Anılar...
"Şu başlığı at", "Başlık benim işim"
dedim Aytaç Durak, fena bozuldu
Her belediye başkanı biraz medyatik olmayı sever, ancak bazılarına yakışır, bazılarına yakışmaz (yüzüne gözüne bulaştırır).
Çünkü popülaritesi yüksek belediye başkanları zaman zaman "pot" kırsa da telefi yoluna gider bunu espri olarak algılanmasını arzu eder. Gaf yapmak, arzu edilen ve istenilen bir şey değil. Nitekim konuşurken ağzından çıkıveriyor insanın. Bazen mahçubiyet, bazen şaşkınlık bazen de olgunluğa veriyor insan!
Medyatik insan, hemen konuyu değiştirerek karşısındaki muhatabının dikkatini başka yöne çekebiliyor, çoğu zaman da istediğini elde etmiş oluyor.
-Durak'ın eline kimse su dökemez -
Medyanın odaklandığı kişiler vardır ki, hemen hemen her gün televizyon ekranlarına çıkar, gazetelerin birinci sayfalarında fotoğrafı yayımlanır haberi yer alır. Bu kişilere "medyatik" sıfatı takılır.
Adana'yı 21 yıl yöneten Aytaç Durak'ın bu sıfatı taşıdığı rahatlıkla söylenebilir.
Türkiye'de medyatik Başkan denilince akla Aytaç Durak gelir. Bazı belediye başkanları var ki yaptığı gafı düzeltmeye çalışırken, gaf üstüne gaf yapar, kaş yaparken göz çıkarır.
Hiç kimse kusura bakmasın. Çünkü medyatik olma konusunda Aytaç Durak'ın eline değil belediye başkanları hiç kimse su dökemez.
Aytaç Durak, seçildiği her dönemde yerel medyadan büyük destek gördü. Seçim propagandası yapılırken yanında hep yerel medya vardı. Durak yerel medya ile içli dışlıydı. Öksürmesi dahi haber yapılırdı. Gözlüğünün altından bakarak yumuşak ses tonu ile yaptığı konuşmasıyla medyatik aşığı olduğunu ortaya koyuyordu.
-Kaymağı Yaygın Gazeteler Yerdi -
Ancak Büyükşehir eski Belediye Başkanı Aytaç Durak, yeri geldiğinde yerel medyayı bir kalemde silecek uygulamalara da imza atıyordu. Bunu bazı açıklamalarında net olarak ifade edebiliyordu.
Yerel medya her konuşmasını haberleştirirken, belediyenin ilan ve reklam pastasından küçük bir lokma düşüyordu. Büyük lokmayı yaygın gazetelerin Adana Büro Temsilcileri götürüyordu.
Magazin düşkünü değildi, bazen nükteli konuşmasıyla magazin muhabirlerine haber konusu oluyordu.
-Halkla arasında koruma ordusu yoktu-
İtiraf etmeliyim ki, yetenekli, eğitimli diksiyonu, hitabet gücü inkar götürmez. Tüm bu özelliklerine karşın medyatik yapısı ağır basardı. Medyatik olmak, bunu yıllarca sürdürmek bırakın belediye başkanı olmayı her kişinin harcı değildi. Bu ayrı bir yetenekti Başkan Durak açısından.
-Koruma ordusuyla gezmiyordu-
İşte bu yüzden özellikle varoşlarda geniş kitle Başkan Durak'a hayranlık besliyordu. En fazla oyu bu kesimden alıyordu her seçimde. Gittiği her mahallede tüm kapılar sonuna kadar açılıyordu. Durak'la halk arasında koruma ordusu yoktu, hiç olmadı. Karşılaştığı herkesle samimi duygularla sohbet eder, dertlerini dinler kendisine iletilen sorunu derhal çözüme kavuşturacağını söylüyordu.
-Dediklerini yapmayan gazeteciye de kızmazdı-
Başkan Durak, Güney Medya gazetesini okumadan geçmezdi. İmtiyaz sahibi merhum Metin Tursun da her sayıda Başkan Durak'ın konuşmasını ya manşet yapardı ya da köşesine taşırdı.
2000'li yıllardı. Başkan Durak, Adana Demirspor Başkanlığını Mustafa Tuncel'e devretmişti. Kendileriyle randevulaştık. Makam Odasında söyleşi yapıyoruz. İcraatlarını anlattı.
-Bırakın o kararı ben vereyim-
Güney Medya'yı eline alarak, "Haberi şu başlıkla 6 sütuna manşet yaparsınız" demesin mi? Başkan Durak bu konuda bir algı oluşturmuştu, sakınca da görmüyordu.
Hiç alışık olmadığım ve etik olarak doğru bulamadığım bir sözdü. Şu karşılığı verdim:
"Sayın Başkan konuşmanızı dinledim, notumu aldım. Ancak haberi hangi başlıkla ve kaç sütundan vereceğimi bırakınız o kararı da gazetenin Yazı İşleri Müdürü olarak ben vereyim".
