Bir söz süslüyse, onun doğru olup olmadığına bakmadan hepimiz kullanıyoruz. Son günlerde cesaretimizi ifade etmek için, “Biz korkuyu evde bıraktık,” diyoruz.
Doğru mu bu söz? Nasıl bir gerçeği ifade ediyor? Biz bu sözü söylerken, gerçekten söylemek istediğimizi, korkmadığımızı, korkmayacağımızı mı söylemiş oluyoruz?
Sormak istediğim birkaç soru var?
Bu sorulara doğru dürüst, akılcı bir cevap veremediğim için, bunu ilk defa kim söylemiş, hangi olay üzerine söylemiş, gizli bir anlamı var mı, diye bir araştırdım ama bulamadım. Bulan, bilen bir dostum varsa ve burada paylaşırsa, gerçekten mutlu olacağım.
Korkunun karşılığı olan “cesaret”, korkmamak değil, korkuya rağmen akıl verileriyle davranabilmektir. Korkuyu gerektiğinde bir yerde bırakmak mümkünse, hep beraber bırakalım ve bundan sonra hiç korkmayalım.
Korkuyu evde değil ama “Kerbela’da Bırakmak” diye yaşanmış bir anekdot var. “Darağacında Üç Fidan“ olarak bilinen Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan idam sehpasına yürürken, Deniz Gezmiş Hüseyin İnan’a, “Korkuyor musun, Dede,“diye seslenir. Hüseyin İnan’ın cevabı ise,“Biz korkuyu Kerbela’da bıraktık Deniz‘im,” olur. Bu yaşanmış bir olay ve o yüzden de anlamlıdır.Belki detayını ileride paylaşırız.
Deniz gezmiş, Yusuf’a neden “Dede” diye hitap etmiştir? Yusuf’a korkuyu bıraktıran güç ve inanç nedir? Yusuf, korkuyu neden başka bir yerde değil de Kerbela da bırakmıştır? Hiç birinin cevabı rastgele söylenmiş bir söz değil ve hepsinin anlamlı bir cevabı vardır.
Korkuyu evde bırakmanın da böyle bir hikayesi ve anlamı varsa, hepimiz kullanalım. Ya da, kullanmadan önce bir kez daha düşünelim.
BAĞIŞLAYIN. BENİMKİ SADECE BİR GÖRÜŞ.