DÜŞÜNMEDEN DÜŞÜNCEYE ÖZGÜRLÜK

Konuya girmeden önce Anayasamıza bir bakalım. Madde: 26: “Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar.”

Konuya girmeden önce Anayasamıza bir bakalım. Madde: 26:  “Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar.”

Düşünme kişinin zihninde istediği her şeyi şekillendirmesi, zihninde belirgin hale getirmesidir. Tamamen içseldir ve dışarıdan hiçbir şekilde sınırlandırılamaz. Bireyin zihninde gerçekleşir. Devlet veya başka bir otorite tarafından sınırlandırılması mümkün değildir. Uluslararası hukukta mutlak hak olarak kabul edilir. Ceza veya yaptırım konusu olamaz.

Düşünmeyi sınırlandıran tek etken kişinin kendisidir. İnsan ancak kendi bilgisi kadar düşünebilir veya hayal edebilir. Düşünmenin sınırsız olması, herkesin herkes kadar düşünebileceği anlamına gelmez.

Düşünce ise düşünmenin dışa vurumu, bir kanaat ve fikir haline gelmesidir. Anayasanın güvence altına aldığı şey düşüncelerin söz, yazı, sanat, medya gibi yollarla ifade edilmesi hakkıdır.

Düşünce özgürlüğü, başka bir deyişle ifade özgürlüğü veya “vicdan özgürlüğü” demokrasinin temel ilkesidir. İnsan haklarına ilişkin bütün belgelerde ilk sırada vurgulanmıştır.  İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 19. maddesi şöyle der: "Her ferdin fikir ve fikirlerini açıklamak hürriyetine hakkı vardır. Bu hak fikirlerinden ötürü rahatsız edilmemek, memleket sınırları mevzubahis olmaksızın malumat ve fikirleri her vasıta ile aramak, elde etmek veya yaymak hakkını içerir."

İnsanın varoluşunu anlamlandıran en temel özelliklerden biri düşünme yeteneği ve düşünmeden düşünce üreterek bunu yayma hakkıdır.    

Düşünme ve düşünce, insanın zihinsel dünyasıyla yakından ilişkili olmakla birlikte, içerikleri ve toplumsal etkileri bakımından birbirinden ayrılır. Ancak bu iki özgürlüğün birleştiği noktalar da, insan haklarının bütünlüğü açısından son derece önemlidir.

İnsan, en sınırsız alanını zihninin içinde bulur. Oraya kimse müdahale edemez. İstediğini hayal eder, sorgular, eleştirir veya yeni düşünceler geliştirerek fikirler üretir. Ancak, totaliter rejimler her zaman hangi fikirlerin özgürce paylaşılıp paylaşılamayacağına karar verme hakkını kendisinde bulur ve orada otoriteyle özgür düşünce çatışması başlar. Düşünmenin olmadığı yerde ifade özgürlüğü de gelişemez; ifade özgürlüğünün olmadığı bir toplumda ise düşünceler zamanla körelir ve bireyin zihinsel üretkenliği sınırlanır.

Özgür düşünce ve otorite çatışmanın kısa vadede galibi otorite olsa bile, durmadan çalışan özgürce düşünme ve özgür düşünce bu yenilgiye uzun zaman tahammül edemez. Özgürce düşünme, fikir üretme ve üretilmiş düşüncelerin akılla yönetilerek insan onuruna yakışır şekilde ve insanca yaşama arzusu en geç kazanır.

Ancak çağdaş fikirlerle donatılmış toplumların böyle bir yaşam tarzına kavuşması, cahil toplumlardan her zaman daha çabuk olmuştur. 

Bize düşen arınmış bilinçlere ve donanmış beyinler yetiştirmek olmalıdır. 

  • AMA ELBETTE, ÖNCELİKLE KENDİMİZİ.

İfral TURGUT

10.12.2025 18:44:00

YAZARLAR


Oktay Erol Yazdı/ KOZAN “KONUŞAN HARİTALAR” LİSTESİNDE YOK!

MURAT SANCAK TUTUKLANDI

"AA MUHABİRLERİNE YÖNELİK ŞİDDETİ KINIYORUZ"

"MALİ DİSİPLİN, SÜRDÜRÜLEBİLİR BELEDİYECİLİĞİN TEMELİDİR! "

ŞAKA DEĞİL! GÜVERCİNLERE HACİZ

AVUKATI ZEYDAN KARALAR’IN TAHLİYESİNİ İSTEDİ

ADANA’DA YENİ BİR GAZETE: AOSB GAZETE

HER 6 KİŞİDEN 1'İ YALNIZLIKTAN ETKİLENİYOR

OBEZİTE UYKU APNESİNİ ARTIRDI!

“BU DÜZENE BOYUN EĞMEYECEĞİZ”

Düzgün COŞKUN Yazdı/ ARAŞTIRMA ÜNVANINI KORUYAN ÜNİVERSİTE

“TOM BARRACK ÜLKESİNE GÖNDERİLSİN”

İSRAFİL UÇURUM BAŞKANLIĞINA ADAY

MURAT SANCAK’IN AVUKATINDAN AÇIKLAMA VAR

BURHANETTİN BULUT YERİNİ KORUDU

BAHİS ADANA’DA MI BAŞLADI?

TUTUKLULUĞUNUN 150. GÜNÜNDE ADANA’DA MİTİNG