Dersim halkı, çağlar boyunca ezilmiş, kötü muamele görmüş, yerinden yurdundan edilerek, sürgün hayatı yaşamış, ağır bedeller ödemiş bir halktır. Dersim halkı Cumhuriyet öncesi ve sonrası katliamlara maruz kalmış, binlerce insanı kurşuna dizilmiş, on binlercesinin izini kaybetmiş ama hiçbir zaman demokrasiden insan haklarından, hak hukuk ve adaletten taviz vermemiştir.
***
Çeşitli nedenlerle evini, barkını, tarlasını, köyünü, yöresini terk ederek daha önce hiç gitmediği hatta bilmediği yurdun değişik bölgelerinde yaşam mücadelesi vermiştir ayakta kalmak adına! Bu halk tarihine, kültürüne, inancına, diline, canlılara, doğaya aşık bir şekilde yaşamayı ilke edinmiştir.
***
Adana'da yaşayan Dersimliler, geçtiğimiz cumartesi günü Selman-ı Pak Kültür Merkezi'ndeki dernek lokalinde yöresel lezzet zerfet ziyafetinde buluştu. Buluşma adeta "bayram" havasını andırıyordu. Buluşmada sadece Dersimliler yoktu. Dersimli olmayan ancak bu kitle ile gönül bağı olan değişik siyasi partiler, Odalar, Dernekler, Sivil Toplum Kuruluşları, sendikalar, kanaat önderleri vardı.
***
Büyük bir aile sofrasında buluşmanın bahtiyarlığını hep birlikte yaşadılar hem de dost olmak ve dost kalabilmek erdemliğiyle. Konuşulmayan tek konu giderek yozlaşan, kirlenen, içinden çıkılmaz hale alan siyaset kurumu idi. Ülkenin iyi yönetilmediğine dair kaygıları vardı ama zerfet ziyafetinde kimsenin ağzının tadının bozulmamasına büyük özen gösterildiğine tanık oldum.
***
Zerfet ziyafeti aynı zamanda büyük buluşmayı simgeledi. Yüzler gülüyordu. Konuklarla aynı sofrada olmak, bu güzel atmosferi Dersimli olmayan ancak Dersimlilerle gönül bağı olan değişik kesimlerden gelen insanlarla paylaşmak Dersim ve Dersimlilerin ne "özel" bir halk olduğunu gözler önüne seriyordu.
***
Zerfet ziyafetindeki büyük buluşma aynı zamanda Dersimlilerin kararlılığının bir göstergesiydi. Söz konusu kararlılığın bugün olduğu gibi yarın da devam edeceğinin parlak sinyallerini veriyordu. İnsanlar mutluydu. Gülen yüzler, keskin bakışlar gelecekte barışın tam anlamıyla ikame edileceğini işaret ediyordu.
***
Dersimliler yaşanan onca ağır koşullara rağmen, her kesimden, her inançtan, her kültürden ve her renkten insanlarla dostluk köprüsü kurmanın yararına dikkat çekiyordu. Bu buluşmalarla daha da güçlendiklerinin bilinciyle hareket ediliyordu.
***
Öncelikli hedeflerinin bir arada olmak, birlikte hareket etmek, dayanışmayı güçlendirmek olduğuna dair çizgiler netti. Bu hedeften sapmayacaklarını dile getiriyordu. Özgür düşünce ve fikirlerinden dolayı ipotek altına alınmaları izin vermeyeceklerini altını kalın çizgilerle çıkıyorlardı. Önlerinin kesilmesine de fırsat vermeyeceklerini dile getirirken salonda alkış tufanı kopuyordu sanki.
***
Gelenek, görenek ve kültürlerini yaşamak azminden vaz geçmeyeceklerini ifade ederken de kararlılıkları yüzlerinden okunuyordu.
***
Dersimliler yaşadığı kentin sorunlarına karşı ne kadar duyarlı olduklarını da belirttiler. Demokratik bir toplum, ekolojik bir çevre ve özgürlük için mücadeleden, adaletten asla vaz geçmeyeceklerini dile getirdiler.
***
Bu kentte yaşayan Dersimlilerin Adana ile bütünleşmiş çok "özel" kimlikli bir kitle olduğu izlenimini edindim. Zaten Dersim coğrafyası ve bu coğrafyada yaşayan insanların demokrasi konusunda verdigi mücadeleyi anlatmama gerek olduğunu da sanmıyorum.
***
Bu mücadeleye sadece yurtiçinden değil, Yurtdışından da devam edildiği kamuoyu tarafından biliniyor. Dersim doğasına suyuna, inancına dokunulmasını istemiyor. Munzur Gözelerinin özgür akması konusundaki inadından asla vaz geçmiyor.