İfral TURGUT

Tarih: 19.10.2024 20:49

DEMAK FOTOĞRAFÇISINI KAYBETTİ

Facebook Twitter Linked-in

Ara Güler’in ölüm yıl dönümüydü. Rahmetle anmak için eski bir yazıyı yeniden hatırlatmak istedim.

Tam adı Aram Güleryan…Ama o hep Ara Güler’i kullandı. Yaratıcı fotoğrafçılığın dünya çapında sanatçısı.

Daha lisedeyken film stüdyolarında sinemacılığın her dalında çalışırken, Muhsin Ertuğrul'un tiyatro kurslarına da katıldı. 1950'de Yeni İstanbul gazetesinde gazetecilik yaparken, bir yandan da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesine devam etti.

Babası ona 35 milimlik bir film makinesini alınca, gazetenin foto muhabiri oldu. İlk çektiği fotoğraf, 1950 yılında Ticaniler denen gerici bir grubun kırdıkları, Gümüşsuyu'ndaki Atatürk heykeli oldu.

Daha sonra Time-Life. Paris-Match ve Der Stern dergilerinin yakın doğu foto muhabirliği görevlerini üstlendi. Sonrası, başarılarla dolu gazetecilik ve dünya çapında ödüller. 

Gerisini nasıl olsa meraklıysanız okuyup öğreneceksiniz. Ama ben size DEMAK’tan bahsetmek istiyorum. 

DEMAK…İsim babası Aydın Boysan. Açılımı, Demciler Akademisi. Akademide kimler yok ki? Bir çırpıda, Aydın boysan, Cevat Çapan, Mücap Ofluoğlu, Fethi Naci, Bedirhan Toprak, Turhan Günay, Turgay Fişekçi, Tunç Başaran’ı sayabilirim. 

Sinema, tiyatro, sanat, edebiyat, bilim, basın, vs. dünyasının bu seçkin insanları ve bana göre gerçek entelektüeller, kimilerine göre göre, 20-25 yıldır, kimilerine göre 1960’lardan beri düzenli olarak, her Cuma günü öğleden sonra Çiçek Pasajında bir meyhanede buluşurlar. Ne mi yaparlar?

• Rakı içerler,

• Edebiyat, felsefe, politika dahil pek çok konuda konuşurlar,

• Anlattıkları konulardan fikir üretir, sonuç çıkarır ve çıkardıkları sonuçları kendi yöntemleriyle yayarlar. Belki birileri duyar da yararlanır diye. 

• Eğlenir bu ayyaşlar, kendi aralarında. Hatta müstehcen fıkralar bile anlatırlar; asla müstehçenleşmeden ve işi ayağa düşürmeden. 

• Ama fıkraları bile mutlaka ülke sorunları ve sorunların çözümü üzerinedir.

• Ve akşam olunca kalkıp giderler adam gibi içip, adam gibi kalkarak.

Son zamanlarda, önce Mücap Ofluoğlu, gitti. Ardından Aydın Boysan ve şimdi de Ara Güler. Cennet denilen bir yer varsa eminim hepsi oradadır; cenneti dünyada yaşadıklarına ve yaşarken ülkelerini cennete çevirmeye çalıştıklarına inanarak. Hep İNSAN olarak, hep İNSAN kalarak. Hem de son nefeslerine kadar. Giderken bile dersler vererek. Ne demişti Aydın Boysan?

- “Zaman hiçbir zaman geç değildir ama bazen çabuk ölünür. İnsan olarak görevimiz, öleceğimize göre değil, yaşayacağımıza göre yaşamaktır.”

Hep ışıklar içinde olsunlar.

Yakın dostlarım bileceklerdir. Ne zaman bu konu açılsa hep şöyle demişimdir: “hayattaki büyük özlemlerimden biri o masada oturarak, o sohbetlerden hiç olmazsa birini dinleyebilmek.”

• KİM BİLİR? BELKİ DE…

• ŞEREFE İYİ İNSANLAR !!!!

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —