Oktay EROL

Tarih: 19.09.2024 14:33

GÜNDEMDE “MAGAZİNİN” YERİ…

Facebook Twitter Linked-in

“Magazinin”, yaşamımızda girdiği “alanları” düşününce; “ne kadar da çok severmişiz” diyenlerdenim! Hani şu, “özçekim” denilen olayı gibi! Konunun ne olduğu, toplumu nasıl etkilediği, gelecekte nasıl yararlar/ zararlar vereceği değil de; “denmese de olur, bilinmese de olur, duyulmasa da olur” türünden birçok konu yaşamımızın içinde! 

Cep telefonunun ekranını kendine döndürüp, ekranda kendisiyle birlikte olmasını istediklerini orta yere yerleştirip “deklanşöre” basmak! Aslında “çoğu” yalan, “çoğu” yapmacıklı gülücükler biliyor musunuz? İstemeyerek ağzı kenarlara dek genişletmek… Burada ister/ istemez şu kırk yılla yargılanıp serbest kalan Polat çifti geliyor insanın aklına! Ne yaptıkları belli olsa da “gizem” dolu bir yaşam, akıl almaz biçimde süren şatafat, bu şatafatın sürmesi için milyonların elele vermesi… 

Halkın oyuyla seçilen milletvekillerinin durumuna bakın bir de! Biz “magazin” denilince artistleri, fotomodelleri, sahne playboylarını konu eder sanmıştık oysa! “Magazinin” girmediği yer kalmadı ki; artık yaşamımızın her yerinde, ekranlarda, sosyal medyada, politikada, ekran yüzlerinde…

***

Bununla bitmiyor! Geçtiğimiz yıllarda, medyada sergilenen salgın” sahnelerini anımsayınız! Dalında duramayan yapraklar gibi dökülüyordu insanlar sokaklarda yürürken! Daha sonra birçoklarının “film platolarında” çekildiğini okuduk bazı yerlerde! Ama öyle bir izledik, izlememiz için öyle bir alan oluşturuldu ki; yapılan yayınların, gösterilen tüm sahnelerin, söylenen tüm sözlerin “asıl” yaşanan olduğuna inandırıldık! Evlerimizin sokağa açılan kapılarını kapattık, ev içinde eşimizle/ çocuğumuzla yan yana gelmeye korktuğumuz yetmediği gibi, üç/ beş ay içinde “Covid aşısını bulduk” denilmesine inandırıldık! Bu virüs ne zaman saptanmıştı, faz çalışmaları ne zaman yapılmıştı, deneklerde ne zaman kullanılmıştı, “zor kullanılarak” üstelik “aşı nedeniyle bir sorun yaşarsam sorumlusu benim” deme koşullarının önünde eğdirildik! İnsanların en “temel hakkı” olan yaşamını “magazinin” içine alarak, “kocaman günlerinin” içini boşalttık, üstelik “iktidar/ muhalefet/ stö/ medya” elele vererek…

***

Şimdi yine aynısı denemeye çalışırken, konunun “magazin” ayağı “sorunu fırsata” dönüştürmek için harıl harıl çalışıyor! Bill Gates “maymun çiçeğinde olmasa bile, on yıl içerisinde ya büyük bir savaş, ya da covid19’dan daha öldürücü bir salgın olacak” uyarında bulunuyor! Peki, bunlar kendi doğallığında/ yer kürenin yorgunluğundan dolayı mı gerçekleşecekti, yoksa “yaşamı” bir kendileri için “sanan” doymaz kapitalizmin “bilerek/ isteyerek/ komple teoriler” üreterek doğayı kirletmesi sonucu mu olacaktı? Bu sorunun yanıtı bulunacaksa da, “hiç” orta yerde konuşturulmayacak!

***

Ne oldu biliyor musunuz? Gates’ten önce; aylardır gündemde tutulmaya çalışılıp maymun çiçeği virüsünün oluşturacağı can kaybı8 konuşulmaya çalışılırken, kapitalizmin bir ayağı Dünya Sağlık Örgütü’nü “güvence” alarak harekete geçti, süreci “fırsata dönüştürmek” için çalışmalar başlattı!

Sözde maymun çiçeği virüsüne karşı vücudun daha dirençli olması için “ek gıda” alınması gerekiyormuş! Bu “ek gıda” için bilen/ insanlar aylardır araştırma yapmış, “sağlıklı/ dirençli bir yaşam” için, belirtilen “ek gıdalardan” alınması gerekiyormuş!

Alın konuyu “magazin” sayfalarının içine koyun! Ülkede insanlar “açlık sınırı” altında aylıkla yaşamlarını sürdürmeye, çocuklarını okula göndermeye, ayakta durmaya çalışırken “ek gıda” kimin umurunda olur; düşünün! Hiçbir şey “doğru/ dürüst anlatılmıyor, üzerine gidilmiyor, ne olduğu araştırılmıyor; “ek gıdayı” düşünecek insanlar öyle mi? Konumuz “magazin” olmamalı oysa; ortada bir sorun varsa herkes “elini taşın altına” koymayı bilmeli, sorumluluk almalı! Öyle ya, günlerdir tüm televizyon kanallarının üzerine abandığı “Narin’e ne oldu, neden oldu, kim yaptı” bilen var mı, günler geçmesine karşın? İnsanaşkına gündeme ilişkin gelişmelerde “magazin” demeyin bana! 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —