ATO’NUN DUBAİ GEZİSİ…

Toplumda genellikle görünürlüğü sınırlı olsa da, sivil toplum kuruluşları (STK'lar) önemli işlevler üstlenir. Katılımcılığı özendiren, kültürel/ sivil değerleri yaşatan bu yapılar;

Toplumda genellikle görünürlüğü sınırlı olsa da, sivil toplum kuruluşları (STK'lar) önemli işlevler üstlenir. Katılımcılığı özendiren, kültürel/ sivil değerleri yaşatan bu yapılar; sanat, sağlık, eğitim gibi pek çok alanda çalışmalar yürüterek sivil toplumun kurumsal yanını gün yüzüne çıkarırlar. Oda, sendika, vakıf, dernek adı altında yaşamımızda yer edinirler. Bireylerin özgür bir şekilde düşüncelerini belirtebildiği meslek kuruluşları, sivil toplum kuruluşu olarak değerlendirilebilir.

Ticaret ile sanayi odaları, genel anlamda ilgili mesleksel çalışmaların kolaylaşması, bir çatı altında toplanabilmesi için kurulmuş olan kamu kurumları niteliğindeki hizmet alanları olarak varlıklarını sürdürürler. Literatürde, işletme sahipleri, bulundukları iş sektörü adına savunma yapmak için bu toplulukları oluştururlar. Bu toplulukların adına ” Ticaret Odası ” denir. Ticaret Odası kaydı, işletmelerin resmi olarak tanınmasını sağlar. İşletmelerin, yasal haklarını koruyabilir, ticari anlaşmazlıklarda hukuksal destek alabilir… Bununla birlikte tacirler, sanayiciler, sermayesi devlete ait olan kuruluşlar Ticaret Odası kaydı yaptırmak zorundadır. Esnaflar isterlerse Ticaret Odası kaydı yaptırarak sağlayacağı avantajlardan yararlanabilir. Serbest meslekle uğraşanlar da isteğe bağlı olarak odaya üye olabilir…

***

Bu bilgilerden anlaşıldığı gibi, Ticaret Odaları “işletmelerin yasal haklarını korumada, ticari anlaşmalarda hukuksal destek almalarında” destek ön koşul! Ancak günümüzde Ticaret Odası denildiğinde akla ruhsat işlemleri ya da ödenti (aidat) akla geliyor. Oysa tarihine baktığımızda bu kurumların yalnızca evrak işleyen yerler değil, ekonomik yaşamı yönlendiren, hatta dönem dönem siyasete yön veren yapılar olduğunu görürüz. 

Salgın sürecini anımsayın… İşletmeler, kısır döngü içerisinde zorluklar yaşarken, üstelik dünyanın birçok ülkesinde işletmelerin “zorluk sürecini” aşmaları için uğraş verilirken, bizde ödentiler konusunda bile iyileştirme yoluna gidilmemiş/ sürecin kıskacında bırakılmıştı! 

***

Şunu biliyoruz: Ticaret Odaları, zamanında ödeme yapamayan üyelerine 6183 sayılı Amme Alacakları Yasası'nda belirlenen, şu an aylık % 4,5 oranında gecikme zammı uygular. Gecikme zammını günlük olarak hesaplanır. Geçmiş yıllara ait ödenmeyen borçlar için icra yoluyla alır! Burada ne işletmenin içinde bulunduğu bungunluk, ne de işletmenin bu kıskaçtan kurtulması için gerekenlerden “ödevlerinden” sayılmaz! Kendine süreklilik sağlamak için bunun zorunluluğu vurgulanır…

***

Şuraya geleceğim: Dünkü Barış’ın manşet haberiydi! Adana’da, ATO’nun 38. Meslek Grubu üyeleri Dubai’ye fuar gezisi düzenlemiş. Kişi başı binyüzdoksanbeş doları ATO karşılayacakmış; bu miktar iki asgari ücretin ya da üç emekli aylığının üzerinde! Düzenlenen geziye katılacak olanlar, Dubai’de kaldıkları süre içerisinde fuarda iki saat geçirecekmiş, kalan zamanlarını da şöyle değerlendireceklermiş:

“Emirateş Towers, dünyanın tek yedi yıldızlı oteli Burj Al Arab, Medinat Souk’ta fotoğraf molası, Jumeirah Camii, Sheikh Palace, Dubai’yi 2 bölgeye ayıran Dubai Creek, Dow Cruise Marina gemisinde akşam yemeği, Day To Day alışveriş merkezi, akşam yemekli çöl safarisi gezisi, Abu Dhabi gezisi…”

***

Şunu sormak gerekiyor: Ticaret Odası kimin için, ne için var? Ödenti borcu olan küçük işletmelere karşı böylesine katı bir tavır alınırken, binlerce dolarlık lüks geziler hangi önceliğin ürünü? Ekonomik darboğazda nefes alamayan esnaf için bir avuç oksijen niteliğindeki destek neden bu kadar zor? 

STK’lar, özellikle de odalar; temsil ettikleri kitlenin değil, yönetici katmanın çıkarlarına hizmet eder duruma gelirse, toplumun güvenini de saygınlığını da yitirir. Oysa gerek duyulan şey, daha katılımcı, daha saydam, üyelerinin sesi olabilen bir oda kültürü. Gerçek temsil, yalnızca lüks otel lobilerinde değil; sokaktaki esnafın sesi duyulduğunda değer kazanır... 


Oktay EROL

14.05.2025 00:27:00

YAZARLAR


301 SOMA MEDENCİSİ ADANA’DA ANILDI

Düzgün COŞKUN yazdı/SES'İN GÜÇLÜ SESİYDİN ÖLÜM SANA YAKIŞMADI

HEDEF 12 MİLYONUN ÜZERİNDE YAVRU SAZAN ÜRETMEK

ÇUKUROVA’DA SATRANÇ YARDIMCI ANTRENÖRLÜK KURSU

TÜRKİYE OLMASI GEREKENDEN İKİ KAT FAZLA TUZ TÜKETİYOR

SENDİKACI MUZAFFER YÜKSEL HAYATINI KAYBETTİ

ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNDEN ANIZ YANGINLARINA BİLİMSEL ÇÖZÜM

DERVİŞOĞLU ADANA’YA GELİYOR

NEVZAT HIZ’DAN "ADANA SÖZLÜĞÜ" KİTABI

KAZALARIN YÜZDE 90.1’İ SÜRÜCÜ KUSURLARINDAN KAYNAKLANIYOR

"MAKAMIMIZ SOKAKLAR"

BİLGİÇ, Ç.Ü’DE TİCARET BORSASINI ANLATTI

ADANA’DA AVRUPA DİJİTAL İNOVASYON MERKEZLERİ PROJESİ TANITILDI

ÇÖLYAK HASTASI ÇOCUKLARDAN ANNELERİNE FİDAN

“YÜREĞİR’DE ASFALTSIZ YOL KALMAYACAK”

BAĞIMLILIKLA MÜCADELE TOPLUMSAL BİR SORUMLULUK

UZUN YAŞAMIN SIRRI!