Hele de araları bozmak için yapılan laf taşımalar, ahlaken en çirkin hareketlerden biridir.
Bazıları “Ne var ki bunda?” diye düşünebilir.
Ya da “Söylenmesini istemiyorsan konuşmasaydın” diyenler çıkabilir.
Böylelerine diyecek bir sözüm yok. Çünkü onlar yüzünün astarını sıyırıp atmış, yüzsüzlüğün dibine vurmuştur.
Böyle birinin, bu tür davranışını yakaladığınız takdirde onunla hiçbir konuyu hiçbir şekilde konuşmamanızı öneririm.
Çünkü “can çıkmadan huy çıkmaz” diye bir söz vardır. Kişi yedisinde neyse yetmişinde de odur. Değişmez.
Bazen ben de samimi bulduğum, kişiliğine güvendiğim insanlarla sohbet ederken birilerini çekiştirdiğim oluyor. Hiçbir kötü niyet taşımadan, kötülemeden, aşağılamadan, alay etmeden tamamen iyi niyetle yapılmış eleştirilerde bulunabiliyorum. Yanımda olsa o kişinin yüzüne karşı da söyleyebileceğim cümleler kurabiliyorum.
Ancak ne yazık ki güvendiğim ve laf taşımaz diye bildiğim bazı insanların söylenenleri farklı şekilde aktardığını duyunca üzülüyorum.
İnsanlar kendi söylemek istediklerini, başkalarını kullanarak üçüncü kişilere onun ağzından aktarabiliyor. “Gör işte. Bilmem kim de, senin hakkında böyle düşünüyor” diyebiliyor. Yani iki dakikada ayak üstü adam satıyorlar.
Ben, benden duyduğunu üçüncü kişiye hem de değiştirerek aktaranla da, onun sözüyle bana tavır alanla da ilişkimi keserim.
Demek ki ya onlar beni gerçek anlamda tanımıyor ya da benim onlar hakkındaki gerçek samimi düşüncelerimi bilmiyorlar diye düşünürüm. Uzaklaşırım.
Çünkü istesem de artık o kişilerle eskisi gibi olamam. Güvenemem.
Zaten bu güne kadar kendimi olduğum gibi anlatamamış ve kabul ettirememişsem bundan sonra hiç ettiremem diye düşünürüm.
Bu yüzden insanlarla sohbet ederken mümkün olduğunca başkaları hakkında olumsuz konuşmam. Konuşursam da zaten o kişiyi sevmiyorum demektir. Onu sevmediğimi ve hakkında ne düşündüğünü kendisi de biliyordur.