Süleyman YALÇIN

Tarih: 27.07.2024 16:32

DÜNYAYI DEĞİŞTİREMEM, FAKAT ZİHİNLERE SORU İŞARETİ BIRAKABİLİRİM

Facebook Twitter Linked-in

Hep güçlüden beklenen bir şeyler olunca! doğal olarak onun yörüngesinde dönmen çok normal. Bakın, halkı sokak hayvanların sanki tüm insanları ısırdı düşüncesine inandırmak için her gün görüntü yaydılar. Onun arkasındaki kadın haklarını unutturdular, onun arkasındaki ekonomik sarsıntıyı unutturdular, sadece kendi yaptıklarının konuşulmaması amaç. Her şey ellerinde güç, makam, taraftarlık. Hal böyle olunca padişahın soytarıları çok olurmuş. Neden basit, “ben rahat yaşayım “gerisinin canı cehenneme”. Gelin Dünya’da tüm sloganları çöpe atalım. Neden? Çünkü o sloganlar hep bir haksızlık için üretilmiştir, Dünya’da haksızlık sadece egemen güçlerin güçsüz halklara karşı kullandığı güce dönüştüğü için meydana gelmiştir. Slogan derimde gençliğim aklıma geldi. Birkaç sloganda ben atayım buradan. “Açlıktan kuduran itler vatanı yemek ister, kahrolsun faşizm, tek yol devrim”. Neyse sloganları kısa keselim neme lazım şimdi hemen emniyet kuvvetleri taka, duka girişmesin.

Bakın,

Tam 40 yıl önce, haksızlık ve güçlüden hakkımızı almak için attığımız sloganlar hala gündemdeki yerini koruyor, demem o ki, uzun yıllar geçse de Dünya güçlüden yana, dünya sömürüden yana, ona karşı hiçbir şekilde değiştirecek bir atılımı yapamamışız!…

İşin en garip yanı, yıllar içinde slogan atanlarda karşı tarafa yavaş, yavaş kaytarmaya başlamış! neden belli, güç ve para.

Yıllar içinde ananelerimizi yitirdik ve kapitalist düzene yenilmeye başladık, onla beraber çıkarcılık, sadece ben “kapitalizmin” özellikleri olan unsurları kendimizde görmeye başladık. Bundan yine deyim 40 yıl önce, “küçüğün büyüğe karşı saygısı gereği yanında sigara içmeyen bir gençlik vardı, mahallede bir cenaze varsa bir hafta televizyon açılmaz eğlence yapılmazdı, öğretmene karşı müthiş bir saygı vardı, öğretmeni gördüklerinde ayağa kalkan bir nesil vardı”.

Her toplum illa topla silahla işgal edilmez, önce aile yapısı çökertilir, sonra üretimden vaz geçirtilir, sonrası zaten çok kolay biat kültürü öne çıkar karşıdan beklenen bir şeylerle artık farkında olmadan onun hakimiyetine girmiş olursun. Bu her kademede böyledir, en önemlisi siyasi hayatta daha çok öne çıkar.

İstiklal marşının yazarı Mehmet Akif Ersoy, “Allah bu millete bir daha istiklal marşı yazdırmasın” derken sonsuz bir çaresizlik içinde nasıl egemen güçlere zafer kazanıldığını belirtmek istiyordu. Bazen kendi, kendime soruyorum o halk şimdi var mı diye, ya da ne kadar dejenere oldu o halk? Siz eğer böyle bu kadar kişisel ahvaller için çabuk çözülürseniz gelen beyler sizi böyle uzun süre yönetir ve kendileri saraylarda yaşar ve siz bu kadar derin fakirlikte iken kendini alkışlatır. Uyu memedim, uyu…

Dedim ya, belki Dünya’yı değiştiremeyiz fakat kendimizi feda ederek bazı soru işaretlerini harekete geçirebiliriz.

 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —