Mahmut TEBERİK

Tarih: 23.04.2025 10:20

ESKİ TÜRKLERDE DİNİ İNANÇ: TENGRİZM (TENGRİCİLİK)

Facebook Twitter Linked-in

Az buçuk tarih okumaya meyilliyimdir. Bu bağlamda merak ettim, bizim kekoların Orta Asya’daki yaşamlarını ve dini inançlarını. Gördüm ki, bırakın İslamiyeti, Yahudilikten bile önce Avrasya’da tek Tanrılı din olarak, Perslerde Zerdüştlük, Türkler ve Moğollarda Tengrizm ya da Tengricilik var.

Tengricilik Nedir?

Tengricilik ya da Tengrizm, Avrasya steplerinde ortaya çıkan, şamanizm ve animizme dayanan, Türk ve Moğol toplumlarının inanç sistemidir.

Gök Tengri; en yüce varlık kabul edilir, gökyüzünü ve Tanrı’yı ifade eder. Evrenin yaratıcısı ve düzenleyicisidir. Gökyüzünde hüküm sürer ve insanların kaderini belirler.

Doğa olaylarının arkasındaki güçtür; gökyüzü, rüzgar, şimşek, güneş ve yağmur gibi doğa unsurları onun iradesinin bir yansıması olarak görülür.

Tengricilik, gökyüzüne ve doğa olaylarına duyulan derin saygının bir ifadesidir. Aynı zamanda doğadaki ruhlar ve kutsal varlıklarla iletişim kurmaya dayanır.

Dağlar, nehirler, ağaçlar ve göller gibi doğa unsurları kutsaldır. Bunların ruhu olduğuna inanılır ve bu ruhlarla uyum içinde yaşamak, Tengri'ye olan saygının bir ifadesidir.

Doğa unsurları kutsal olunca da onlara zarar verilmez, tahrip edilmez, ağaçlar kesilmez, suları kirletilmez, gölleri kirletilmez, dağlarında siyanürlü altın çıkarılmaz.

Doğa olayları ve mevsimsel değişiklikler, Tanrı’nın insanlarla olan iletişiminin bir yoludur. Özellikle baharın gelişi, doğanın canlanması ve yağmur yağması, Tengri’nin insanlara sunduğu bir lütuftur. Bu nedenle, yapılan dini törenler, Tengri’ye olan bağlılığın ve saygının bir ifadesidir.

Şamanlar; Tengri ile insanlar arasında bir köprü görevi yapan, doğa ruhlarıyla iletişim kurarak insanların sağlık sorunlarının nedenini öğrenen ve tedavi etmek için ritüeller düzenleyen, toplumu kötü ruhlardan koruyan ve doğa olaylarını yorumlayan kişilerdir.

Tıpkı, günümüzde de, Allah ile kul arasında aracılık ya da iletişim görevi yaptığını söyleyen, peygamberi bile devre dışı bırakan şeyhler, mürşitler gibi. Kendisi Adana’dadır ama ruhu Kâbe’de namaz kılıyor olabilir. Yaptıklarından sual edilmez. Siyasal iktidarın dümen suyundan gittiği sürece onlara karada ölüm yoktur.

Madem konu ulemadan açıldı, sizi bir fıkra ile güldüreyim.

Toroslarda aşiret beyinin çadırına sahte bir sofu misafir olur. Sofunun şerefine bir koyun kesilmiş, etler pişerken sohbet koyulaşmış. Bu arada bizim sofu ikide bir “hoşt, hoşt” deyip dururmuş. Sorulduğunda ise “yahu bir köpek Kâbe’nin duvarına işiyor, onu kovalıyorum” der.

Aşiret beyinin karısı ise görmüş geçirmiş bir kadındır. “Sen şimdi görürsün Kâbeyi!” der. Biraz sonra bir sahanda et ve pilav birlikte servis edilmeye başlanmış. Fakat sofunun sahanına önce et, üzerine tepeleme pilavı doldurmuş ki et görülmesin.

