Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler 27 Şubat 2025 Perşembe günü/gecesi saat: 04.00’te evi polis tarafından basılarak gözaltına alındı. 3 Mart Pazartesi gecesi de tutuklandı.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu belediye önünde toplanan Beykozlulara hitap etti:
-Alaattin Köseler 1960 yılında burada doğmuş büyümüş bir Beykozludur! Onun gözaltına alınması sizin iradenize karşı bir darbedir!
Bu ilk cümleden başlamak istiyorum. Alaattin Köseler’in hem büyükbabası Ali Köseler, hem de dedesi Nizamettin Kılıçaslan Beykozludur. Ben öncelikle Beykozluları anlatmak ve “Beykozluluk” üzerine birkaç şey yazmak istiyorum, Beykozlu bir gazeteci olarak…
Beykoz’da doğup büyüyenler arasında zengin yoktur. 20. Yüzyılda zengin kişiler “fabrikatör” adıyla anılıp biliniyordu. Beykoz’da da üç fabrika vardı:
-Sümerbank Beykoz Deri ve Kundura Fabrikası, Paşabahçe Şişe ve Cam Fabrikası, Paşabahçe Tekel İspirto ve Rakı Fabrikası.
Bu üç fabrika da devlet kuruluşuydu. Dolayısıyla ilçede hiç “fabrikatör” yani zengin yoktu. Beykoz’un çalışan nüfusunun neredeyse tamamı bu üç tesiste istihdam ediliyordu. Beykoz işçi yatağıydı. Kasap, manav, bakkal, terzi, manifaturacı, lokanta, meyhane, çay bahçesi sahibi gibi esnaf da işçilerin üzerinde gelir düzeyine sahip olmaları bakımından hali vakti yerinde kabul ediliyordu.
Alaattin Köseler’in çiftlik sahibi büyükbabası Ali Köseler Paşabahçe Yeni Sinema’yı açarak Beykoz’a “çağ” atlatmıştı. Dolayısıyla Beykoz’un zenginlerinden sayılıyordu.
Alaattin işte böyle bir aileye 1960 yılında dahil olmuştu. O da kendinden önceki kuşaklar gibi, çok yönlü lisanslı bir sporcu kimliği kazandı. Ferit İnal Lisesi voleybol takımının as oyuncusuydu. Anadoluhisarı’nın birincilikler kazanan kürekçisiyken, kardeşi Nizamettin’in “Abi bizim takıma gelmelisin, sana ihtiyacımız var” davetiyle Beykoz’un yıldız basketbol takımına katıldı. Anlayacağınız Alaattin Köseler Beykozlu olmanın bütün şartlarını yerine getirmişti! Onunla 1970’li yılların ikinci yarısında basketbol oynayan Beykoz takım kaptanı Aydın Göreli, sonraki yılların başkanını anlatırken şöyle diyor:
-Alaattin hem alt yapıdan yetişmiş çok iyi bir basketbolcuydu, hem de çok beyefendi kibar bir delikanlıydı!
Köseler’in okul öncesi Beyazerguvan sokaktan arkadaşı Adnan Zibel, onun aldığı aile terbiyesi gereği akçeli konularda üzerinde tek damla olacağına kimsenin inanmadığını söylüyor.
Belediye Başkanı gözaltına alındığı andan itibaren Beykoz’un kahvelerinde ilçenin mizah damarına son derece uygun değerlendirmeler de yapılıyor:
-Ula belediyenin kasasında para bırakmadınız ki, sizden sonra gelenler sizin gibi bir şeyler yapsın!
Beykoz’da öyle bir iklim vardır ki, nereden gelmiş olursa olsunlar kısa sürede damarlarında sarı-siyah kan dolaşır “Beykozlu” kimliği altında toplanırlar. Beykozlu meslektaşım Mehmet Şimşek bu durumu kendine özgü bakışıyla şöyle açıklıyor:
-Coğrafi anlamda dar bölge milliyetçiliği!
Beykoz’un tarihi bir özelliğini de buraya yazmak gerekiyor. Kurtuluş Savaşımız sırasında, Anadolu’ya silah ve mühimmat desteği Beykoz üzerinden sağlanıyordu, işgalcilere karşı!..
Beykozlular için, hangi partiden olurlarsa olsunlar önce “ilçeye sadakat” gelir. Seçim yapılmış Beykoz, başkanını seçmiş bir kere. Belediye önünde toplanan öfkeli kitlenin içinde taşıdığı sevginin adı onlar için iki kelimedir:
-Beykozlu Alaattin!
