Cumhuriyetin 101. yılına girildi. 101 yıl önce neydi, bugün ne durumda diye sorulursa, cumhuriyetin başında öne çıkanlar arasında
Bu zümre, fırka ve sınıf sorunları modernleşme ve yurttaşlık gibi daha ana başlıklarda toparlanabilir veya çok daha ayrıntılı olarak gruplandırılabilir.
Bir kıyaslama yapılırsa 101 yıl içinde üç konuda çok bariz bir farklılaşma gözlemlenmektedir:
Şu sorunlar 101 yıl öncesinden bugüne sürmektedir:
101.yıl dönümünde bir yandan MHP Başkanı Devlet Bahçeli’nin Öcalan’a çağrısı ve Kürtleri hatırlaması ile, diğer yandan aynı gerekçelerle Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanması ile Kürtçe ve ana dilleri sorunu toplumsal bir çözüm üretme yerine yine araçsallaştırılmış oldu.
Belli bir din mezhep ortaklaşmanın şartı sayılırsa diğer inanç ve yaşam biçimleri ortaklığı bölmekte midir, yoksa belli bir mezhebi dayatmak, çeşitli yaşam biçimlerini dışlamak mı bölücülüktür?
Dil tarih, coğrafya ortak hafızanın, ortaklaşmanın şartı sayılırsa, resmi diller dışında kalan diller, ana dillerinin durumu bir bölücülük müdür, yoksa bir dili dikte ederken çeşitli dillerin dışlanması mı bölücülüktür?
Yanıtı ortaklığın nasıl tanımlandığı ile ilgili bulunuyor. Ortaklık eşitlik ve özgürlük üzerine kurulu dayanışma ise ne yaşam biçimleri ne de diller bir şeyi bölmez aksine birilerini eşit saymamak, özgürlükleri yok saymak bölünmelere yol açar.
Eğitim Sen Anadilleri Araştırma Grubu olarak bir form geliştirilmiş, sendikadan da etkilenmeden görüşler alınabilsin diye görüşmeler bir araştırma şirketine yaptırılmıştı. Bu araştırma kapsamında 15 Nisan-15 Mayıs 2010 tarihleri arasında Türkiye’de 26 sosyoekonomik alt bölgeyi temsil eden Ankara, İstanbul, İzmir, Bursa, Adana, Antalya, Gaziantep, Diyarbakır, Edirne, Balıkesir, Muğla, Afyon, Düzce, Konya, Kahramanmaraş, Niğde, Sivas, Zonguldak, Sinop, Çorum, Giresun, Erzincan, Kars, Malatya, Van, Mardin illerinde 18+ yaşta 781 kişi ile görüşülmüştü.
Bu çalışmanın çok ayrıntısı bulunmaktadır. Bunlardan biri de dilin ve ana dillerinin rüya görürkenki durumu ile ilgili idi.
Ne kadar dil biliyorsak rüyamız bile o kadar çeşitleniyordu, tek dil bilen bir dilde rüya görebilirken Kürtçe, Arapça vb. farklı ana dilleri olanlar hem ana dillerinde hem de Türkçe rüya görebiliyordu. Anadolu insanının duygu, heyecan ve rüyaları da çok dilli:
Tablo: (Türkçe dışında bir diliniz varsa) Aşağıdaki durumlarda hangi dili kullanıyorsunuz?
Sadece Türkçe | Çoğu zaman Türkçe | Bazen Türkçe bazen anadilimi | Çoğu zaman anadilimi | Sadece anadilimi | |
Yorgun olduğumda | 17,42 | 10,61 | 34,85 | 21,21 | 15,91 |
Tedirgin olduğumda | 15,91 | 15,15 | 23,48 | 28,79 | 16,67 |
Kızgın olduğumda | 15,15 | 9,85 | 35,61 | 20,45 | 18,94 |
Utandığımda | 18,18 | 12,88 | 30,30 | 21,21 | 17,42 |
Kavga ederken | 20,45 | 8,33 | 30,30 | 21,97 | 18,94 |
Hesap yaparken | 27,27 | 13,64 | 28,03 | 19,70 | 11,36 |
Acelem olduğunda | 23,48 | 10,61 | 31,06 | 19,70 | 15,15 |
Tehlike anında | 20,45 | 8,33 | 30,30 | 25,00 | 15,91 |
Mutlu olduğumda | 14,39 | 10,61 | 28,79 | 25,00 | 21,21 |
Kafam karışık olduğunda | 21,21 | 7,58 | 25,76 | 28,03 | 17,42 |
Rüyalarımda | 22,73 | 7,58 | 31,82 | 24,24 | 13,64 |
Yani Türkçenin yanı sıra ana dilleri olanların yüzde 75’inde hem Türkçe hem de ana dili birlikte duygu dilini oluşturuyordu.
Aynı araştırma sonuçları halkın Anadolu’nun ana dillerininin aynı zamanda Türkçe ile birlikte eğitim dili, okul dili, yazı dili olmasına bir direnç göstermiyor, aksine bunun şartlarının sağlanmasının ve gerçekleştirilmesinin daha uygun olacağı fikrindeydi.
Tablo: Türkiye'de Türkçe'nin dışındaki anadillerde eğitim yapılmasına nasıl bakıyorsunuz?
Sayı | % | |
Herkese gereken bir haktır | 375 | 48,0 |
Fikrim yok ya da kararsızım | 73 | 9,3 |
Karşıyım, ama seçmeli ders olabilir | 109 | 14,0 |
Kesinlikle karşıyım | 216 | 27,7 |
Diğer | 8 | 1,0 |
Toplam | 716 | 100 |
Ana dillerinin eğitim dili de olmasına kesinlikle karşı çıkanların oranı yüzde 27.7 idi. Doğrudan hak görenlerin oranı ise yüzde 48.
Halkın büyük oranda olumlu bakışına rağmen ana dilinde eğitim sorunu niye çözülmedi, niye çözülemiyor?
Türkiye’de de dünyada da sorunun kaynağı öncelikle yerleşik hegemonyanın; etnisite, dil, inanç, yaşam biçimlerini araçsallaştırmasından kaynaklanıyor.
Resmi ve ana dilleri birbirine karşıt değil. Hiçbir dil bir diğer dilin karşıtı değil. Aksine her dil bir değer, tarih, hafıza ve iletişim imkanı. Her biri yaşamı ve toplum olmayı artırıyor.
Ana dillerinde eğitim, ana dillerinin aynı zamanda bir yazı dili olması, Türkiye’nin bir rüyası olmaktan öte bir gerçeği olmak durumunda, birbirine düşmanlaştırılmadan araçsallaştırılmadan.