Fena bozuldu ama kisa surede toparlandı. Gülerek, "Ben katkı bağlamında söyledim. Bugüne kadar verdiğim başlığa itiraz eden ya da değişik başlık veren çıkmadı. Tabii ki sen yetkilisin. Ancak ben de bu kenttin belediye başkanıyım, sorumluluğum var. Nasıl bir mesaj verdiğimi halkın anlaması için Başlığın haberi tamamlaması gerekir. Sözümlerim net anlaşılsın demek istedim".
-Fotoğrafımız flu çıkmasın-
"Merak buyurmayın haberi okuduğunuzda eksik yön bulamayacaksınız" dedim karşılıklı gülüştük. Bir kahve daha söyledi.
Kahveyi yudumlarken, "Fotoğrafa dikkat edelim. Fotoğrafımız flu çıkmasın" diye espri yaptı. Oysa fotoğrafı ben değil, basın bürosunun en başarılı fotoğrafçısı çekmişti.
Demem o ki, en sıkıntılı anında espri yapabiliyor, gönlünüzü kazanmaya çalışıyor yaptığının etik olmadığını bilmesine rağmen, hiçbir şey olmamışcasına seni uğurluyordu. Sayın Durak, medyatik olduğu kadar aynı zamanda gönül insanıydı.
Medyatik yanıyla ve hizmetleriyle hep konuşulacaktır.
- Halktan gelen tepkilere kızmazdı-
Aytaç Durak, gözlük altında gülerek baktığında mutlaka kendisiyle ilgili bir sözü ortaya atar, devamını senin getirmesini isterdi. " Sayın Başkan anlayamadım konuyu biraz açar mısınız "? dediğinizde konuyu anlatırken sonra da " Bana bak benden duymadın, benimle konuşmadın şimdi anladın mı " derdi.
Ben de " Kusura bakmayın, kaynağım sizsiniz" dediğimde kahkaha atar gülerdi. " Adın gibi Düzgün adamsın haydi dediğin olsun" der konuyu kapatırdı.
Sözlerini haberleştirirken ertesi sabah arar teşekkür ederdi.
- Fikrini soranlara "Akıl Hocalığı" yapıyor-
Sayın Aytaç Durak'la iyi hukukum vardı. Bir sohbet esnasında " Söyler mısın benden hiç talepte bulunmadın sebebini merak ediyorum" demişti. Şu karşılığı vermiştim: Siz bu kentin Büyükşehir Belediyesi Başkan ben de gazeteciyim hepsi bu kadar". Arkana yaslanarak derin derin içini çekmişti sonra da " Ama hiç kimse senin gibi düşünmüyor" demişti.
Aytaç Durak şimdi zamanını torunlarına ayırıyor. Vakit buldukça kendisini ziyaret eden fikrini soran kimselere de " Adana'nın geleceğine yönelik konu ve projelerde "Akıl Hocalığı" yapmayı ihmal etmiyor.
-Belediyeler Birligi'nin mimarıydı-
Bilindiği üzre Türkiye Belediyeler Birliği belediyecilik alanında faaliyet göstermek üzere kamu yararına bir dernek olarak 1945 yılında kurulmuş ve belediyelerin hak ve menfaatlerini dernek çatısı altında korumaya yönelik olarak belediyecilikle ilgili faaliyetlerini 57 yıl dernek statüsünde sürdürmüştür.
Aytaç Durak'ın bir başka özelliği de 1945 yılında kurulan Türkiye Belediyeler Birliği'nde 28 Eylül 2005 ve 28 Mayıs 2009 yılları arasında başkanlık görevini yürüttü.
5355 sayılı Mahalli İdare Birlikleri Kanunu'nun 26 Mayıs 2005 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kabul edilmesine ivme kazandırdı. Ayrıca 11 Haziran 2005 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmesi ve bu kanuna göre hazırlanan Türkiye Belediyeler Birliği Tüzüğü'nün İçişleri Bakanlığınca 28 Eylül 2005 tarihinde onaylanmasıyla Türkiye Belediyeler Birliği, ulusal ve uluslararası düzeyde belediyeleri temsil etme yetkisine sahip oldu. Bu arada bütün belediyelerin doğal üyesi olduğu tek mahalli idare birliği özelliğine kavuşturmasının da mimarı olmanın haklı gururunu yaşadı.
Seveni kadar sevmeyeni de vardı. Ancak Sezar'ın hakkı Sezar'a teslim etmek gerekir. Adana'ya büyük hizmetleri geçtiği inkar götürmez. Örneğin: Yeni Adana, Çatalan Köprüsü, Menderes Bulvarı, Dilberler Sekisi, Ragülatör Köprü Durak'ın imzasını taşıyor. Bu vesileyle Sayın Aytaç Durak'a sağlıklı ömür diler selam ve saygılarımı iletiyorum.