HADİ, POLYANNACILIK OYNAYALIM

Bu yazıyı, bazılarımız okuyup geçecek. Bazılarımız beğenecek. Bazılarımız daha ilk cümlelerden sonra, “Aman, bu tür yazıları o kadar çok okudum ki,” diyecek. Ama sanırım çok azımız, yazının sonuna geldiğimizde, başını kaldırıp, dönüp geçmişe bakacak.

Bu yazıyı, bazılarımız okuyup geçecek. Bazılarımız beğenecek. Bazılarımız daha ilk cümlelerden sonra, “Aman, bu tür yazıları o kadar çok okudum ki,” diyecek. Ama sanırım çok azımız, yazının sonuna geldiğimizde, başını kaldırıp, dönüp geçmişe bakacak.

Ne çok pişmanlıklar, ne çok keşkeler içeren; hayatın hızlı karmaşası içinde, hep bir yerlere ulaşmak, hep bir şeyler daha yapmak, bir şeylere daha sahip olmak için koşuştururken, durup bir an kendimize bakmayı unuttuğumuzu, o karmaşa içinde kendimizle birlikte yaşamayı da ıskaladığımızı düşünecek.

Neden mi yazıyorum bu yazıyı. Dün akşam bir kadim dostumla dertleştim. Dedi ki, “Kendime bir baktım; dört sene öncesine kadar, hep başkaları için yaşamışım. Artık içimden geldiği gibi yaşıyorum. Hiçbir şeyi dert etmeden.”

Erma Bombeck… Amerikalı köşe yazarı. Hayatla dalga geçen komik yazılarıyla ünlendi. 22 Nisan 1996’da kanserden öldü. 

Zor bir hayat yaşamıştı. Erken yaşta babasını kaybetmiş, fakirlik içinde büyümüş, hayatı boyunca da böbrek rahatsızlığıyla uğraşmıştı. Ama o, hiçbir zaman “hayatını vücudunun yönetmesine” izin vermedi. Çalıştı, çabaladı; gazeteci oldu; evlendi, anne oldu. İşsiz kaldığı zamanlarda bile umudunu kaybetmedi. 

Ve Erma ölmeden bir süre önce pişmanlıklarını kaleme aldı. İşte söyledikleri: 

  • Hayatımı yeniden yaşayabilseydim eğer; hastayken yatağa girer dinlenirdim. Ben olmadığım zaman her şeyin kötüye gideceğini, düşünmezdim…
  • Gül şeklindeki pembe mumu saklamaz yakardım.
  • Yerler kirlense, masa örtüm lekelense bile daha çok arkadaşımı akşam yemeğine davet ederdim.
  • TV seyrederken patlamış mısır yer; yerler leke olacak diye korkmazdım…
  • Bana gençliğini anlatmaya çalışan dedeme daha çok vakit ayırırdım. Kocamın sorumluluklarını daha çok paylaşırdım.
  • Saçım bozulmasın diye, arabanın camının açılmasını önlemezdim…
  • Eteğimin lekelenmesine aldırmadan çimlere otururdum. TV seyrederken daha az, hayata bakarken daha çok ağlar ve gülerdim. 
  • Ömür boyu garantilidir denilen hiçbir şeyi satın almazdım.
  • Hamileliğimin bir an önce sona erip doğum yapmayı dilemek yerine; hamile olduğum her anın tadını çıkarır ve içimde bir canlı yaratmanın ne kadar harika olduğunu fark ederdim…
  • Çocuklarım beni öpmek istediklerinde, asla “Önce git ellerini yüzünü yıka,” demezdim. Onlara daha çok, “Seni seviyorum”; ondan da daha çok, “Özür dilerim,” derdim.
  • Ama başka bir hayat verilseydi en çok yapacağım şey, her dakikasını değerlendirmek olurdu.
  • Bana benzemeyenler, benden daha çok şeye sahip olanlar ve kimin ne yaptığı beni ilgilendirmezdi…
  • Sahip olduğunuz ruhsal, fiziksel ve duygusal her şey için şükrederdim.
  • Tek bir hayatınız var ve bir gün sona eriyor.

Dün:     Artık yok.

Yarın:    Belki.

Şu An:  Sahip olduğumuz tek şey.

ÖYLEYSE, YAŞAMAK İÇİN NEDEN BİR MEÇHULÜ BEKLİYORUZ Kİ?

  • BAKIN KÜÇÜK DETAYLAR ÖMRÜMÜZDEN NELER GÖTÜRMÜŞ, NELERE MAL OLMUŞ.

 


İfral TURGUT

28.06.2024 00:50:00

YAZARLAR


SEZONA BOLU’DA HAZIRLANIYOR

“YÜZDE 30 ELEKTRİK ZAMMI GERİ ÇEKİLMELİDİR”

ECZACILARA KİMYASAL, BİYOLOJİK, RADYOLOJİK VE NÜKLEER EĞİTİMİ

71 İLDE YETİŞMESİNE RAĞMEN İTHAL EDİLİYOR

SEYHAN BELEDİYESİ ÜCRETSİZ YAZ KURSLARI BAŞLADI

SEKTÖRÜN SORUNLARINA KARŞI SİYASET DİRENİYOR

TANBUROĞLU: HEDEF İKTİDAR

“İYİ BATAK OYNUYOR KENDİSİ”

“İKTİDAR İÇİN YOL HARİTAMIZI BELİRLEDİK”

GÜNÜN FOTOĞRAFI/CHP ADANA İL DANIŞMA KURULU

DEMİRSPOR’UN KAMPI BOLU’DA BAŞLADI

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ THE DÜNYA ÜNİVERSİTELERİ YÜKSELİŞTE

KLİMA HASTALIKLARINA KARŞI İHMALE GELMEZ 8 ÖNLEM!

KUM ZAMBAĞI VİZYONA GİRİYOR

KİRAZIN FAYDALARI SAYMAKLA BİTMİYOR !

‘REZİL OLACAĞIM’ DÜŞÜNCESİ SOSYAL ANKSİYETEYİ TETİKLİYOR

“ÖN DEĞERLENDİRME GÜNLERİ” BAŞLIYOR