Son gelişmelerle ilgili dileklerimi iletmeden önce, çok iyi bildiğinize inandığım ama geniş kitlelerin de hatırlamasını istediğim bazı konulara bir flashback yapmak istiyorum. Sonra da dileklerimi sıralayacağım. .
Temmuz 2007… Bahçeli Başbakana haykırıyor: "Allah'tan korkmaz adam, kalkıp niye MHP'ye hakaret ediyorsun? Eğer Meclis'te tek başına bir iktidar ve senin kadar çoğunluk olsaydı, o zaman görecektin asılıp asılmadığını. Ama astırmadılar, engel oldular. Sen niye asmıyorsun? Oğluna gemi alacak kadar paran var, asacak kadar ip mi bulamıyorsun," dedi ve ekledi, "Al sana ip veriyorum, al da as" diyerek, elindeki urganı miting meydanına attı.
26 Aralık 2023…Bahçeli, DEM Parti’yi legal bir parti, 57 milletvekilini milletin vekili saymıyor, maaşlarının ve partiye hazine yardımının kesilmesini istiyordu. Grup toplantısında aynen şunu söyledi: “Teröristlere hangi milletvekili hoşgörüyle yaklaşıyorsa suçludur. Biz TBMM'de terörist istemiyoruz. CHP Genel Başkanı Özgür Özel zıvanadan çıkmış , CHP, Türkiye Cumhuriyeti'nin karşısına geçmiştir”. Sonra hızını alamamış, DEM’i kapatmayan Anayasa Mahkemesi’nin de kapatılmasını istemişti.
1 Ekim 2024…Meclis yeni yasama yoluna giriyordu. Tatilde ne olmuşsa olmuş, Bahçeli hidayete ermiş, kendisine yeni bir vahiy gelmişti. Salona girdi, doğrudan DEM parti sıralarına gitti ve büyük bir sevecenlikle parti yöneticilerinin ellerini sıktı, gülücükler dağıttı. Daha sonra da, “Dünya barış isterken, kendi ülkemizde barışı sağlamamız lazım,” dedi. (Barış ve Bahçeli. Yorum yok.)
Malazgirt Zaferi etkinliğinde, Hizbullah'ı terör örgütü olarak kabul etmeyen Hüda-Par Lideri Yapıcıoğlu'nun da elini coşkuyla havaya kaldırdı.
Bunlar yetmedi, AKP’ye, “Al da as,” dediği Apo’yu siyasi muhatap kabul edip. barış çağrısı yaptı. Kenya'da paketlenip Türkiye'ye getirilirken, “Ülkene hoş geldin, Apo,” diyen kar maskeli subaylara, panik içinde söylediği, "Ben ülkemi severim. Annem de Türk'tü. Bir hizmet imkanım olursa yaparım,” sözlerini hatırlatarak, "Terörün bittiğini, örgütünün tasfiye edileceğini tek taraflı ilan et," dedi. Kimse de, “Yahu o iş 1999’da kaldı. Sen nerelerdeydin,” demedi.
Ben bilmem, aklımda ermez ama kötü niyetli insanlar bütün bunların asıl sebebinin, Saray bile değil, Okyanus ötesinde esen rüzgarlar olduğunu söylüyor. Oynayan kuklalara değil, ipleri tutan ellere bakmak gerekmiş.
Sayın Özel, gelelim dileklerime ama bir-iki hatırlatma da size. 31 Mart’ta büyük bir zafer kazandınız. Gelin itiraf edelim, zaferin bu boyutta olacağını siz de beklemiyordunuz. Tıpkı bozgunun bu boyutta olacağını hesaplayamayıp, sersemleyen AKP gibi.
Oylarınız %37.8 olmuştu. Ama şimdi %30’un biraz üzerinde. Önce bu gerçek üzerinde biraz değil, derin derin analizler yapmak gerekmez mi? Bu trend böyle devam ederse, elinizde sadece fakirlik sınırının altında yaşayan orta direkle, açlık sınırının altında yaşayan emekliler ve asgari ücretliler kalacak.
21 Ekim’de Demirtaş’ı ziyaret edecekmişsiniz. Edin, tabi. Hatta hazırlıklı olarak, iyi bir dosya ile.
Örgütlerinizle Mardin, Batman, Diyarbakır başta olma üzere bir çok ilde, meslek odaları, STK’lar, kanaat önderleriyle görüşmeler yapacakmışsınız. Yapın tabi. Ve bu görüşmelerden en kısa zamanda uygulamaya koyacağınız somut bir politika oluşturun ama asla taviz vermeyin.
Şimdiye kadar ne yazık ki, hepsi de iyi niyet sonucu olarak, direksiyonda başkaları vardı, siz arkadan takip ettiniz. Yani “leader” değil ”follower” idiniz. Sonuç da anketlerdeki gibi oldu. Artık kaybedecek, feda edecek hiçbir şeyimiz yok. Şimdi “lider” olma zamanı ve mecburiyeti ortada. Şu “Doğu Seferi” bir milat olsun.
Dediniz ki, “Erken seçim istiyorsanız, Kasım 2025’te yapalım. Aksi taktirde, erken seçimi unutun.” Artık takip edeceğiniz ana politika bu olmalı. 16 Ekim 2024’te, Kilis sınırında mayınlı araziye iki roket mermisi düştü. Tesadüf tabi. Ama bir daha düşmeyeceğinin de garantisi yok. Malum savaş halinde OHAL ilan edilir ve seçim yapılmaz.
Açılım, saçılım, yumuşama, normalleşme tiyatrolarını unutun. Küfür mü ettiğini, siyaseten mi konuştuğunu bilemediğiniz, anayasaya saygı da duymayan ve uymayan, AİHM’nin kesinleşmiş kararlarını uygulamayan adamlarla bir “Bireysel Aile Yasası” yapılmasına alet olmayın.
SEÇİMLERİ ÖNGÖRDÜĞÜNÜZ ZAMANDA YAPTIRAMAZSANIZ, BİZ DE,
