BEHİRE HAKKI

Duydunuz mu Behire Hakkı’yı? Bir parça tanıtmaya çalışayım.

Sevgililerin, nişanlıların, eşlerin, kardeşlerin, babaların, “Vatan namustur,” diyerek cepheye koştuğu, geride çaresiz kadınların kaldığı dönem.   

Ve çaresizliğe boyum eğmeyen, Behire Hakkı. Henüz 11 yaşındaydı. Sokaktan bir basmacı geçiyordu. Koştu. Kendisine yetecek kara kumaş aldı ve kendisine bir elbise dikti. Annesi hayretler içindeydi. O günden sonra dikiş konuşunda bütün bildiklerini kızına anlatmaya başladı. Artık o anlatıyor, Behire üretiyordu.   

Önceleri pek rağbet görmedi ama yıllar onu çok yetenekli bir terzi yapmıştı.   

Savaş sürüp gidiyor, kadınlar omuzlarındaki yükün altında daha da eziliyordu. Behire, “Memleketim için ne yapabilirim,”  diye kafa yoruyordu. Sonunda kadınları meslek sahibi yapmaya, onları başkalarına muhtaç olmaktan kurtarmaya karar verdi.

1913 yılında  bir Biçki Yurdu açtı. Gazetelere ilan vererek kadınlara terzilik mesleğini öğreteceğini bildirdi. Alınacak öğrencilerin fakir kesimden olmasına özen gösterdi. Böylece, kadınlar fakirlikten kurtulacak, alın teriyle ekmeklerini kazanacaklardı. 

İlk aşamada 25 öğrenci başvurdu, daha sonra sayı 51’e çıktı. 1917’ye gelindiğinde ise sayı 366 oldu.

İlk mezuniyet törenine Maarif ve Ziraat Nazırları da katılmıştı. Böylece  devlet erkânının dikkati çekildi.  Behire, Maarif ve Sanayi Nişanına layık görüldü.  Biçki Yurdu bit milli kurum haline geldi.

Artık, askerler için her türlü kıyafeti dikip cepheye gönderiyorlardı. 55.155 pamuklu mintan dikerek, Müdafaa-i Milliye Cemiyeti aracılığıyla cepheye gönderdiler.

Cemiyet, Biçki Yurdu’ndaki her hanım için madalya hazırladı. Hanımlar aldılar madalyalarını onur duyarak ama madalyaların her birinin 4.500 kuruş olduğunu öğrenip, madalyaların bedeli kadar parayı cemiyete yardım olarak gönderdiler. Yetmedi sergi açtılar, satılan ürünlerin gelirini de buraya bağışladılar.

Yardımlar bununla da sınırlı kalmadı. Çanakkale Savaşı’nda yaralanıp İstanbul’a tedavi için gelen askerleri, ziyaret edip rahat ettirmek için her türlü malzemeyi sağladılar.

Biçki Yurdu’nun cefakâr kadınları, milli şair Mehmet Emin Yurdakul’a ilham olmuştu. Yurdakul iğne tutan ellerin kılıç tutan eller kadar aziz olduğunu vurgulayarak, dedi ki,

 

“Ey iğnem dik! Askere, giyecekler yetiştir.

Sınırdaki erlere, hizmet aziz bir iştir.

Ey iğnem dik! Elimde teğellenen şu gömlek,

Bir kahraman genç Türk’ün vücudunu örtecek.”

Ama  Biçki Yurdu da savaşın acımasız yüzünden nasibini aldı, öğrenci sayısı 14’e kadar düştü. Varını yoğunu ortaya koyan Behire Hanım, yurdun kirasını ödeyemez oldu  Yurdu ayakta tutabilmek için öğrencilerden az bir ücret almak zorunda kaldı.    

Çok geçmeden durumu toparlamayı başarırlar, 1928’de   Biçki Yurdu’nun mezun sayısı 1794’e ulaştı. Bayezıt, Beşiktaş, Fatih, Üsküdar’ın ardından Ankara, İzmir, Gaziantep, Konya ve Kilis’te de Biçki Yurdu açıldı. Mezunların birçoğu kendi atölyesini açtı, bir kısmı evinden çalışarak geçimini sağladı. Behire Hanım mutluydu, başarmıştı.

“Ben tek başıma ne yapabilirim ki,” diyenlere duyurulur.

İĞNE TUTAN ELLER, KILIÇ TUTAN ELLER KADAR DEĞERLİYDİ.

  • HAZARDA VE SEFERDE.

İfral TURGUT

18.07.2024 08:31:00

YAZARLAR


ÇUKUROVA ULUSLARARASI HAVALİMANI’NDA 30 AĞUSTOS KUTLAMASI

ADANA’YA 194 DOKTOR KADROSU

ADANA’DA 30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI KUTLAMASI

KENTİN YARININI KENDİN BELİRLE

VALİ KÖŞGER SARIÇAMLI MUHTARLARLA

ANNE BABALARIN EN ÇOK MERAK ETTİKLERİ 10 SORU VE YANIT!

BÖBREKLERİ KORUMANIN 10 YOLU

KOZAY’DAN MEŞALELİ YÜRÜYÜŞE VE YAŞAR KONSERİ’NE DAVET

"ÖĞRENCİ BAŞARILARINI YÜKSELTMEK İŞBİRLİĞİ ŞART"

AĞIZ KOKUSUNUN NEDENİ SOLUNUM YOLU ENFEKSİYONLARI DA OLABİLİR!

CEYHAN'IN MERKEZİNE YENİ YEŞİL ALAN

YÜREĞİR BİLİM MERKEZİ DAHA AKTİF OLACAK

ZEYDAN KARALAR’DAN 30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI MESAJI

VALİ KÖŞGER’İN 30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI MESAJI

AKDENİZ OFF-ROAD KUPASI ŞAMPİYONASI ADANA’DA DÜZENLENECEK

BNARUT: GIDA EGEMENLİĞİMİZİ BALTALAR

SEYHAN’DA ZAFER BAYRAMI’NDA FUTBOL ŞÖLENİ