Değerli okuyucularım, siz hiç hafta sonu Adana'nın merkez ilçesi Seyhan'ın Kocavezir Mahallesi'ndeki "Bit Pazarı’na gittiniz mi? Ben pazar günü bu semte uğradım. İnsanların bu kadar perişan olduğunu, çaresizlikten kıvrandığını tahmin etmiyordum. Ama gözlerimle tanık oldum. İnanın utandım. Yüreğim pazarı bastan basa dolaşmayı kaldırmadı.
***
Eğer " Gitmedim" diyorsanız, mutlaka uğrayıp yaşananları gözlerinizle görün. Çocuğuna bir çift terlik alabilmek için dil döken annelerin feryadını dinleyin bakalım tahammül edecek misiniz?
***
Eğer vicdanınız sizi rahatsız etmiyorsa, "Bit Pazarı"nı baştanbaşa dolaşın. Dolaşın ki, alış veriş yapmak ve bir parça kullanılmış eşyayı satabilmek için dakikalarca dil döken garibanların çektiği çileyi görün. Dolaşırken yanlarından geçtiğiniz insanların yüzüne bakmayı ihmal etmeyin. Çaresizliğin derin izlerini göreceksiniz. Ve inanın baktığınız için burukluk hissi bedeninizi saracak konuşmaktan zorlanacaksınız.
***
Bir de çocuğunun elinden tutarak yırtık ayakkabı ile gelen "pahalı" diye hiçbir şey almadan gidenler var, sokakta yürürken yüzlerine bakın, kendi kendilerine konuşurken ne söylediklerine kulak verin. Yaşadıklarına isyan ederek ülkeyi yaşanmaz hale getiren anlayışlara ne dediklerini duyun. İnanın o sözleri hiç duymak istemezsiniz.
***
"Bit Pazarı"'ndan çıkarken moralinizin bozulduğunu üzüntülü olduğunuzu, yürümek bile istemediğinizi göreceksiniz. Yoksul halkın bu kadarını hak etmediğini haykıracaksınız.
***
Bir de varoşlardaki semt pazarına gidin. Ekonomik krizin ne kadar derinleştiğini görün. Kendi kendinize, " Asıl yoksulluk burada". Yoksul halk burada" diyeceğinizi şimdiden duyar gibi oluyorum. Gerçekten yoksulluk semt pazarlarında giderek derinleşiyor. İnsanlar pazar artıklarını topluyor. İşsizlik sosyal boyutlarda olduğuna tanıklık edeceksiniz.
***
Koşullar giderek zorlaştığını, insanların kasabın önünden geçemediğini, görüp hüzünleneceksiniz. Markette çocuğuna süt alamayan annenin yüzünden düşen bin parça! O halini görmek bile istemezsiniz.
***
Adana narenciye üretim merkezi. Türkiye'nin yaş sebze ve meyve üretiminin yüzde 30'unu karşılıyor. Ne acıdır ki, halk ne portakal ne limon, ne greyfurt satın alıp tüketemiyor. Çünkü sebze de meyve de ateş pahası.
***
Yorulmadıysanız akşam saatlerinde Turgut Özal, Süleyman Demirel, Menderes Bulvarı'ndaki restoranlara bakın tıka basa dolu. Hani yokluk. Yoksulluk vardı? Hani insanlar pazarlarda çürük sebze ve meyve, çöp konteynerlerinde ekmek topluyordu? Restoran, Cafe ve Eğlence Merkezlerinde gördüğünüz şahşalı hayata bakınca "Burası başka Adana" diyerek gördükleriniz siz de inanamayacaksınız
***
Çünkü şehrin kuzeyinde ayrı bir Adana var. Buralarda yokluğun, yoksulluğun, fakirlik ve çaresizliğin izlerini göremeyeceksiniz. İnsanların yedikleri midesinde, yemedikleri önündeki masalarda duruyor. Oradan da çöpe!
***
Çöp konteynerlerini karıştıranlar da varoşlarda yaşayan insanlar. Adana'nın bir yüzü güllük gülistanlık. Öbür yüzü yokluk.. yoksulluk.. Fakirlik. İşte Adana'nın gerçek fotoğrafı!!!