Oktay EROL

Tarih: 14.06.2024 20:15

ADANA SICAKLARI AŞILIR BİR GÜN…

Facebook Twitter Linked-in

Adana, sıcak günler yaşıyor! Sıcağın “en yaman” bunalttığı temmuz ayı gelmeden, bulunan ağaç gölgeleri bile serinlemeye yetmiyor! Ya yaylalar, ya dinlence yerleri, ya da iklimlemenin aralıksız çalıştığı yerler bulmak gerek!

Haydi emeklisin, haydi biraz daha “iyi” düşünelim; asgari ücretlisin! Neyi, nasıl yetirerek yaylanın yolunu tutacaksın ki? Ya da emeklisin; verilen Üçbin lira “bayram ikramiyesi” ile hangi yaylanın “y”sine ulaşabilirsin ki? Bir de “bu yılı emekli yılı ilan ediyoruz” dediler, bir de emeklinin bir kilo kıyma alabilmek için geceden kalkıp et kuyruğuna girdiğini bilerek…

Evdeki iklimlemeyi çalıştırsanız, ay sonunda “ödeme kaygısıyla” yanacaksınız; iklimlemeyi kapatsanız, alnınızdan dökülen terin bıraktığı iz hem oturmanızı, hem dinlenmenizi, hem de uyuyabilmenizi öyle kıskaç içerisine alacak ki; oturduğunuz/ uzandığınız yerde dönmekle yorulacaksınız!

***

Asgari ücretli artı, emekli eşittir; nüfusun yüzde yetmişi olduğu ileri sürülüyor! Sözüm ona, ülkenin yüzde yetmişi çalışıp, dara düşüp, açlıkla sınanıp, kışın soğukta/ yazın sıcakta deliler gibi vücut ısılarını ayarlayacak yer ararken, ülkenin geri kalanı yaylaları/ denize kıyılı kentleri/ İklimleme çalışan yerleri yaşam alanı olarak belirlemiş gönüllerince kullanıyorlar, beş liralık suya yüzyirmi lira ödeyerek kana kana içme “onurunu” yaşıyorlar bile! Ülkemiz onlara cennet!

Geçtiğimiz günlerde/ bir gün “yurdun en sıcak kenti” olarak belirlenmişti Adana! Yine dün, İstanbul’dan arayan bir arkadaş “havalar sıcak, aklı olan evden dışarı çıkmaz, inan dayanılacak gibi değil” dediğinde, “Adana’yı anlatayım istersen” demiştim! Arkadaş öyle boş değilmiş, beklentinin üzerinde bir sıcak yaşıyor olmalı ki, “daha birkaç ay önce eksinin altında bir sıcaklık yaşarken, bugün kırk dereceyi görmek bize göre değil, bir de siz sıcağa alışkınsınız, bir türlü işin içinden çıkarsınız, acıyan bize acısın dostum” dedi, konuşmasının arasına yarı gülümseme katarak…

***

Havalar sıcak, Adanalı ne yapar/ eder sıcağın üstesinden gelir de; iki gün sonra kurban bayramı, onbeş kilo eti çıkacak kurbanlıklar onbin lira, emeklinin elindeki “bayram ikramiyesi” ne yapabilir ki? Asgari ücretli geçen ay aldığı aylığının kalanıyla ne alabilecek, alsa ay sonunu nasıl getirecek? Kiminin küçük çocukları da var, evde “baba kurbanlığımız ne zaman gelecek” diye soranlar var! Masraf büyük!

İnsanların “bayram şenliği” yaşamasını seviyorum da, koşulların “bayram sevinci” yaşatmamasına kızıyorum! Tüik’in verileri ne denli inandırıcıdır oraya girmeyeceğim! Ancak en son yapılan bir araştırmaya göre, yurttaşımız geçen yıl, harcamasının yüzde yirmidördünü kiraya, yüzde yirmiikisini beslenmeye, yüzde yirmisini de ulaşıma harcamış! Son bir yıldır kiradan beslenemeye, ulaşımdan başka gereksinmelere makasın daha da açıldığını düşünebiliriz! Örneğin kiranın, üçe/ beşe katlandığını yadsımadığınızda, emekçinin aylığı yıl içerisinde yüzde elli dolayında artarken etin yüzde yüzon arttığı da göz ardı edilmezse, üstelik emekli ya da asgari ücretle “bir aylık kiraya” ulaşamama kaygısı da unutulmamalı!

Yaman sıcaklar yaşıyor Adana, ama hiçbir sıcak dargelirlinin yaşadığı zorluklar kadar sürekli değil! Gün gelir “tatlı bir anı olarak” anlatılır kan/ter içinde geçen süreler! Ancak yaşamdan çalınanların izi kalır!

KUTLAMA: BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN. İYİ YAŞAYIN. ERİNCİNİZ BOL OLSUN. YÜZÜNÜZDEN IŞIK EKSİK OLMASIN. ÇEKİRDEK AİLENİZLE GÜLÜCÜKLER SAÇIN. ADANA SICAKLARI AŞILIR BİR GÜN…


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —