Öcalan’ın hiçbir şart koşmadan PKK’nın silah bırakacağına dair bir mesaj gönderdiğinde, buna inanmadığımı, bunun gerçekleşmeyeceğini, aslında arkasındaki ajanda ve anlaşmanın tamamen başka olduğunu, duvarda küçük bir gedik açıldığında olmadığı söylenen taleplerin ardı ardına geleceğini söylediğimde, biri(!) beni ırkçılık ve Kürt düşmanlığıyla suçladı. Değilim tabi. Neden böyle bir saçmalığa cevap vereyim ki?
Bahçeli talebini yeniledi. Ama dikkat edin lütfen, “Ön koşulsuz,” dedi. “Kayıtsız şartsız,” demedi. Çok gecikmediler. Dem Parti ve Hüda-Par ilk isteklerini sıraladılar.
Anadilde eğitim, bir insanlık hakkıymış. Bunlara önce devletten, sonra da bir çok mecradan cevap bekliyoruz. Ama ben şimdi size çok uzun bir listenin, çok kısa bir bölümünü yorumsuz olarak sunuyorum.
İTALYA: Alman, Fransız, Ladino, Sloven asıllı topluluklar kendi dillerini konuşabiliyor. Anayasanın 139. maddesine göre resmî dil ve eğitim dili İtalyanca.
FRANSA: Breton, Katalan, Bask, Korsika, Alsas, Kreol Karayip, Malenezya, Kanak, Guyan, Flaman, Oksitan, İtalyan kökenli topluluklar kendi dillerini konuşabiliyor. Anayasanın 2. maddesine göre resmî dil ve eğitim dili Fransızca.
POLONYA: Alman, Belarus, Ukrayna, Rus kökenli topluluklar kendi dillerini konuşabiliyor. Anayasaya göre resmî dil ve eğitim dili Lehçe.
ALMANYA: Danimarka, Slav, Cermen, Roman kökenliler kendi dillerini konuşabiliyor. Resmî dil ve eğitim dili Almanca.
ROMANYA: Macar, Roman, Alman, Türk, Rus kökenli topluluklar kendi dillerini konuşabiliyor. Anayasanın 13. maddesine göre resmî dil ve eğitim dili Rumence.
MACARİSTAN: Bulgar, Yunan, Alman, Hırvat, Sloven, Sırp, Slovak, Ukrayna kökenli topluluklar kendi dillerini konuşabiliyor. Anayasanın 1. maddesine göre resmî dil ve eğitim dili Macarca.
BREZİLYA: Alman, Hollanda, İtalyan, İspanyol, Japon, Arap, Portekiz, Fransız asıllı topluluklar kendi dillerini konuşabiliyor. Anayasaya göre eğitim dili ve resmî dil Portekizce.
SLOVAKYA: Macar, Roman, Ukraynalı, Alman, Çek, Rutenyalı, Moravyalı, Polonyalı, Rus, Bulgar, Hırvat toplulukları kendi dillerini konuşabiliyor. Anayasaya göre resmî dil ve eğitim dili Slovakça.
MEKSİKA: Kızılderili kökenliler 80 civarında yerli dili konuşabiliyorlar. Anayasanın 2. maddesine göre resmî dil ve eğitim dili İspanyolca.
İSVEÇ: Finli, Sami, Roman, Meankieli, Yidiş kökenli topluluklar kendi dillerini konuşabiliyor. Anayasaya göre resmî dil ve eğitim dili İsveççe.
AVUSTURYA: Macar, Hırvat, Sloven, Çek, Slovak, Roman kökenliler kendi dillerini konuşabiliyor. Anayasanın 8. maddesine göre resmî dil ve eğitim dili Almanca.
Uzatmayayım, Hollanda, Ukrayna, Arjantin, Bulgaristan, Danimarka, Hindistan, Filipinler vs.de de durum aynı.
Ama…Aması şu: Özellikle Almanya, Fransa ve İsveç başta olmak üzere bir çok ülke, Türkiye’ye anadilde eğitim konusunda baskı yapıyorlar. Oysa kendileri resmi ve eğitim dillerini anayasalarıyla güvence altına almışlar. Öyleyse, kendilerinde olmayanı neden bizden istiyorlar acaba? Türkiye'de, anadilde eğitim talebi ve bu talebe çanak tutanlar, üniter devletin temeline nasıl bir dinamit koyduklarını mutlaka biliyorlardır.
(Yarın: Türkçeyi Kaybedersek, Türklüğü Kaybederiz.)