İfral TURGUT

Tarih: 25.06.2024 22:16

AHMET CEVAD

Facebook Twitter Linked-in

Kahramanlık ve şairlik ona çok yakışıyordu. Şair gibi doğdu, şair gibi yaşadı ve şair gibi öldü.

Azerbaycan'ın Gence şehri Seyfeli köyünde dünyaya geldi. 6 yaşında babasını kaybetti. Gence’de bir medresede Arapça, Farsça ve Rusça öğrendi.

Tarih ve edebiyatı seviyordu. Edebiyat öğretmenin teşvik ve desteğiyle çeşitli gazete ve dergilerde şiirleri yayınlandı.

Osmanlı Devleti, Balkan Savaşı’na girince, bir arkadaşıyla,    “Kafkas Gönüllü Kıtası”na katılarak İstanbul’a geldi. Trakya’da Bulgar ordusuna karşı savaştı.  

1914’te “Çırpınırdı Karadeniz” şiirini yazdı. Şiir o karanlık günlerde Türk dünyasına umut ışığı oldu. Bestelendi. Hem şiir, hem türkü olarak coşkuyla okundu. Hala da okunuyor.

I. Dünya Savaşında Anadolu'da yaşananları yakından takip ediyor, çeşitli gazetelerde haber ve makaleler yazıyordu.

Bakü'de "Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi"ne üye oldu ve   Batum, Kars, Ardahan, Sarıkamış, Trabzon ve Erzurum'daki Türklere ve Rus ordusuna esir düşen Osmanlı askerlerine yardım götürdü. Osmanlı askerleriyle birlikte   Rus-Ermeni-İngiliz birlikleriyle savaştı.

1918-1920 Azerbaycan Cumhuriyeti dönemi, sanatının en verimli dönemiydi. Bu dönemde  Cumhuriyeti öven, halka moral veren, coşkulu şiirler yazdı.

Bağımsızlık döneminde hükümetin milli marş müsabakasına katıldı. Şiiri beğenildi, bestelendi ama kabul edilmedi. Çünkü  Bolşevik ordusu Azerbaycan'ı işgal etmişti.

Komünizm döneminde Bakü’den uzaklaştırıldı. Guba’da Milli Eğitim Müdürlüğü, Edebiyat Cemiyeti başkanlığı, İnkılap ve Medeniyyet dergisinin yazı işleri müdürlüğünü yaptı.

1928’de, İstiklal Uğruna Şiirler kitabı İstanbul’da basıldı   ama bundan sonra hayatı daha da zorlaştı. Türkiye’de şiirlerinin yayımlanması, Azerbaycan’ın bağımsızlığı için çalışmaları ve milliyetçi şiirleri dolayısıyla devamlı takip ediliyordu.

Stalin’in "Büyük Temizlik" tasfiye hareketi sonucunda karşı devrimcilik ve Türkçülük suçlamalarıyla tutuklandı ve ölüme mahkum edildi. 13 Ekim1937 tarihinde kurşuna dizilerek şehit edildi.

1955’te SSCB Başsavcısı, Ahmet Cevad’a karşı ileri sürülen bütün suçlamaların asılsız olduğunu belirtilerek beraat ettirdi. Ne adil bir karar değil mi? Tam 18 yıl sonra.     

Sovyetler dağılınca, Azerbaycan bağımsızlığını yeniden kazandı. 1919’da yazdığı marş bestelendi, Azerbaycan Milli Marşı olarak kabul edildi: işte o marş:

Azerbaycan, Azerbaycan!
Ey kahraman evladın şanlı vatanı!
Senden ötürü can vermeye cümle hazırız!
Senden ötürü kan dökmeye cümle kadiriz!
Üç renkli bayrağınla mesut yaşa.

 

En başta söylemiştim ya, şairlik, hele vatan şairliği ona çak yakışıyordu.

 

NE MUTLU ONA, GERİDE BIRAKTIKLARINA, ONURLU AİLESİNE.

 

BİZE DÜŞENSE, ADINI SAYGIYLA ANMAK, ÖNÜNDE SAYGIYLA EĞİLMEK

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —