9 Eylül CHP’nin 102’nci kuruluş yıl dönümü. CHP’yi önce Adnan Menderes’in Demkrat Partisi Mallarına el koyma Kanunu’nu çıkararak mallarına el koydu. Kurumlarını yok etmeye girişti. Sonra Evren’in faşist cuntası kapattı. Şimdilerde ise, AKP 23 Yıldan beri Cumhuriyet’in demokratik ekonomik bütün değerlerini yok etmeye çalışıyor. Kurduğu ucube sistemle çöküşe doğru ilerlerken, CHP’yi ve belediyelerini terörle, yolsuzlukla özdeşleştirerek, kongre ve Kurultay’larını iptal ederek, içten karıştırmaya çalışıyor. Siyasi ve ekonomik uygulamaları ile kendi tabutuna son çiviyi çaktığının farkında ama, yapacak başka bir şeyi yok!
DEMOKRAT PARTİ CHP’NİN MALLARINA EL KOYMA VE HALK EVLERİNİN KAPATILMAS KANUNU ÇIKARDI
Demokrat Parti iktidara geldiğinde CHP’nin iki büyük Dünya savaşı sonrası, Dünya Ekonomi Buhranı sorunları ile yıpratması ve emperyalist güçlerin yayılmacı ve aldatıcılığının yarattığı iklimle ilk yıllarında toplumda bir karşılığı oldu.Kısa süre sonra demokrasi dışı uygulamaları ile, Cumhuriyetin ve ilerici, çağdaş değerlerini ortadan kaldırmak için icraatlar yapmaya başladı. Özellikle toplumun dini değerlerini istismar ederek laik ve çağdaş değerlere savaş açtı. Doğal olarak da çağdaş Cumhuriyetin kurucu partisi CHP’yi hedef aldı.
Bu amaçla hazırladıkları ‘’Halkevlerinin Kapatılması ve CHP’nin Malvarlığına El Konulmasına Dair Kanun’u’’ 8 Ağustos 1951 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisinde çoğunluğuna dayanarak çıkardı. Kanun 10 Ağustos 1951’de Resmî Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdi. Kanunun resmi adı “Resmî Daire ve müesseselerin siyasi partilere bedelsiz mal devredemeyeceklerine ve bu daire ve müesseselerle münfesih derneklere ait olup siyasi partilere terkedilmiş olan gayrimenkul mallarla bu partiler tarafından genel menfaatler için yaptırılmış olan binaların sahiplerine ve Hazineye iadesine dair Kanunu“dur.
Bilindiği gibi Halkevleri, 19 Şubat 1932 tarihinde “Halkın hakları var” sloganı ile Atatürk’ün direktifi ve önderliğinde kurulmuştur. Başta Ankara olmak üzere 14 il merkezinde Halkevleri açılmış, ilerleyen dönemde bu sayı büyük bir artış göstererek yurt çağında örgütlenmesini gerçeklemiştir.
CHP’nin kuruluş amacı; Cumhuriyet Döneminde ülkenin sosyal ve kültürel kalkınmasında, Cumhuriyet’in getirdiği değerlerini geniş halk kitlelerine ulaştırmaktır. 1951 Yılında malvarlığının önemli bir bölümünü kaybeden CHP’nin mallarının geri kalanına 1953 Yılında el konulmuştu. 14 Aralık’ta meclisten geçen ve 16 Aralık 1953 Tarihi itibariyle yürürlüğe giren; “6195 sayılı Cumhuriyet Halk Partisinin haksız iktisaplarının iadesi hakkındaki Kanunu“ ile on beş gün içinde partiye ait taşınabilir mallar defterdarlıklar tarafından açık artırma yoluyla satılmış, taşınmaz malların mülkiyeti de hazineye geçirilmiştir.
Maliye Bakanlığı yayınladığı beyanname ile 29 Aralık 1953 günü mesai bitiminde CHP’nin tüm mal varlığının teslim alındığını, Ankara’daki Genel Merkez binası, Ulus Gazetesi ve Matbaası ile tüm mal varlığı Maliye Bakanlığı memurlarına teslim edildi. Ulus Gazetesi 15 Aralık 1953 tarihindeki son sayısında konuyu siyah bir başlıkla duyurmuştu.
1960 sonrasında Anayasa Mahkemesi’nin kuruluşundan sonra açılan davada; ‘’bir kısım malların iadesine karar verilmiştir. CHP’nin Malvarlığına El Konulmasına ve Halkevlerinin Kapatılmasın
12 EYLÜL CUNTA’SI CHP’Yİ KAPATIYOR!
CHP’ye karşı husumet devam etti. 12 Eylül 1980’de Kenan Evren Cuntası Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Süleyman Demirel'in Başbakanı olduğu hükûmetin faaliyetine son verdi. Milletvekillerinin üyelikleri ve dokunulmazlığı kaldırıldı. Tüm Ülkede sıkıyönetim ilan edildi. Yurt dışına çıkışlar yasaklandı. Kenan Evren Devlet Başkanı olarak ilan edildi. Yürütme ve yasama görevi, 600 Milletvekili ve senatörün yerine 5 generale verildi. 5 General oturup her türlü kanunu Yasama Meclisi yerine çıkarıyorlardı. Bu düzene de Güvenlik Konseyi adı verildi.
CHP dahil bütün siyasi partiler, dernekler, vakıflar kapatıldı. Siyasi Partilerin Genel Başkan ve yöneticileri askeri garnizonlarda göz altında tutuldu. Kötü muamele gördüler Sayın Ecevit hapse girdi. Amaç; toplumcu, seküler ve aydınlanma felsefesine dayalı cumhuriyet ve demokrasi yerine; uluslararası sermayenin yeni icadı olan neo liberal ekonomik politikalar ve özelleştirme adı altında kamu mallarının talanını öngören düzeni kurmaktı.
Bunun için kamucu ve karma ekonomi modelini savunan halkın emeği ve alın teri ile kurulan kamu iktisadi teşekküllerine önce çağın teknolojik gelişmeleri gerisinde bırakıldı. Üretemez, rekabet edemez hale getirildi. Üreten ve ülkenin göz bebeği olanlarını ise kasalarındaki paralarla, depolarındaki stoklarla haraç mezat satarak milli ekonomi tasfiye edildi.
Yıllarca iktidarda olan, emperyalistlerle iş birliği içinde olan, sağcı iktidarların karşısındaki en önemli ulusal güç CHP’ idi. Etkisizleştirilmeli, gerekirse yok edilmeliydi. Yani kapatılması gerekirdi. Evren Cuntası tarafında kapatıldı.
AKP’NİN BUGÜNLERDE CHP’YE YAŞADKLARI GEÇMİŞTEKİLERDEN DAHA VAHİM!
Şimdilerde Demokrat Parti gibi giderek meşruiyetini kaybeden AKP, önceleri DEM ve çeşitli adlarla kurulan siyasal Kürt Partilerini, şimdilerde ise CHP’yi ve belediyelerini terörle, yolsuzluklarla özdeşleştirerek yok etmeye çalışıyor. Aslında son zamanlardaki siyasi ve ekonomik uygulamaları ile kendi yok oluşunun taşlarını döşediğinin farkında mıdır? Yoksa girdiği siyasi gırdabın etkisi ile batıp gideceğini göremiyor mu?
EVREN CUNTA’SININ KAPATIĞI CHP HAPİSTE KURULUŞUNU KUTLUYOR!
Yeri gelmişken 12 Eylül sonrası kapalı CHP ve AP’nin bazı siyasileri yapılacak seçimde siyasette etkili olmasınlar diye Çanakkale Zincirbozan Askeri Kampında mecburi ikamete tabi tutulan siyasileri arasında yaşanan tarihi bir olayı da tarihe not düşerek aşağıda anlatalım.
Kenan Evren Cuntası 1983 seçimleri öncesinde, 16 eski parlamenteri Güvenlik Konseyi Kararı ile 121 gün mecburi ikamete tabi tumuştu. Yani hapsetti. Bu siyasiler;
42 yıl önce yaşanan ve bugünlere de ders olacak tarihi olayı Gazeteci Yalçın Doğan’ın, ‘’Dar Sokakta Siyaset Tekin Yayınevi Sayfa 363’te ki bölümünü özetleyerek genç kuşakların dikkatine sunuyorum.
Hâkim ve mahkeme kararı olmaksızın 12 Eylül Cuntası tarafından Zincirbozan Askeri Kampı’nda mecburi ikamete tabiyken, CHP’liler kapatılmış Parti’lerinin 60’ıncı kuruluş yıldönümünü kutluyorlar. Olayı O zaman Zincirbozan Askeri Kampında tutsak olan ve 2018 Yılının 25 Temmuz’unda yitirdiğimiz 15 ve 16’ncı Dönem CHP İstanbul Milletvekili ve Gurup Başkan Vekilliği de yapan Rahmetli Metin Tüzün’ün anlatımı ile aktaralım:
‘’8 Eylül Perşembe günü Sırrı Atalay, ben (Metin Tüzün) ve Süleyman Genç yürüyerek konuşuyoruz. Yarın 9 Eylül. CHP’nin kuruluşunun 60’ncı yıldönümü. 9 Eylül’ü Zincirbozan’da da olsa kutlamaya karar verdik. CHP’li arkadaşlara düşüncemizi açtık, hepsi sevindiler ve heyecanlandılar.
9 Eylül günü gündelik yaşantımızdan değişiklik olsun. Örneğin günlük keten pantolonları, yazlık gömlekleri çıkaralım, yerine sanki bayram günüymüş gibi kostümlerimizi giyelim ve o gün hiç üzerimizden çıkarmayalım. Bahçedeki Atatürk büstü önünde saygı duruşunda bulunalım, sonra oturup kendi aramızda sohbet edelim.
Adalet Partili arkadaşları meşgul etmeyelim diye haber vermedik. O gece tatlı, ama buruk bir heyecanla geçti. 9 Eylül Cuma günü sabahı erkenden kalktık. Sabah yürüyüşüne bizler kostümlü bir tarzda başladık.
Kampta gün ortasında ve bir “mecburi ikamet durumunda” lâcivert elbiseleriyle CHP’lilerin dolaşmasına askerler dahil herkes şaşırmıştı! Kamp komutanı özür dileyerek yanlarına yaklaştı ve ne olduğunu sordu. Durumu anlayınca; “Bizim yapabileceğimiz bir şey var mı?” diye sordu.
Süleyman Demirel, ‘Nedir bu haliniz, sanki yabancılar gelmiş, ne için kostüm giydiniz?’ Diye sorunca, Sırrı Atalay, ‘’Bugünün bizim için önemli bir gün. CHP’nin kuruluşunun 60’ıncı yılını kutluyoruz. Sizi meşgul etmemek için haber vermedik’’ demiş. Demirel bir an durarak, ‘Öyle mi, tebrik ederim’ diyor. Dudaklarını sıkıp hafif hafif başını sallıyor.
Metin Tüzün devam ediyor. ‘’Biz sabah yürüyüşünü sürdürürken birden aklıma geldi. Arkadaşlardan ayrıldım yol kenarındaki kır çiçeklerinden 3 tane koparıp Atatürk’ün büstüne koydum. Sonra Sırrı Atalay’a; “Üzülme ağabey, büste çiçek de koyduk” dedim.
Sırrı Atalay acı acı güldü ‘Sen sağ ol emi” dedi. Sonra kahvaltıya girdik yanımıza gelen AP’liler haberleri olmadığı için günlük kıyafetleriyle gelmişlerdi. Kahvaltıdan sonra saat 10.00’da Sırrı Atalay başta olmak üzere hepimiz Atatürk’ün büstü önünde saygı duruşunda bulunduk.
Çevremizdeki görevliler şaşkın şaşkın bize bakıyorlardı. Saygı duruşundan sonra kaldığımız binanın arkasına geçtik, bir masayı hazırlayıp, etrafına CHP’li yedi arkadaş oturduk, birbirimizi tebrik ederek sarıldık. En gencimizden başlayarak partiye nasıl girdik, o günleri sırayla anlatarak o günü yaşamaya devam ettik.’’
DEMİREL’DEN SİYASİ ZERAFET ÖRNEĞİ
CHP’liler tören sonunda kendi aralarında sohbet ederken AP‘lilerin tamamı da günlük giysilerini çıkarmışlar, kravatları takıp elbiselerini giymişler, başta Demirel olmak üzere kendilerine doğru geliyorlar. AP‘liler kendi içlerindeki protokole göre sıralanmışlar, ellerinde bir kutu şeker, o anda hemen nasıl bulabildilerse, gelip tek tek CHP’lilerin “Kuruluş Günü“nü kutluyorlar.
Herkesi yeniden duygusal bir hava kaplıyor. Gözleri nemleniyor. Demirel’in ağzından şu sözler dökülüyor; “Bu mantık olduğu sürece ne bu parti ölür, ne de bu memlekette demokrasi ölür… Tutukluluk halinin sürdüğü bir yerde, böyle bir yerde bile, tutukluluğunu unutup partisinin kuruluşunu kutlayan insanların var olduğu bir memlekette, ne parti ölür, ne de demokrasi. Hepinizi kutlarız.“ Dedi.
1983 yılı 9 Eylül’ünde Zincirbozan ‘da partisinin kuruluşunu kutlayan rahmetli Sırrı Atalay, tam tamına 2 Yıl sonra, aynı günde yani Partisi CHP’nin kuruluş gününe denk gelen 9 Eylül 1985’te yaşama gözlerini yumdu.
Boşuna heveslenme AKP! Senin de Menderes ve Evren gibi CHP’yi, kapatmaya gücün yetmez! Çünkü CHP savaş meydanlarında, Müdafaa-i Hukuk Cemiyetlerinin devamı olarak kurulan çağdaş bir sosyal demokrat partidir.
Sabri Arpaç