Bencillik öyle bir hastalıktır ki beraberinde kıskançlığın da en derinini getirip, içten içe yakar kavurur insanı.
Kendisinde olmayanı başkalarında gördüğünde çıldıranlardan söz ediyorum. Egoları tavan yapanları işaret ediyorum. Hep bana diyenleri anlatıyorum.
"Onda var bende niye yok. O benden üstün olamaz. O kim oluyor ki? Benim olmazsa hiç kimsenin olamaz" diye düşünüp, etrafını yakıp yıkan, dağıtanlardan bahsediyorum.
Ne kadar iticidirler
Ne kadar kabadırlar
Ne kadar sevimsizdirler, bir bilseler.
Uzak durmak, semtine bile uğramamak gerekir böylelerinin.
Çünkü bugün ona yarın sanadır.
Mutlaka kıskanacak bir şey bulur, olmasa bile oldururlar.
İçlerinde kaynayan kıskançlık volkanı onları rahat bırakmaz.
Patlamaya hazır bir yanardağ gibi gaz çıkartır, kül püskürtür ve gün gelip yeri göğü inleten gümbürtülerle içlerini boşaltırlar.
Onlar boşalır, çevresi dolar.
Her yer kül bulutları altında, kapkara bir cürufla kaplanır.
Gözü dönmüş, ruhu kararmış, vicdanını bir kenara bırakmış kıskanç biri çok tehlikelidir. Ondan dost da olmaz arkadaş da.
Hatta aile içinde bile birlikte yaşamak mümkün değildir.
Böyleleri kendilerini çok çabuk belli ederler. Bakışları bile onları hemen ele verir.
Bu nedenle dikkatli olup, "bana bir zararı yoktur, olamaz" dememeli.
(t.d.)