Yazıya soru sorarak başlamak biraz itici ama bazen de gerekli. Gerekli olduğu içindir ki, bugünkü yazıma soru sorarak başlamak istedim.
***
Şöyle ki: Güneyin metropolü Adana'da yaşayan ve Devlet Su İşleri kanallarının geçtiği güzergahlarda ikamet eden, sulama sezonunun sona ermesiyle birlikte, çevreye sinen pis kokulardan rahatsızlık duymayan var mı?
***
Aynı soruyu başka şekilde sormak da isterim: Adana, bu çevresel kirliliğe layık bir kent olabilir mı, ya da layık gören bir kişi sadece bir kişi çıkıp,'Adana bu kirliliği hak ediyor' diyebilir mı?
***
Diyebilecegine aklım almaz. Değerli okuyucularım sizler bu bağlamda benimle hemfikirsiniz sanırım. Kaldı ki başka şekilde düşünmenizi asla istemem, olası da değil. Uzmanlara göre, kanallardan sinen kokuların aynı zamanda çeşitli sağlık sorununa da yol açabilecegini ifade ediyorlar!
***
Tarımın ülkemiz, özellikle Adana dolayısıyla Çukurova için stratejik öneme sahip olduğunu bilmeyen de yok. Adana'da DSİ kanalları sayesinde su toprakla buluşuyor.
***
Çukurova'nın bereketli toprakları için tarımsal sulamanın önemi çok büyük. Ancak sulama sezonu sona erer ermez, kurumun kanallarda temizlik çalışmalarını başlatması gerekir.
***
Bereketli topraklara verilen 'can suyuna' kimsenin bir şey söylediği yok, zaten olamaz da. Böyle bir şey söylemek tabiat kanununa da aykırı.
***
Nitekim, sözkonusu çalışmalar her yıl uzun zaman aldığı için, kanalların havzasında biriken yosun, çöp, moloz, poşet vs. katı atıklar havaların mevsim sıcaklığının üzerinden seyretmesiyle birlikte, çevreye yayıldığını üzülerek belirtmek isterim.
***
Bu sabah Mavi Bulvar'da yürüyüş yaparken itiraf etmeliyim ki, sinen pis kokudan büyük rahatsızlık duydum. Güzergahdaki esnaflara da sordum. Onlar da kokudan rahatsızlık duyduklarını ifade ettiler. Üzüntüm bir kat arttı.
***
Her sezon sonunda Adana kirlilik ve pis koku yüzünden savaş vermek zorunda kalıyor. Temizlik çalışmalarının geciktirilmesi halinde, çevreye yayılan pis kokular bulaşıcı hastalıklara davetiye çıkarabilir.
***
Sabah saat 09'u 15 geçe evden çıkıp güzergah değiştirerek önce doğu yönüne Barajın savak kapaklarının bulunduğu alana kadar yürüdüm. Dönüşte yorgunluk gidermek için Duygu Cafe'de çay molası verdim.
***
Buradan geldiğim yöne yani Mavi Bulvar'dan batı yönüne Öğretmenler Bulvarı'na kadar yürüdüm. Güzergah üzerinde bulunan kamu ve özel sektöre ait egitim kurumlarını saymaya başladım.
***
Neden mı, çünkü egitim kurumlarının çoğu DSI kanalının geçtiği güzergahta yer alıyor ve birkaç metre mesafede bulunuyor. Pis kokudan en fazla bu güzide eğitim kurumlarının etkilenebilecegini düşündüm.
***
Mavi Bulvar'ın bir üst ve alt sokakları dahil DSI sulama kanalının geçtiği güzergah üzerinde tam 19 okul saydım. kanaldan en fazla Kasım Sacide Ener Ortaokulu, Emine Sapmaz İlkokulu, Şehit Temel Cingiz Anadolu Lisesi'nin de aralarında bulundugu özel kolejler etkileniyor.
***
Sözkonusu kurumlarda 50-60 bin dolayında öğrencinin egitim ve öğretim gördüğü tahmin ediliyor. Çoğunun özel kolejlerin oluşturduğu, mimari projeleriyle göz kamaştıran egitim kurumlarında yaklaşık 5 bin öğretmenin görev yaptığı belirtiliyor.
***
Kenti doğudan batıya boydan boya sarıp sarmalayan birinci kanalı saymazsak, ikinci sulama kanalı üzerinde Mavi Bulvar boyunca 10 bini aşkın çok katlı plaza, site ve apartman bulunuyor. Bu apartmanlarda yaklaşık 150-200 bin kişinin ikamet ettigini söylersem abartmış sayılmam.
***
Devlet Su İşleri 6. Bölge Müdürlüğü'nün kanallarda temizlik çalışmalarının yeni yila sarkması halinde, Adana halkı temiz nefes alamaktan zorlanabilir.
***
Demem o ki, yöredeki insanların olası bulaşıcı hastalıklara yakalanmaması için Devlet Su İşleri yetkililerinin kanallarda temizlik seferberliği başlatması gerekir.
***
Son söz: yukarida ifade ettigim gibi, dsi sulama kanalları tarım açısından elbet hayatı önem taşıyor. Ama insan sağlığı her şeyden daha önemli olduğu bilinciyle hareket edilmeli. Bu bilinç gözardı edilemez. Yaşadığımız, suyunu ictigimiz havasını soluduğumuz bu kent, uzun yıllardır çevre kirliliği konusunda ciddi savaş veriyor.
***
Nitekim, bu savaşta yorgun düştü. Kent dinamikleri de söylemlerin ötesinde bir varlık gosteremedi çoğu zaman. Yaşanan olumsuzluklara rağmen Adana hala güneyin ekonomi dinamo konumunda. Ancak Adana'yı böyle yorgun, bitkin, kirli görmeye yüreğim elvermiyor.