Ticaret Bakanlığı tarafından hazırlanan ‘’Türkiye’de E-Ticaretin Görünümü Raporu’’na göre; 2023 yılı e-ticaret hacmi 1 trilyon 850 milyon TL’ye ulaştı. Bir önceki yıla göre artış yüzde 115,15, işlem sayısı ise yüzde 22,25 artarak 5 milyar 870 milyon adet olarak gerçekleşti. 2024 yılı ve izleyen yıllarda ise daha da artarak devam edecek. Ticaret Bakanlığı raporuna göre; 2024 yılında e-ticaret hacminin 3,4 trilyon Türk Lirası ve işlem sayısının 6 milyar 670 milyon adet olacağı öngörülüyor. E-ticaret hacminin genel ticaret hacmine oranı 2019 yılında yüzde 10,1 iken yıllar içinde büyük bir artış kaydederek 2023 yılında yüzde 20,3’e ulaştı.
2023 Yılında e-ticaret hacminin Gayrisafi Yurtiçi Hasıla (GSYH) içindeki payı bir önceki yıla göre yüzde 33,3 oranında artarak yüzde 6,8’e ulaştı. E-GSYH’nin 2019-2023 yılları arasında yıllık bileşik büyüme oranı yüzde 26 oldu. E-ticaret hacminin yüzde 51’ini mal ticareti, yüzde 49’unu ise hizmet ticareti oluşturuyor. Bunun yanında kartlı işlem hacminin yüzde 63’ü mal ticareti iken yüzde 37’si hizmet ticareti kaynaklı işlemlerden meydana geliyor. E-ticaret hacminden en büyük payı alan ilk üç sektörden ilki 233 milyar Türk Lirası ile beyaz eşya ve küçük ev aletleri, bu sektörü sırasıyla 135 milyar Türk Lirası ile elektronik ve 127 milyar Türk Lirası ile giyim, ayakkabı ve aksesuar sektörleri izliyor.
Sabit işyerlerinde ticaret yapanlar bir miktar bu işlerden zarar görecekler kuşkusuz. Dijital çağ da e-ticaret çağın olağan koşulları sonucu. Önemli olan rekabet eşitsizliği yaratacak olayların önünü kesmek. E-ticaretin vergilemede rekabet eşitsizliği yaratmaması için uygulama ve yasa düzenlemeleri zaman içinde yapılmalı.
Meclis’te görüşülmekte olan Torba Yasa’nın 33 ve 34’ncü maddeleriyle de yapılan düzenleme TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi. Düzenleme ile Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun hükümlerine göre aracı hizmet sağlayıcılarının ve elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcılarının, Kanun kapsamındaki faaliyetleri dolayısıyla hizmet sağlayıcılarına ve elektronik ticaret hizmet sağlayıcılarına yaptıkları ödemeler ile Cumhurbaşkanınca belirlenen sektörler veya faaliyet konularına ilişkin mal ve hizmet almalarına yönelik yapılan ödemelere 2025 yılından geçerli olacak vergi kesintisi yapılması düzenlemesini öngörmekte.
Bilindiği gibi genel vergi teorisinde vergileme yerel olarak yapılmakta. Oysa e-ticaret yerel vergileme teorisini ortadan kaldırmakta. Buna göre e-ticaretin vergilemesinde meydana gelen boşluklarla ilgili düzenlemelerin yapılması da gerekmekte. Türkiye’de e-ticaret faaliyet gelirleri, Gelir Vergisi Kanunu ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunlarına göre vergiye tabi tutulmakta. Gelir Vergisi Kanunu’nun 7’nci maddesinde;
- Ticari kazancın Türkiye’de elde edilmesi; kazanç sahibinin Türkiye’de işyerinin olması veya daimî temsilci bulundurması ve kazancın bu yerlerde veya bu temsilciler vasıtasıyla sağlanması şartına bağlanmıştır.
- Gelir İdaresi verdiği özelgeleri ile, yurt dışından internet aracılığıyla Türkiye’de satış yapılması halinde internet sitesi üzerinden ticaret yapan kişi, internet sitesini barındıran bir sunucuyu tasarrufu altına alıp çalıştırdığı takdirde, bu sunucunun yerleştirildiği yer kişinin iş yerini oluşturacağını kabul etmektedir. Böylece, internet üzerinden yapılan satışlarda sunucunun Türkiye’de bulunmaması halinde, vergilendirme yetkisi sunucunun bulunduğu ülkeye ait olacaktır.
İkinci olarak, e-ticarette tarafların, vergiyi doğuran olayın gerçekleştiği zamanın ve tebliğin nereye yapılacağının belirlenmesi de kolay olmamakta. Firmanın kazanç sağlayan ticari faaliyetini, elektronik ortamlar vasıtasıyla değişik coğrafi bölgelerden yürütmesi durumunda kazancın hangi oranlarda hangi coğrafi bölgeler ile bağlantılı olduğunun tespiti problem yaratmakta.
Gelinen dijital ortam gereği, insanlar ikametlerini iş yeri adreslerini değiştirmeden de başka ülkelerde iş yapma olanakları elde edebiliyorlar. E-ticaret üzerinden; gelir üzerinden alınan vergiler için Gelir ya da Kurumlar Vergisi, Katma Değer Vergisi ve ithal edilen değer üzerinden de Gümrük Vergisi işlem aynı zamanda Özel Tüketim Vergisine de tabi ise bu vergide gümrük işlemi sırasında ödenmekte. Eğer bir sözleşme söz konusu ise Damga Vergisi de alınmakta.
Gelir üzerinden alınan vergilerden gelir ve kurumlar vergisi alınmakta. Gelir ve Kurumlar Vergisinden öncelikle mükellefin tam mükellef mi, dar mükellef mi olduğunun tespiti gerekir. Bilindiği üzere; ikamet ve iş yeri Türkiye’de olanlar tam mükellef, olmayanlar ise dar mükellef sayılmakta. Bilindiği üzere, tam mükellefler Türkiye ve yurt dışındaki gelirlerini birleştirerek vergilendirilirler. Dar mükellefler ise yalnızca Türkiye’de elde ettikleri gelirleri üzerinden vergilendirilirler. Buna göre; e-ticareti Türkiye sınırları içinde bir işyeri veya e-ticaret mecrasında bu ticareti sürdürenler Türkiye vergi mevzuatına tabi olarak mükellefiyetlerini yerine getirecekler.
Katma Değer Vergisi, Türkiye’de mal ve hizmet satın alanlar tarafından ödenen bir vergi. Kanunu'nun 8’nci maddesine göre mükellefi ise satıcılar. Ancak anılan vergi dolaylı bir vergi türü olup, verginin kanuni yüklenicisi ya da diğer bir deyimle taşıyıcısı yani ödeyeni mal veya hizmeti alan. Aynı yasanın 20’nci maddesinde verginin matrahı satılan mal ve hizmetin bedeli olduğu açıkça belirtilmiş.
Buna göre, internet üzerinden sipariş edilen fiziki mallar ve hizmetlerin bedeli olan teslimdir. Günümüzde her türlü iletişim olanakları nedeniyle teknik olarak da izlenebilmekte. Vergilemesi de diğer teslimler kadar olmasa da izlenebilecek durumda olduğundan, Katma Değer Vergisinin izlenmesi konusunda vergileme açısından bir problem söz konusu olmayacağı görülmekte.
E-ticaret kapsamında ithal edilen malların Gümrük Tarife Cetvelindeki oranlarda vergisi ve varsa Özel Tüketim Vergisi gümrük işlemleri sırasında vergilendirilir. İthal edilen fiziki mallardaki uygulamanın aksine dijital mallarda ise elektronik belge sağlayıcılara görev yüklenmekte. Yukarıda da açıklandığı üzere bu konuda yeni Vergi Torba Kanun Teklifindeki yeni düzenlemeler getirilmekte. Elektronik ortamda teslimi yapılan mallarla ilgili serbest bölgelerdeki gümrük işlemlerinin uygulanmasıdır.
Uygulamada sorun olabilecek en önemli konu doğrudan alıcının bilgisayarına transferi yapılan dijital ürünlerdir. Bunlar için ise mükelleflere beyan usulü getirilmeli. Günümüzde dijital işlemlerde günü gününe saati saatine izlenmekte.
TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen düzenlemeye göre; Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası anlaşmaların bilgi değişimi hükümleri kapsamında bilgi toplanmasına ilişkin hükümü uyarınca getirilen zorunluluklara uymayanlara özel usulsüzlük cezası kesilecek.
Elektronik ticaretin yanı sıra internet dahil olmak üzere her türlü dijital ortamın reklam, ilan, satış ve kiralama gibi iktisadi ve ticari amaçlarla kullanıldığı hallerde vergi güvenliğini sağlamak amacıyla kendisine bilgi verme yükümlülüğü getirilenlerin, bu yükümlülüklerine ilişkin olarak bildirimde bulunmamaları veya bildirimlerini eksik ya da yanıltıcı bir şekilde yapmaları durumunda uygulanması gereken özel usulsüzlük cezası, bu mükelleflerin ekonomik ve ticari büyüklükleri ile orantılı olacak.
Tevsik zorunluluğu kapsamında olup da bu zorunluluğa uymayanlara uygulanan özel usulsüzlük cezası da artırılacak. Bu zorunluluğa uymadan ödeme yapanların, durumu 5 iş günü içerisinde idarenin bilgisine girmeden bildirilmesi durumunda ise ceza kesilmeyecek. E-ticaretin vergilemesi hakkında bir yazımız daha olacak. Orada da Türkiye’deki mal ve hizmetlerin e-ticaret kanalı ile yurt dışındaki müşterilere satılması üzerinde duracağız.
Maliye’de bünyesinde hazırlanıp ve çeşitli yollarla haber olarak yayınlanan düzenlemelere reform denebilirdi. Yasalaşmak üzere olan düzenlemeler ise reformdan uzak halkın vergi yükünü azaltmadığı gibi daha da ağırlaştırdığını görmekteyiz. CHP İzmir Milletvekili TBMM Plan Bütçe Komisyonu Üyesi Sayın Rahmi Aşkın Türel’nin deyimi ile ’’Paketin içinde vergi reformu da, adaleti de yok.’’