AKIL TAŞIYAN HAYVAN

"Düşüncenin üstesinden gelemeyenlerin, düşünenin üstesinden gelmeye çalıştıkları günlerden geçiyoruz.”-Ahmet Zorlu (*) Benliğimizin, bilgimizin ve gücümüzün yarattığı o muhteşem cesaretle söyleriz: İnsanız!

"Düşüncenin üstesinden gelemeyenlerin, düşünenin üstesinden gelmeye çalıştıkları günlerden geçiyoruz.”-Ahmet Zorlu (*)

Benliğimizin, bilgimizin ve gücümüzün yarattığı o muhteşem cesaretle söyleriz:  
İnsanız!

Peki, insan neye benziyor?

Biyolojik bir varlık olmanın ötesinde, ahlaki ilkelerle şekillenen, politik düzenlerin içinde yer alan, bilinçle yoğrulmuş, duygusal ve toplumsal yönleriyle zenginleşmiş bir canlı mıdır?

Darwin’e göre, insan evrimsel süreçte doğadan ayrışmış gibi görünse de özünde onun bir parçasıdır. Hayvansal kökeni inkâr etmek yerine onunla yüzleşmek gerekir. “İnsan, türe özgü davranışlarıyla hayvani kökenini taşır.”(1)

Konrad Lorenz ise içgüdüleri ve saldırganlık yönüyle insanın hayvansal kalıtını taşıdığını; uygarlığın bu içgüdülerin denetimi olduğunu savunur. Bu yüzden: “İnsan saldırgan bir hayvandır.”(2)

Yani hayvanî kökü olan saldırgan canlıyız.
Öyle diyo'lar..(**)

Prof. Dr. Şahin Filiz'de diyor ki:
"İnsan:
Tıyneti bakımından bir şahıs,
Ruhuyla bölünmez bir kişi,
Benliğiyle bir töz,
Aklıyla bir tanrı,
Birlikte çokluk, çoklukta birlik,
Bedenli oluşuyla fani,
Hareket eden canlı olduğu için ölü,
Mükemmeli arayan olarak diri,
İhtiyaç sahibi olduğu için eksik ve isteyen varlık olarak tamdır..."(*)
Yani ne olduğunuza bağlı...

Tamam, filozoflara göre insan bir “hayvan.”ama her filozofun kafasındaki hayvan başka bir evrime sahip:
Kimi düşünür, kimi sorgular, kimi sever, kimi isyan eder...

Aristoteles, Politika adlı eserinde “İnsan politik bir hayvandır” der ve “logos”u yani söz, akıl yürütme, düşünme ve anlam verme yetisini onun ayırt edici özelliği olarak tanımlar. Yani insan sadece içgüdülerle değil, yüksek düşünceyle yaşayan bir varlıktır.(3)

Peki,  biz o aklı ne yaptık?

Nietzsche'ye atfedilen “İnsan, düpedüz hayvandır” sözü, ironik üslubuyla içgüdü-bilinç ikiliğini sorgulatıyor, ki ona göre insan, “aşılması gereken bir varlık.” Üstinsana ulaşmadıkça hayvanlığında kalır, ki bu ifade, sokağın cehaletine de felsefi bir ayna tutar gibi…(4)

Ama,temelde Aristoteles’in tanımı var:  
“Akıl taşıyan hayvan.”

Soralım , bu akıl gerçekten insanı insan yapar mı, yoksa sadece taşınan bir yük müdür?

İşte bunu biraz irdeleyelim diyorum.

A-Bilgiyle Başlayan İnsan mı?

Konfüçyüs’e göre insan, öğrenme iradesiyle anlam kazanır ve bilgiyi edinmek kadar, onu hayata uygulamak da erdemdir, ki bu yüzden insan, “öğrenen bir hayvandır”.(5)

Thales ise düşüncenin kökenini doğada aramış ve “Kendini bil” öğüdüyle bilgiye yönelmiştir, ki ona göre insan ise “araştıran bir hayvandır”.(6)

Sofistler için hakikatten çok ikna önemlidir ve “Haklı olan değil, iyi konuşan kazanır.”, ki bu nedenle insan, “kazanan bir hayvandır”.(7)

Sokrates, hayatı sorgulayan bir sınav olarak görüryor ve “Sorgulanmamış hayat yaşanmaya değmez.” diyor, ki bu yüzden insan, “sorgulayan bir hayvandır”.(8)

Platon, bilgiyi toplumla bütünleştirmiş ve ruhun erdemi, devletin düzeniyle mümkündür, ki insan, “toplumsal bir hayvandır”.(9)

Aristoteles’e göre insanı ayıran şey “logos”tur: yani söz, akıl, düşünce. Bu yüzden insan, “düşünen bir hayvandır”.

Bu başlıkta ayrıca Jean-Jacques Rousseau, Hannah Arendt, Lao Tzu, Farabi gibi düşünürlerin de izleri görülür.


B-Şüphe ve İtirazla Gelişen İnsan mı?

Septikler, bilgide mutlak güvenceye karşı çıkar, ki onlara göre insan, “şüpheci bir hayvandır”.(10)

Stoacılar, uyum ve sabır vurgusu yapar, ki  insan, “her şeye alışan bir hayvandır”.(11)

Herakleitos’un değişim felsefesi içinde ise insan, “tartışan bir hayvandır”.(12)

John Locke, zihni boş levha gibi  kabul ederek, deneyimle şekilleniriz ve   bu yüzden insan, “deneyen bir hayvandır” diyor.(13)

John Dewey bir pragmatist ve  insan faydayı arar, ki bu nedenle “çıkarını düşünen bir hayvandır”diyor.(14)

Immanuel Kant için aklı kullanma cesaretidur insanı insan yapan...O hâlde insan, “eleştiren bir hayvandır”.(15)

Descartes’a göre düşünmek var olmaktır, ama anlam dil ile oluşur. Dolayısıyla insan, “konuşan bir hayvandır”.(16)

Bu başlıkta ayrıca Michel Foucault, Judith Butler, Jacques Derrida, Max Horkheimer, Theodor Adorno, Albert Bandura, Jean Baudrillard gibi eleştirel ve yapısalcı düşünürlerin etkileri hissedilir.

C-Çelişkiyle Yüzleşen, Aşkla Direnen İnsan mı?

Hegel, tarihin akılla yürüdüğünü savunur ve ona göre insan, “sistematik bir hayvandır”.(17)

Gazali, akıl ve kalp çatışmasına dikkat çeker,ki bu yüzden insan, “tutarsız bir hayvandır”.(18)

Albert Camus için hayatın anlamsızlığına rağmen direnmek gerekir diyor, ki insan“itiraz eden bir hayvandır”diyor.(19)

Karl Popper, bilgiye ancak yanlışlayarak ulaşabileceğimizi söyler.Yani insan, “yalanlayan bir hayvandır”.(20)

Thomas Kuhn, devrimlerle gelişen zihniyete dikkat çekerek, insan, “teori kuran bir hayvandır”diyor.(21)

Karl Marx, insanın özünü üretimde buluyor. O hâlde insan, “mücadele eden bir hayvandır”.(22)

Erich Fromm, sevgiyi eylem olarak tanımlayarak,  insan, “seven bir hayvandır”diyor.(23)

Henri Bergson ise yaratıcılığı öne çıkarıyor. İnsan, “araç yapan bir hayvandır”.(24)

Bu başlıkta ayrıca Baruch Spinoza, Friedrich Nietzsche, Slavoj Žižek, Thomas Hobbes, Søren Kierkegaard gibi düşünürlerin insan doğası üzerine özgün yorumları öne çıkar.

Şimdi sokağa inelim ve halkın sesini duyalım, o seslerde bir felsefe ürünü!
Hep söylemiş ya da duymuşuzdur o sesleri.
Zaten,milletin ağzı torba değil ki büzesin…
O, akıl yürütmese de sezgiyle konuşur,
kimi zaman över, kimi zaman söver. Bu arada
kimi zaman güldürür, kimi zaman da düşündürür, ki işte o halk,sokakta filozofluk yapar da haberi olmaz;
Mesela,
“Hadi aslanım!” derken Aristoteles’e göz kırparken“Koçum benim!” derken sanki Platon’un ideal insanını arar gibidir.

Hitap ederken söylediğimiz,
“Minik kuşum...” sözü Rousseau’nun saf insan doğasını,“Kuzum benim!”sözü Arendt’in insana inancını,“Serçem benim.” ise Lao Tzu’nun insanın narin akışını ifade ediyor,diyorlar.

Yine,
“Kedi gibi uyuyor.”, Descartes’ın zihnî dinginliğidir.
“Yavru köpek gibi peşimde.”, Levinas’ın sadakatidir.
“Uyuz eşek!”, Camus’nün saçmalık içindeki yalnızlığıdır.
“Eşek kafalı!”, Gazali’nin akılsız dindarına sitemidir.
“Sığır mısın sen?”, Horkheimer’in eleştirisinde yankılanır.
“Öküz gibi yatıyor.”, Bandura’nın edilgen taklitçisidir.
“Domuz gibi inatçı.”, Hobbes’un korku toplumunun yansımasıdır.
“İnek gibi çalışıyor ama anlamıyor.”Bu, Hume’un alışkanlığa boğulmuş insanıdır.
“Tilki gibi kurnaz.”, Sofistlerin zaferidir.
“Yılan gibi kaypak.”, Derrida’nın anlamın peşinde dolanmasıdır.
“Koyun gibi güdülüyor.”, Adorno’nun modern sistem eleştirisidir.
“Papağan gibi konuşuyor.”, Baudrillard’ın tekrar dünyasıdır.
“Karga gibi gevezelik ediyor.”, Herakleitos’un boş tartışmalarına selam durma hali...
“İt ürür, kervan yürür.”, Popper’ın eleştiri cesareti iken “Köpek gibi pişman oldu.” sözü Epiktetos’un irade terbiyesidir.
“Fare gibi kaçtı.”, Foucault’nun gözetim toplumudur.
“Kurt gibi aç.”, Marx’ın yoksul işçisidir.
“Arı gibi çalışıyor.”, Farabi’nin uyumlu toplumudur.
“Eşek şakası yaptın!”, Zizek’in ironi patlamasıdır.
“Ayı gibi davranıyor.”, Spinoza’nın doğayla iç içe insanıdır.
“Horoz gibi dikleniyor.”, Nietzsche’nin Dionysos’udur.
“Balık hafızalı.”, Bergson’un zaman eleştirisidir.
“Kelebek gibi uçar, arı gibi sokar.”, Kuhn’un bilimsel devrimidir.
Sokaktaki ses çooook fazla...

İnsan...
Geleceği yaratmak onun görevi ve bugün bize lazım olan:
– sadece öğrenmek değil, sorgulamak;
– sadece yaşamak değil, anlam katmak;
– sadece düşünmek değil, düşünceyi eyleme dökebilmektir yani madem ki insan “akıl taşıyan bir hayvan”o halde mesele sadece o aklı taşımak değil hayata yerleştirebilmek ve davranışla görünür hâle getirmek gerekir.
Bu bir görev ve sorumluluk...

Hani bir karikatür kahramanı diyordu ya:
“En iyisi platonik aşk... Ne derdim var ne de tasam. Bak, ayrıldım ama onun hâlâ haberi yok!”

'Ortam insanı' olmak kolaydır ama aklı taşıyan insan olmak ise emek, cesaret ve sorgu ister.

Peki sen…
Hangi benzetmenin gölgesinde yürüyorsun?
Aslan gibi övülen mi,
Eşek gibi sömürülen mi,
Kedi gibi sessizleşen mi,
Yoksa hâlâ düşünen bir insan mısın?


Suat Umutlu 
04 Temmuz 2025

(*) Ahmet Zorlu . Gazeteci,yazar.
https://www.facebook.com/share/p/15L9KQf9Z6/
(**) Suat Umutlu , İnsan Denilen Muamma
https://adanaulus.com/kose-yazilari/insan_denilen_muamma_-162718.html
(**)Prof.Dr.Şahin Filiz...Felsefeci,akademisyen ve yazar.Akdeniz Üniversitesi Felsefe Bölümü’nde profesör.  İslam felsefesi, ahlâk, mistisizm ve Türk düşüncesi üzerine çok sayıda kitap ve makale yayımladı. Medyada aktif; Veryansın TV’de yazarlık yapıyor ve programlara katılıyor.
(1) Charles Darwin  
Evrim teorisinin kurucusudur. “Türlerin Kökeni” adlı eseriyle doğal seçilim yoluyla canlıların evrimsel süreçlerle şekillendiğini savunmuştur. İnsan da bu sürecin parçasıdır. Bilimsel düşünceyi doğa gözlemiyle temellendirmiştir.
(2) Konrad Lorenz  
Etolojinin (hayvan davranışları bilimi) öncülerindendir. “Damgalama” kavramıyla öğrenmenin biyolojik temellerini açıklamıştır. İnsan doğasındaki saldırganlık eğilimlerinin evrimsel kökenine dikkat çekmiş, bu yönlerin medeniyetle törpülenmesi gerektiğini savunmuştur.
(3) Aristoteles  
Antik Yunan filozofudur. Mantık, siyaset, etik, biyoloji ve metafizik gibi alanlara katkı sağlamıştır. “İnsan politik bir hayvandır” diyerek toplumsal yaşamın doğallığını vurgulamıştır. Bilgiyi deneyimle temellendiren sistematik bir düşünce kurmuştur.
(4) Friedrich Nietzsche  
Alman filozof. Üstinsan, irade, ahlak ve nihilizm kavramlarıyla felsefeye yön vermiştir. “Tanrı öldü” söylemiyle geleneksel değerlerin çöküşünü betimlemiş, bireyin kendi değerlerini yaratması gerektiğini savunmuştur. İnsanın içgüdüsel doğasına ironik biçimde ayna tutmuştur.
(5) Konfüçyüs  
Çinli filozof. Ahlak, eğitim ve devlet felsefesi üzerine etkili olmuştur. Bilgiyi davranışla bütünleştirme çağrısı yapmıştır. Erdemli bireyden erdemli yönetime geçişi savunur. “Jen” (insancıllık) ve “Li” (töre) kavramlarıyla toplumsal uyumu temellendirmiştir.
(6) Thales  
İlk doğa filozoflarındandır. Doğayı doğa ile açıklamaya çalışan, düşüncenin kökenini mitolojiden ayırarak doğada arayan öncüdür. “Her şeyin özü sudur” görüşüyle evrenin maddi temeline dair ilk sistematik öneriyi sunmuştur.
(7) Sofistler  
Göreceli bilgi anlayışını savunmuşlardır. İkna sanatını önceler, hakikatin kişisel algıya göre değişebileceğini vurgularlar. “İnsan her şeyin ölçüsüdür” anlayışıyla bireysel perspektifi öne çıkarmışlardır.
(8) Sokrates  
Batı felsefesinin kurucu figürüdür. Sorgulama, etik ve bilgiye ulaşmada içsel çaba temasını işlemiştir. “Bildiğim tek şey, hiçbir şey bilmediğimdir” diyerek bilgelik yolunun alçakgönüllülükten geçtiğini savunmuştur.
(9) Platon  
Sokrates’in öğrencisidir. İdealar kuramı ve ideal devlet anlayışıyla tanınır. Ruh-beden-toplum üçlemesiyle insanı yorumlamıştır. “Adalet” kavramını birey ve toplum düzeyinde tartışmıştır.
(10) Septikler  
Bilginin kesinliğini reddeden felsefi akımdır. Kuşku ve yargı askıya alma tutumlarıyla özgür düşünceyi temellendirirler. Dogmatik iddialara karşı zihinsel dinginliği savunurlar.
(11) Stoacılar  
Erdeme, doğaya uygun yaşamaya ve içsel dengeye vurgu yaparlar. Duygulardan arınarak akla dayalı bir yaşamı öğretirler. “Kaderi sev” (amor fati) anlayışıyla yaşamın getirdiklerini kabullenmeyi öğütlerler.
(12) Herakleitos  
“Aynı nehirde iki kez yıkanılmaz” sözüyle değişimin felsefesini kurmuştur. Çatışmayı evrensel yasa olarak görür. Logos kavramıyla evrendeki düzeni ve aklı tanımlar.
(13) John Locke  
İngiliz ampirist düşünürdür. İnsan zihnini “boş levha” (tabula rasa) olarak görür. Bilgi deneyimle oluşur. Liberal siyaset teorisinin öncüsüdür; bireysel hakları ve mülkiyeti savunmuştur.
(14) John Dewey  
Pragmatist filozoftur. Eğitimi deneysel ve toplumsal süreçle ilişkilendirir. Eylem temelli düşünceyi savunur. Demokrasi ve eğitimi birbirine bağlı süreçler olarak görmüştür.
(15) Immanuel Kant  
Aydınlanma çağının önemli filozofudur. Aklın özgür kullanımı ve etik yasa anlayışıyla tanınır. “Kategorik imperatif” ilkesiyle evrensel ahlak yasasını temellendirmiştir.
(16) René Descartes  
Modern felsefenin babası sayılır. “Düşünüyorum, öyleyse varım” sözüyle bilinç-felsefesini temellendirmiştir. Akılcı yöntemle bilgiye ulaşmayı savunmuştur.
(17) Georg Wilhelm Friedrich Hegel  
Diyalektik düşüncenin sistem kurucusudur. Tarihi aklın ilerleyişi olarak yorumlar. Tez-antitez-sentez üçlemesiyle düşünsel gelişimi açıklar.
(18) Gazali  
İslam filozof ve mutasavvıfıdır. Akıl-inanç dengesine vurgu yapmış, insanın içsel çelişkilerine ışık tutmuştur. “Tehafütü’l-Felasife” adlı eseriyle felsefi eleştirilerde bulunmuştur.
(19) Albert Camus  
Varoluşçuluğun öncülerindendir. Absürd yaşam ve başkaldırı kavramları etrafında felsefesini kurar. “Sisifos Söyleni” ile insanın anlamsızlığa karşı direnişini simgelemiştir.
(20) Karl Popper  
Bilim felsefecisidir. Yanlışlamaya dayalı bilim anlayışı ile öne çıkar. Dogmalara karşıdır. “Açık toplum” kavramıyla demokratik düşünceyi savunmuştur.
(21) Thomas Kuhn  
Bilimsel devrimler ve paradigma değişimleri üzerine çalışmıştır. Bilim tarihinde sıçramalı ilerleme olduğunu savunur. “Paradigma” kavramını bilim sosyolojisine kazandırmıştır.
(22) Karl Marx  
Toplumları üretim ilişkileriyle analiz eder. Sınıf mücadelesi ve tarihsel materyalizmin kurucusudur. Kapitalist sistemin eleştirisini yapmıştır.
(23) Erich Fromm  
Psikanalist ve sosyal düşünürdür. Sevgi, özgürlük ve insan doğası üzerine etkili analizler yapmıştır. “Sahip olmak mı, olmak mı?” sorusuyla modern insanın varoluşsal sorunlarını tartışmıştır.
(24) Henri Bergson  
Zaman, bilinç ve sezgi kavramlarıyla tanınan Fransız filozoftur. “Yaratıcı evrim” düşüncesini geliştirmiştir. Mekanik akla karşı sezgisel bilinci savunmuştur.


SUAT UMUTLU

4.07.2025 23:45:00

YAZARLAR


ÇKA'DAN KÜÇÜK İŞLETMELERE YEŞİL DÖNÜŞÜM DESTEĞİ

JAPON DEVİ SUMİTOMO’DAN ADANA OSB ZİYARETİ

Dr. Haluk UYGUR Yazdı/ ADANA KEBABININ İCADI...

BAŞI DUMANLI ERCİYES DAĞI

Aydın SİHAY Yazdı/ SEYHAN BARAJ GÖLÜ

KARALAR KARAMURSEL’DE AÇILIŞ YAPTI

TUİK AÇIKLADI: RESMİ İLAN YAYIMLAYAN GAZETELERİN SAYISI 753

KARALAR’DAN SİLİVRİ ZİYARETİ

Düzgün COŞKUN Yazdı/SEVGİ ÇEMBERİ!

CEYHAN’DA TEMİZLİK VE BAKIM SEFERBERLİĞİ

ÇOCUKLARDA YAZ İSHALİ ALARMI!

YARDIMCI AKKAPI’DA TOPRAĞA VERİLDİ

VATANDAŞ İCRA DOSYALARINA 24 MİLYON, BANKALARA 4,7 TRİLYON BORÇLU

YÜREĞİR’DE KIYAFET BANKASI

GÜNÜN FOTOĞRAFI

ADANA’YA DIBLANZADE KONAĞI GÜNDÜZ BAKIMEVİ

İŞKOLİK MİSİNİZ, YOKSA TÜKENMEK ÜZERE MİSİNİZ?