Bizim sofu bir başkalarına bir de kendi tabağına bakar ve “hanımım, bana et vermiyor musun” der. Beyin karısı sofuya döner ve “ulan, Kâbe’ye işeyen iti gören, sahandaki eti görmez mi” der ve sofuya siktiri çeker.

Neyse, konumuza geri dönelim.

Tengricilikte Ahiret İnancı ve Ruhun Yolculuğu

Tengricilikte, insan ruhu ölümsüzdür. Ölüm bir son değildir, aksine ruh, Tengri’nin huzuruna çıkar ve yeni bir yolculuğa başlar, uçmağ adı verilen cennete ya da tamu adı verilen cehenneme gider.

Ruhun bu yolculuğu, insanın yaşamı boyunca yaptığı iyi ya da kötü eylemlerle şekillenir. İyi bir yaşam sürdürenlerin ruhu, Tengri tarafından ödüllendirilir ve uçmağa kabul edilir. Şamanlar, bu yolculuğun mutlu sonla bitmesi için özel ritüeller yapardı.

Gerçek âlemin yanında "gök âlemi" ve "yer altı âlemi" vardır. Gök âlemi ve yer altı âleminin yedişer katları vardır Şamanlar bu âlemlere yolculuk yapmak için birçok girişler tanırlar.

Tengricilik ve Türk Toplumunda Hükümdarlık

Tengricilik, sadece dini bir inanç sistemi değil, aynı zamanda Türklerin siyasi ve toplumsal yapısını da şekillendiren, dini ve denge unsuru olarak varlığını sürdüren bir sistemdi.

Hükümdarlar yönetim ve hükmetme yetkisini Tanrı’dan alır ve onun yeryüzündeki temsilcileridir. Bu nedenle, hakanlar hem siyasi hem de dini liderler olarak kabul edilirdi. Bu inanç, hükümdarın halk üzerindeki otoritesini güçlendirir ve yönetimi meşrulaştırırdı.

Bu da tıpkı, bizim Osmanlıdaki uygulamadır. Padişah, Tanrı’nın yeryüzündeki vekili, temsilcisidir. Her eylemi Tanrı adına yapıldığı için sorgu sual edilemezdi. Halk reaya (kul, köle) idi

Güneş, ay, ateş ve su, Tengri'nin gücünün simgeleridir. Yılbaşı, 21 Aralık'tan sonra gelen ilk yeni aydır. İki türlü adak vardır; kanlı adak (beyaz at, koyun, keçi ve sığır da kurban edilir). Kansız adaklara örnek, gök gürlediğinde bir tas kımız ile üç kez çadırın etrafında dolaşılır.

Cenaze töreni yöntemleri: Cesedi ağaçlara bırakma, hayvanlara terk etme, yakma, gömme.

Günümüz Türk Dünyasında Tengri inancı, halk arasında kültürel bir miras olarak yaşatılmaktadır. Örn. Nevruz bayramı, “ağaca çaput bağlama” gibi gelenekler ve "Utançtan yedi kat yerin dibine girdim" deyimi, ölen biri için yapılan mevlid törenleri (haftası, kırkı, elli ikisi, vb.) gösterilebilir.

Bu kadar bilgi edinince kendi kendime; “Gel Mahmut, biraz nostalji yap. Hiç olmazsa bir yıl Gök Tanrıya ibadet et” dedim. Dedim demesine ama can tatlı geldi.

Çünkü gıyabımda beni bu dine soktular. “Ucundan azıcık alarak” resmileştirdiler. Terk edersem, mürted, yani kâfir, yani dinden çıkmış ilan edileceğim ve boynum vurulacak.

Kuyruğumu kıstırdım ve popomun üstüne oturdum.

23 Nisan 2025

Mahmut TEBERİK

Kaynak:

1. Wikipedia.

2. Karatay Üniversitesi KARSEM


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —