Türkiye’nin en tanınmış tatil yöresi neresidir, sorusuna verilecek cevapların yüzde doksanı “Bodrum” olur. Herkesin kendine göre bir Bodrum’u var elbette. İnsanı içine çeken bu yerleşimi ilk kez görenler “şahane” unvanını verip, ertesi yıl geldiklerinde negatif bir çelengi sulara bırakırlar:

-Bodrum çok bozulmuş!

Bu satırların yazarının da içlerinde bulanan kuşak Bodrum’la tanıştığı 1970’lerin ilk yarısında “buraya temelli yerleşilir” hükmünü veriyordu. Oysa o günlerde Azra Erhat Cumhuriyet gazetesinde “tuhaf giysilerle dolaşan yerli turistlerin” varlığını bozulmuş Bodrum sayfasına yazıyordu!

Bodrum’un turizm alanında vites büyüttüğü yıllarda eski yerleşimcilerden olan İlhan Berk kadersizliğini şöyle açıklıyordu:

-Hepimiz Balıkçı’nın narına yandık!

Bodrum’a ilk yerleşen entelektüel Cevat Şakir Kabaağaçlı, Resimli Ay dergisinde yayımlanan bir yazısı nedeniyle verilen üç yıl kalebentlik cezasını çekmek için buraya gelmişti.

Nasıl geldiğini de Mavi Sürgün kitabında şöyle anlatıyor:

“Milas’tan at sırtında yola koyulduk. Bodrum’a niye atla geldiğimiz merak edilecek; çünkü yol yoktu! Bodrum yollarında, Büyük İskender’in savaş arabalarından -yani 2300 küsur yıldan- beri tekerlek dönmemişti!”

Cevat Şakir Kabaağaçlı cezası bittikten sonra da Bodrum’dan ayrılmaz. Kitaplarını da Halikarnas Balıkçısı adıyla yazmaya başlar.

Bodrumlular, 17 Nisan 2025 Perşembe günü Halikarnas Balıkçısı’na karşı bir vefa toplantısı yaptılar. Cevat Şakir Kabaağaçlı 17 Nisan 1890’da Girit’te dünyaya gelmişti. Demek ki, Büyük Bodrumlu 135 yaşındaydı.

Bodrum Deniz Müzesi işin başındaydı. Müze Müdiresi Selen Cambazoğlu davetlileri tek tek arayarak Bodrum’a çağırdı.  Belediye’ye bağlı bir kuruluş olan müze, 2011’den bu yana Cevat Şakir Özel Koleksiyonuna ev sahipliği yaptığını da buraya not düşelim.  2022 yılında dönemin Bodrum Belediye Başkanı olan (şimdi Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı) Ahmet Aras tarafından ilan edilen “17 Nisan Merhaba Günü” pandemi nedeniyle ileriye atıldı. Balıkçı, Merhabanın eski Türkçe anlamını “benden sana zarar gelmez” olarak açıklıyordu. O yüzden de bir yere girerken ve çıkarken “merhaba” derdi. Merhaba Günü 2025 17 Nisan’ında da hayata geçirildi. Çok hazırlanmış gece İnpera Kültür Merkezi’nin Livaneli Salonunda yapıldı. Sunucu olarak sahne Osmantan Erkır’a emanet edilmişti. Erkır bu işin hakkını verdi. İlk olarak sahneye tiyatro sanatçısı Utku Erişik geldi. Cevat Şakir’in nasıl Halikarnas Balıkçısı haline dönüştüğünü onun Mavi Sürgün kitabı üzerinden o kadar güzel ve coşkulu anlattı ki, sanki sahnede Cevat Şakir’in kendisi vardı.

Sonra Bodrum Kaymakamı Mustafa Çit geldi, doğanın korunması için direnmek gerektiğini söyledi. Bodrum Belediye Başkanı Tamer Mandalinci “Bugün sadece bir doğum günü kutlamıyoruz, bir felsefenin, bir yaşam şeklinin, bir inanmışlığı ve bunların altında açan begonvilleri, deniz kokusu ve yöreye katmış olduğu değerleri de kutluyoruz” dedi.

Zülfü Livaneli ise çok kültürlü olmanın zenginliklerini sıraladıktan sonra “biz Türkler Orta Asya’dan geldik. Balıkların adlarını bile bilmiyorduk. Levrek, lüfer, istavrit bizden önce yaşayanlardan aldık” dedi:

–Sadece iki balığın ismini kendimize göre verdik; kılıç ve kalkan!

Sanatçı Özgür Kıyat kendi bestesi olan Aksona Zeybeğini seslendirirken efsane sünger avcısı Aksona Memet de sahneye çıkıp zeybek oynadı.

Cevat Şakir gibi Giritli olan oyuncu Hakan Meriçler, birinci baskısından bir Balıkçı hikayesi okudu.

Sahne trafiği çok yoğundu. Herkes tek şarkı ya da tek metin okuyordu. Sokakların şarkıcısı Amina Rosa, yazar Jehan Barbur’un ardından Halikarnas Balıkçısı’nın Görsel Mirası sergisini hazırlayan Ömer Durmaz ve Ömer Faruk Şerifoğlu kısa birer konuşma yaptılar.

Merhaba Günü’nün mimarları; diplomat Metin Erdoğan, Bodrum Deniz Müzesi Müdürü Selen Cambazoğlu, Rauf Kösemen ve Osmantan Erkır katılanlara teşekkür ettiler. Bu sırada yanlarında Cevat Şakir’in torunları, torunlarının çocukları yer aldılar.

Gelecek yıllar için de önerileri vardı. Merhaba Günü’nü bir festivale dönüştürüp insanlığa “17 Nisan Dünya Merhaba Günü” armağan etmek. Özetle Ege kıyısında güçlü bir çağrı yükseldi:

-Bodrum’dan mavi bir merhaba!