İhtilalin ardından Fransa bunalım dönemine girmişti. Ülke büyük bir ekonomik krize sürüklenmiş, enflasyon artmış, aristokratlar ülkeyi terk etmeye başlamıştı. İhtilal meclisi anayasa yapmaya, Kral ise haklarını kaybetmemeye çalışıyordu. (Bir çağrışım yaptırıyor mu?)
Fransa kendi dertleriyle boğuşurken, Avusturya ve Prusya’nın saldırısına uğradı Mecliste Jakobenlerin lideri Robespierre, Kral’ı ve generalleri ihanet ile suçluyor, Kral’ın kendi tahtı için Fransa’nın işgaline destek olduğunu söylüyordu. Robespierre halkı ayaklanmaya çağırdı. (Bir çağrışım yaptırıyor mu?)
Mecliste, ihtilalin ılımlı kanadı Cumhuriyetçiler de vardı. Bireysel hak ve özgürlükler için çalışıyordu. Özel mülkiyetten yanaydılar ve aşırılığa kaçıldığı fikrindeydiler. Robespierre onları da halkın düşmanı ilan ediverdi. (Bir çağrışım yaptırıyor mu?)
Robespierre ülkenin uçuruma gittiğini ve bir müdahalenin gerekliliğini düşünüyordu. Danton’la birlikte darbe yaparak yönetimi ele geçirdiler. Artık yeni bir dönem başlıyordu: Diktatörlük ve terör dönemi. (Bir çağrışım yaptırıyor mu?)
Robespierre hukuk okumuş, Jean Jacques Rousseau’dan eğitim almış Jakoben kulübüne üye olmuştu. Fransa’da kralın yerinin olmadığını söylüyordu. Ama iktidarı ele geçirince, ihtilalin getirdiği, demokrasi, özgürlük, adalet gibi kavramları unuttu, korkunç bir diktatöre dönüştü. Kendinden olmayan herkese savaş açıyordu. Meclis halk tarafından seçilmişti, kimse Meclisin aldığı kararları reddedemezdi.. Reddedenler Cumhuriyet karşıtıydı ve Fransa’da yeri yoktu, yok edilmeliydiler. (Bir çağrışım yaptırıyor mu?)
Robespierre kısa sürede diktatörlüğünü kurdu. İktidarını sağlamlaştırmak için teröre başvurmaktan çekinmedi. Böylece Fransa tarihin en karanlık yıllarını yaşamaya başladı. Artık açık konuşuyordu: “Ya cumhuriyetin içeride ve dışarıdaki düşmanlarını boğacağız veya cumhuriyetle birlikte yok olup gideceğiz. Bu durumda politikamızın ilk kaidesi, halkı akıl, düşmanları da terör yoluyla yönetmek olmalıdır. Faziletin olmadığı yerde terör yıkıcıdır, terörün olmadığı yerde fazilet güçsüzdür. Terör, sert, yumuşama bilmez bir adaletten başka bir şey değildir.” diyerek terörü yüceltiyordu. (Bir çağrışım yaptırıyor mu?)
İlk olarak Kral 16.Lui'yi idam ettirdi. Ardından da kendisine karşıt olan herkesi idam ettirmeye başladı. Her gün onlarca insan idam ediliyordu. O kadar çok kan akıtılıyordu ki ülkede giyotini kullanacak cellat sıkıntısı baş gösterdi. (Neler çağrıştırıyor?)
Robespierre için doğru, sadece kendisiydi. Danton’u da suçlamaya başladı. Çünkü Danton bu kadar terörün ve kanın fazla olduğunu ifade ediyordu. Daha birkaç yıl önce, “Şu an ben, sizin kendinizim,” dediği Danton için artık, “Danton vatan hainlerinin en alçağı değilse de, en tehlikelisidir,” diyordu. Danton’un son kullanma tarihi gelmişti. Vatana ihanet suçlaması ile tutuklandı. Son sözleri ünlü, “İhtilal evlatlarını yiyor,“ oldu ve idam edildi. (Neler çağrıştırıyor?)
Robespierre kendi partisi dışındaki bütün siyasi partileri, cemiyetleri, yandaş olmayan tüm gazeteleri kapattı. 20.000 kişi idam edildi. 300.000 kişi tutuklandı. Ancak bu kadar şiddet ve terör Robespierre’in de sonunu getirecekti. Danton’un ölümü sonun başlangıcı oldu. Halk Danton’u bile giyotine gönderebilecek kadar canavarlaşan bir diktatörün hiç kimseye acımayacağını anlamıştı. (Neler çağrıştırıyor?)
Meclisteki muhalefet birlik olarak, Robespierre’i terör uygulamak ile suçladı. Robespierre tutuklandı, İki gün içinde yargılandı ve idama mahkum edildi. (Neyi çağrıştırıyor?)
Önce ise suç ortağı 20 arkadaşının idamı seyrettirildi sonra da kendisi idam edildi. (Ve, neyi çağrıştırıyor?)
BU YAZIYI SONUNA KADAR OKUDUYSANIZ, 2 SORU:
CEVAP VERMEK ZORUNDA DEĞİLSİNİZ. DÜŞÜNÜN YETER.
