğretmen aynı zamanda okul müdürlüğü görevini de yürütüyordu. Törenden önce köylüler toplanır okula gelirdi. Açık havada hep birlikte köyün karşısındaki koruluk alana giderdik. Bizler şiir okurken oyun oynarken anne ve babalarımız da bizleri alkışlardı.
***
Tören Okul Müdürünün günün mana ve önemini belirten konuşmasıyla başlardı. Tören alanını dolduran Köylüler nefesini tutarcasına pürdikkat dinlerdi. Tören etkinliği gün boyunca devam ederdi.
***
Daha sonra yer sofrası hazırlanırdı. Hep birlikte bağdaş kurup annelerimizin hazırladığı yemekler yenilirdi, köyümüzün ozanı Esat Yıldırım saz çalar türküler söylerdi. Hem öğretmen, hem öğrenciler hem de köylüler Esat Yıldırım'a eşlik ederdi. Esat Yıldırım kahramanlık türkülerinin yanı sıra kendi bestelerini de seslendirirdi.
***
Oyun havaları çalarken de genç erkek ve kızlar çiftetelli oynar karşılıklı halaylar çekerdi.
***
23 Nisan'da bazen davul zurnayla Bayram kutlanırdı. Yaşlı genç, kadın, çocuk hep birlikte halay çeker türküler söylenirdi.
-Bayramda küskünler barıştırılırdı-
Bayram coşkusunu hep birlikte yaşardık. Okul müdürü bayrama gelemeyenleri arar sebebini öğrenirdi. Mazereti olanı anlayışla karşılardı, mazeret belirtmeyenlere, "Bir zahmet çocuğunu izlemeye gel. Coşkusuna heyecanına ortak ol. İş çocuğundan daha önemli değil. Bayram günü çocuğunu yalnız bırakma" diye sitem ederdi. Bu arada kırgın, küs ve dargın olan köylüleri de, "Bugün bayram dargınlık, küslük olmaz barışın “der birbirleriyle tokalaştırarak kucaklaşmalarını sağlardı. Böylece köyümüzde iki Bayram bir arada kutlanırdı.
***
Günümüze gelince: ilkokul öğrencileri temsilen Meclisi yönetirken, ellerine tutuşturulmuş yazılı metni okurken siyasiler Parlamento çatısı altında Bayramı " bayram" havasında kutlamaktan uzak bir görüntü sergiliyor ne yazık ki!
***
Sözün özü: Çocukluk yıllarındaki coşkuyu, heyecanı, mutluluğu bugün de yaşamak istiyorum. Köyümüzün okul müdürü Bayramda küskünleri barıştırırken, iktidar erkini elinde bulunduran ve iktidar olma yolunda yürüyen ana muhalefet ve diğer siyasi parti liderlerinin ülkede neden barışı, huzuru ve güvenliği tesis edemediğine bir anlam veremiyorum.
