Nazım ALPMAN

Tarih: 20.12.2024 16:34

ETKİ AJANLIĞI ÜSKÜDAR’A ULAŞTI!

Facebook Twitter Linked-in

İçinde bulunduğumuz hafta başında (16 Aralık 2024 Pazartesi) İstanbul’da çok önemli bir toplantı yapıldı. Önemliydi çünkü konuşmacısı çok değerliydi. Konu ise “yakıcı” nitelikteydi. Bu yüzden de çok az kişi katıldı!

Değerli hukukçu Fikret İlkiz, Kıraathane’de gazeteci Işın Eliçin’in soruları üzerinden “Etki Ajanlığı Kanunu” hakkında görüp bildiklerini anlattı.

Kanun şu anda TBMM’den geçmedi diye “Oh ne güzel!” diyebilir miyiz?

İlkiz geçmişte de her zaman “uyandırma” görevini aksatmadan yerine getirmişti. Mesela gazeteleri ve televizyonları çok yakından ilgilendiren bir kanun hakkında bu satırların yazarına “özel haber” niteliği taşıyan bilgiler vermişti. Gazeteciler kendileriyle ilgili olası tehlikeleri sezemediklerinden ya da “bize bir şey olmaz” bulvarından gözü kapalı yürüdüklerinden haberi küçük kullandılar. Ertesi gün o gazetenin en tepesindeki adam (patron) muhabiri arayıp kanun metninin tamamını istemişti!

Şimdilerde durum daha vahim. Büyük gazetelerin tamamı hükümet bülteni haline geldiğinden, bırakın uyandırmayı kimseler uyanmasın diye ses bile çıkarmıyorlar! Ülkenin tamamında ise “tek ses” çıkıyor:

-Ya Allah bismillah!

 Fikret İlkiz’e dönüyorum yeniden… Önce söz konusu kanunun metnini anlattı:

-Türk Ceza Kanunun 339 uncu maddesinde yer alan “Devlet Güvenliği ile ilgili belgeleri

elinde bulundurma” başlıklı suça göre; “(1) Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal

yararları bakımından gizli kalması gereken bilgileri veya yetkili makamların açıklanmasını

yasakladığı ve niteliği bakımından gizli kalması gereken hususları elde etmeye yarayan ve

elde bulundurulması kabul edilebilir bir neden gösterilmeyen belgelerle veya bu nitelikteki

herhangi bir şeyle yakalanan kimseye bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.

(2) Bu fiil savaş zamanında işlenirse faile üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası verilir.”

Gazetecilikle birlikte ifade özgürlüğünü tümden ortadan kaldıran bu “ahlaklı” teklif, ülkesinin dertlerini kendine iş edinen herkesi potansiyel ajan olarak damgalıyor.

İktidardakiler “daha kanunlaşmadı, heyecan yapmayın” diye saf ve temiz yüreklere su serpiyorlar. Fikret İlkiz aynı kanıda değil:

-Etki Ajanlığı kavramı beş yıldır iddianamelere aynen okunduğu gibi giriyor!..

Bu tehlikeli kavramın “Gezi Davası” iddianamesinde yer aldığını satır satır okudu:

-Gezi Davası’nın 19.02.2019 tarihli ve 2019/1811 numaralı İddianamesinin 23. Sayfası “Giriş” bölümünde “kamuoyunda Gezi Parkı eylemleri olarak anılan ancak aslında bir kalkışma hareketi olan” eylemlerin vahameti ve Gezi Parkı olaylarının ne şekilde gelişerek kurgulandığı anlatılırken örnek olarak telefon konuşması gösterilmiştir. İddianameye göre iki kişi (sanık) arasındaki telefon konuşması “provakatif paylaşımlar yaparak ETKİ AJANLIĞI yaptıkları olayların ülkemiz açısından ne derece vahamet arz ettiği” anlatılmaktadır.

Özetle yine iktidarın “el çabukluğu teorisi” işliyor:

-Etki Ajanlığı Üsküdar’a ulaştı!

 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —