Yıllar önce Deniz Baykal döneminde “milliyetçilere yakın olalım” denilerek taban dağılması yaşanmıştı, ardından Kemal Kıılçdaroğlu’nun genel başkan olduğu yıllarda da “helallik istiyoruz” diye yollara çıkılıp, nerede cumhuriyet/ laiklik karşıtı isimler varsa “onlarla” yan yana durarak “elde kalan” tabanın duyguları ezildi! Şimdi sorsanız, “Kılıçdaroğlu iyidir, dürüsttür, adaletlidir” sözleri birbirini kovalar! Biri de çıkıp “iktidarın bunca yıl gücünü korumasının nedenidir, unutma” derse ne olur peki? Gözler irileşir!
Kılıçdaroğlu dönemi kapandı! İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun başlattığı “değişim” rüzgarının arkasına kapılan Özgür Özel genel başkan oldu, kurultayda yaptığı konuşmasında parti binasındaki “sağcı danışmanları” sıraladı! Ayrıca, adayların belirlenmesinden tutun, partinin tüm katmanında demokrasinin işleyeceğinin güvencesini verdi, partilinin belirlediği “en kötü adayın” genel merkezin belirlediği “en iyi adaydan” iyi olacağını savundu! Yeterli miydi; hayır! Ama “umut” olabilirdi!
***
Günlerdir bir yandan İBB Başkanı İmamoğlu, bir yandan genel Başkan Özel İyip’le olabilecek bir “iş birliğini” savundu! İyip’den gelen her açıklamada “kendi adayımızla yola devam edeceğiz” sözlerine yer verilmesine karşın, özellikle Genel Başkan Özel, Ekrem İmamoğlu’ndan gelen “biz umutluyuz” değerlendirmeleri günlerdir sözü edilen “değişimin” doğasına zarar vermiyor muydu?
Genel seçimin ardından İyip’in CHP için söylediklerini toplasanız, televizyonların “ne çok izlenen dizisi” olmaya aday olur! “Sırtımızdaki hançer” mi unutulur, “yaşamımın pişmanlığı” mı unutulur; hangisi? En son İyip “iş birliğini ret” hakkını kullanmasıyla birlikte, Chp Sözcüsü Deniz Yücel ‘in “tüm seçim çevrelerinde, tüm seçim türlerinde aday saptamaya kaynak olmak üzere seçim çevrelerinin özelliklerine göre” diye başlayan tümcesi dışında, güzel/ yerinde söz duymadım! Var mı duyan?
***
Sonuç ortada… İyip gibi bir “benzemez/ varlık nedenini bilmez” yapıdan uzak olmak “erdem” kazanmaktır aslında! İyip’in dönüp önüne/ arkasına bakması gerek her şeyden önce! Gerçekten “adına ittifak dedikleri bu maskeli baloya boyun eğmeyeceğiz, hür ve müstakil olarak dimdik yürüyeceğiz” bu tümcenin arkasında duruyorlar mı? “İttifak dedikleri maskeli balo” diye tanımladıkları süreç başta kendileri için değil miydi, asıl bu tanımı CHP’nın kullanması gerekmiyor muydu?
Yok, öyle olmuyor! Zamanında Kıılçdaroğlu’da aynı “utangaç” yüzünü ortaya koydu! “Benzemez” ortakların, CHP’nin kuruluş ilkelerine ters gelen tutumları hep sessizlikle izlenirken, CHP’nin bir sözcüsünün/ örneğin Hdp için söylediği “bir tümce” sorun sayıldı! Günlerce televizyon ekranlarında konuşuldu, “benzemezlerin” CHP
’ye “ayar” verilmeye çalışılması umursanmadı!
Ne değişti peki? İyip, “ittifak/ işbirliği” yapılmasını “ret kararı” almakla kalmayıp, geçmişte yaşanan süreci yok saymakla birlikte, anakent belediyelerinin çalışmalarını eleştirmeye bile başlamasına karşın, CHP’den gelen “eski dost düşman olmaz” çıkışlarının kimseye yarar sağlamayacağı düşüncesindeyim!
Son sözüm genel Başkan Özel’e: Her konuda, her gün, her söze “laf” yetiştirmek zorunda mısınız, bilmiyorum! Öncesinden, danışman tepkilerinizi biliyorum! Bazen susmanız, olayları geriden izlemeniz, yapılanmalara zaman ayırmanız, yurttaşın erincine ilişkin düşünsel üretim peşinde olmanız, bir de el/ kol/ vücut dilini kullanırken özen göstermeniz konusunda uyarılmıyor musunuz?