Bir gazetede yer alan habere göre Bakan Tekin Millî Eğitim Bakanlığının 2001’de cumhuriyetin 100. yılına mektup kampanyasından söz ederek artık katsayı, başörtüsü ve dersliklerin kalabalık olma problemlerinin çözüldüğünü ileri sürdü. Özetle AKP döneminde, katsayı haksızlığı düzeltildi, başörtüsü serbest bırakıldı, ancak derslik/ fiziki donatı sorunu aradan 24 yıl geçmesine rağmen çözülemedi, hatta çözülmek bile istenmedi.
Eğitimin niteliği ise daha da bozuldu, ideolojik olarak da çok daha sorunlu hale geldi. Bugün sadece derslik-kalabalık sınıflara değineceğim.
Bakan Tekin’in açıklaması: “Bir öğretmenimiz, ‘İnşallah cCumhuriyetin 100. yılında 40 kişilik sınıflarda ders anlatırım’ diyor. Ne demek? Şu an Türkiye’de 40 kişilik sınıf var mı? Şu an Türkiye’de derslik başına düşen öğrenci sayısı ortaöğretimlerde 16-17 civarında, temel eğitim çağında ise 21-22 civarında. O gün sahip olduğumuz derslik sayısı katbekat artırıldı. Bu bir devrim. Mektupların birinde ‘İnşallah her okulda bir bilgisayar olur’ deniliyor. Bugün geldiğimiz noktada bilgisayarı geçtik, 65 bin okulumuzda etkileşimli tahtalar var.”
Bugüne kadar öğrencilerin okuduğu sınıfların kalabalıklık düzeyi hiç paylaşılmadı. Ancak 17 Ekim 2021’deki tweetinde bakanlık oranları öğrenci üzerinden değil derslik üzerinden alarak bir paylaşımda bulundu. Milli Eğitim Bakanlığının twitter hesabından yaptığı paylaşımda yer alan grafiğe göre, Türkiye'deki sınıfların yüzde 56.1'inde 1 ila 15 öğrenci, yüzde 16.7'sinde 26 ila 30 öğrenci, yüzde 13.8'inde 31 ila 35 öğrenci, yüzde 8.5'inde 36 ila 40 öğrenci, yüzde 3.8'inde 41 ila 50 öğrenci, yüzde 1.1'inde ise 50 veya üzerinde öğrenci bulunuyordu.

Elimizde öğrencilerin dersliklerin kalabalıklığına dair tek resmi bilgi budur. Bunda da bir kandırmaca yapılmış (Pay ile payda yer değiştirmiş), kalabalıklığı değil dersliklerin sayısı verilmiştir. Ben pay ile paydanın yerini düzelterek yeniden hesaplamıştım. Ortaya 17 Ekim 2021 tarihi itibarıyla şöyle bir tablo çıkmıştı:
Tablo: 2020/21 yılında dersliklerin kalabalıklığına göre öğrenci dağılımları

Bu tabloya göre 2021 yılında 850 bin derslikten 31 veya daha fazla öğrencinin öğrenim gördüğü derslik sayısı 231 bin 200 ve bu kalabalık dersliklerde okuyan öğrenci sayısının da 8 milyon 565 bin 450 idi. 2019-2020 yılı açık öğretim öğrencileri hariç tutulursa 16 milyon 505 bin 179 öğrenci vardı. Bu sayı esas alınırsa, 2021’de öğrencilerin yüzde 51.90’ı 31 ve üstü dersliklerde (31-70 kişilik kalabalık sınıflarda) öğrenim görüyor anlamına gelmekte idi.
Kaldı ki 2020/21 MEB istatistiğinde resmî okullarda 593 bin 632, özel okullarda 138 bin 749 olmak üzere örgün eğitimde toplam 732 bin 381 derslik bulunuyordu yani 850 bin derslik yoktu. Yani 2020/21’de kalabalık dersliklerde okuyan öğrenci sayısı büyük ihtimalle bu açıklanandan da yüksekti.
2024/25 MEB istatistiğinde resmî okullarda 618 bin 860, özel okullarda 134 bin 711 olmak üzere örgün eğitimde toplam 753 bin 21 derslik bulunuyor. 17 milyon 956 bin 523 öğrencinin 1 milyon 50 bin 801’i açık öğretimde okuyor, örgün/okul öğrencisi 16 milyon 905 bin 722 bulunuyor.
Tablo: 2024/25 yılında dersliklerin kalabalıklığına göre öğrenci dağılımları

Bu durumda özellikle resmi okullarda tüm kademeler toplamında derslik başına 25, ortaokul ve ortaöğretimde 27-28 öğrenci düşüyor ki, bu ortalamayı dikkate aldığımızda öğrencilerin hâlâ yüzde 45-50’sinin 31 ve daha kalabalık sınıflarda okuduğu öngörülebilir.
Yani imam hatipler hariç ilkokul, ortaokul ve lise düzeyinde devlet okullarında çocukların çok büyük kısmı çok kalabalık sınıflarda okuyor.
Bakan Tekin, öncelikle kademe ve okul türlerini dikkate alarak şube kalabalık sayısına göre öğrenci dağılımlarını açıklasın, biz de ne yaptıklarını görmüş olalım.
Haftaya Bakan’ın diğer açıklamalarına, özellikle de eğitimin niteliğine dair devam edeceğim.