Sanırım bir yıl önceydi, sözleşmesi bittiği için Uzman Doktor Akif Küçükcan'ın Başhekim olarak görevine devam edebilmesi için, bazı gazeteci meslektaşlarım sosyal medya üzerinden görüşlerini dile getirmişti.
***
Bu görüşlere halk da destek vermişti. Oluşan tepkileri başkent Ankara duymuş ve kayıtsız kalmamıştı. Dr. Akif Küçükcan bir yıl daha koltuğunu koruyabilmişti.
***
Sayın Dr. Küçükcan'ı tanımam, bugüne kadar kendileriyle hiçbir görüşmem, konuşmam, sohbet etmek gibi kişisel ilişkim de olmadı. Hastanelere sıkça giden biriyim. Ancak her hasta gibi sıraya girer muayene fişini alır çağrılmayı beklerim. Hastane yöneticileriyle bu bağlamda bir iletişim kurmayı hiçbir zaman düşünmedim. Doğru da bulmadım, bulmam da.
***
Zaten birey ve toplum olarak bu konuda zaafımızın olmadığını da söyleyemem. Dolayısıyla Dr. Akif Küçükcan'ı rahatsız etmeyi hiçbir zaman aklıma getirmedim. Bunu söylerken aklından geçirenlere de saygı duyarım. Bu tamamen kişisel tercih!
***
Hiç tanımadığım bir Başhekim hakkında ne yazabileceğimi de doğrusu bilemiyorum. Kaldı ki, övgüler yağdırmayı doğru bulmuyorum. Bana kalırsa etik de değil. Ancak çeşitli kesimlerden yapılan yorumlar Dr. Akif Küçükcan'ın iyi bir hekim olmasının ötesinden, iyi bir insan olduğu yönünde!
***
Bazı yorumlar olayı bireyselleştiriyor. Bu da doğru değil. Örneğin, “Akif Küçükcan toplumsal bir teveccühtür " Bu ne demekse!
***
Hepsi bu kadar mı, değil, "Kadirli’mizin yetiştirdiği değerli şahsiyetlerinden herkesin Akif Hocası Adana’da Kadirlilerin eli koludur. Adana’da binlerce çalışanın, hastanın ve hasta yakınının ortak takdirini kazanmış sadece Kadirlilerin değil Adanalıların da sevgisine mazhar olan Akif Küçükcan yalnızca görev tanımını yerine getiren bir başhekim değil, mesleğini severek yapan, adeta insan yönetmenin ilmini ruhuyla harmanlayan bir lider".
***
Bilinmelidir ki Akif Küçükcan bir hekimdir. Kadirli olması üstün bir meziyet olarak tanımlanamaz. Oysa Adana'da Bakanlığa bağlı hastanelerde onlarca hatta yüzlerce Kozan'lı doktor, hemşire, idareci ve sağlık personeli var. Kozanlıların da böyle bir tercihle öne çıkması doğru olabilir mi? Elbet değil. Olamaz da.
***
Sağlık gibi yıpratıcı bir alanda herkesin memnuniyetini kazanmak elbette kolay değildir. Hele hele günümüz koşullarında. Takdir edersiniz ki, hastane başhekimleri yoğun bir baskı altında görev yapıyor. Her yerden farklı sesler yükselir. Bu sesler istemlerinin karşılanmasını talep eder, gereğinin yapılmasını ister ve bekler. Aksi olunca da yeni cephe açar, eleştirmekle yetinmez yerden yere vurmaya kalkışır.
***
Bir hekim için öncelik empati, adalet ve vicdan olmalı. Deniliyor ki, “Bu insan burada kalmalı. Çünkü sadece görevini değil, gönlümüzü de kazanıyor.”.
***
İyi güzel ama siyasi gücü ve arkasından destekleyeni olmayan tek bir bürokrat ve yönetici oturduğu koltuğu doldurduğu halde uzun süre o görevde kalabilmiş mıdır? Dr. Akif Küçükcan bugüne kadar koltuğunu koruduğuna göre, bunu hasta ve halkın gösterdiği tepkiye bağlamak bana göre iyimserlikten öteye geçmez. Mutlaka siyasî kanallardan destek çıkan olmuştur.
***
Halk, Dr. Akif Küçükcan iyi bir insan diyorsa bana kalırsa, görevine devam etmesi gerekir. İddia edildiği gibi sırf Kadirli eşrafından olduğu için değil.
***
Adana ortak ses olursa iradesini gönülden ortaya koyabilirse (Kadirlili olduğu için) değil. Başarılı bir hekim ve yönetici olduğu tezini daha da güçlendirebilirse neden yerinde kalmasın.
***
Bu sorun ancak siyasi kanallardan çözümlenebilir. Örneğin Cumhur İttifakı ne güne duruyor?
***
Kaldı ki, bugüne kadar tüm kadrolara liyakatsız kişileri atamadı mı? Bikez da liyakat sahibi, idealist, başarılı bir hekimi koltuğunda kalmasına onay versin, inanın kaybedeni olmaz, Kadirlisi, Kozanlısı, Ceyhanlısı kısacası 2,5 milyon nüfuslu Adana kazanmış olur.
***
Yani!
***
Uzman Doktor Akif Küçükcan iyi bir insan olduğu ve ömrünü insanlığa adadığı için, Çukurova Devlet Hastanesi Başhekimlik görevini sürdürmesi halkın aleyhine değil, lehine olur. Kazanan Kadirli ve Kadirliler olmaz Adaba ve Türkiye olur.