Adana'yı dünyaya tanıtan Uluslararası Altın Koza Film Festivali sona erdi. Ödül alanlar sevindi, alamayanlar ise üzüldü. Bana kalırsa Altın Koza geride bir "Hoş Seda" bıraktı.
Sahada olan gazeteci dostlarım haber ve yazılarında Altın Koza ile ilgili gözlemlerini mutlaka bu haftada da yazmaya devam edecektir diye düşünüyorum.
Göz şikâyetlerim nedeniyle hiçbir etkinliğine katılamadığım için üzgünüm. Böylesi devasa bir etkinliği sanat kenti Adana'nın çoktan hak ettiğine inanıyorum. Umarım bundan sonraki süreçte Altın Koza Film Festivali'ne ara verilmez, tabii ki olağanüstü haller( Deprem) hariç. Altın Koza'ya kentli de sahip çıkarak her geçen yıl daha zengin içerikle yaşatılmasına katkı sunacaktır.
Adana üniversiteleriyle sivil toplum kuruluşları, meslek Odaları, sendikalar, kamu yararına dernekler, iş insanları kısacası topyekün güçbirliği yaparak bir adım daha ileriye taşıyacağının inancını taşıyorum.
Adana sanatın merkezi, sanatçıya önem veren anlayışla Türkiye'nin öncü rolünü 1969 yılından bu yana üstlenmiş bir kent. Bundan sonra da bu rolünü başka illere kaptırmayacaktır.
Uluslararası arenadaki yerini, konumunu ve önceliklerini koruyacaktır.
Gidip izleyemediğim festival etkinliği ile ilgili bir şey yazmak, olumlu ya da olumsuz yorumlarda bulunmak etik değil. Ahlaki de değil. Etkinliği izlemek, gördüğün artı ve eksileri iyi gözlemleyerek kaleme almak gerekir. Oturduğun yerde ahkam kesmek, ileri geri söz söylemek mesleki açıdan da doğru değil. Yazıyı yazan da kamuoyundaki güvenini yitirir. Bu nedenle festivalin içeriği ile ilgili detaylı bir şey yazmam olası değil.
Altın Koza Film Festivali'nde artı ve eksi yönlerini mutlaka izleyen gazeteciler halkla paylaşacak diye ümit ediyorum.
Adana Uluslararası Altın Koza Film Festivali gelip geçti. Adanalılar sanata, söyleşiye sinemaya doydu. Yılın yorğunluğunu bir nebze de olsa üzerinden attı. Stresten uzak günler geçirdi hem de sevdiği, saydığı güven duyduğu sanatçılarla birlikte.
Sosyal medya mecralarından izledigim kadarıyla, Adana Anakent Belediye Başkanı Sayın Zeydan Karalar ve ekibi bu sınava kazasız, belasız hoşgörü bir anlayışla son noktayı koydu.