Düzgün COŞKUN

Tarih: 20.09.2024 18:16

HANİ (SENLİ BENLİ)'YDINIZ NE ÇABUK UNUTTUNUZ

Facebook Twitter Linked-in

 

Sözkonusu kelimeler ve tümcenin ne anlama geldiğini halk iyi biliyor. 

***

Unutkan toplumuz. Her şeyi çok çabuk unutuyoruz. Dün söylenenleri bugün anımsayamıyoruz. Elbette bunun çeşitli nedenleri vardır. Unutkanlığın sebeplerini sosyolog, psikolog, psikiyatrist ve nöroloji uzmanlarına sormak lazım. Bazı isimler unutulmayı hak ediyor ama bazı isimler hiç hak etmiyor. 

***

Yine bazı kişiler bulundukları makamlar sayesinde itibar sahibi oluyor. Bazıları ise saygınlığı, itibari asalettinden kaynaklanıyor. Bu nedenle asaletli kişilerin makamsız kalması unutulan kişiler olduğu anlamına gelmez, gelmemeli bence. 

***

Her şeyi çabuk unutabiliriz ama bir beldeye, kentte, Bölge ve ülkeye ciddi hizmetleri geçmiş ise o şahsiyet kolay kolay unutulmamalı. O nedenle derim ki, unutulmaması gereken şeyleri unutmak isteyen anlayışlar da yok değil aramızda!

***

Hergün karşılaştığımız insanlara selam vermeyi de unuttuk. Ama bu kenti dün yerelde yöneten isimleri bugün hatırlayamıyorsak eğer bu, unutkanlıktan öte ciddi bir eksikliktir. Dahası; kıymet bilmezlik ve saygısızlıktır. 

***

Adana'nın en işlek bulvar ve caddelerinde geçen her 100 kişiye, "Akif Kemal Akay, Soner Çetin ve Fatih Mehmet Kocaispir kimdir. Bu isimleri hatırlıyor musunuz"? diye sorsanız yüzde 80'i, "Kusura bakmayın tanımıyorum" ya da "Hatırlayamıyorum" diyebilir. Çünkü halkın belediyelere bakış açısı farklıdır. Belediye başkanlarına çay içmek, kahve yudumlamak iş takip etmek, aileden birisini işe aldırmak için gitmez. Gitse de talep ve istekleri yerine getirilmez! Bu nedenle belediye baskanlarini animsamak için efor sarf etmez bilhassa unutmak ister. Özetle; unutmaya meyilli bir toplumuz desek yeridir. 

***

Oysa aynı şey özellikle yerel medya için söylenemez. Belediyeler haber kaynağıdır. Yerel televizyon ve gazetelerde çalışan her iki gazeteciden birisinin günde bir kez olsa ayağı belediyelere düşer. Dolayısıyla bu üç ismin bir önceki Seyhan, Çukurova ve Yüreğir İlçe Belediye Başkanları olduğunu unutması beklenmez aksine hatırlatması ve halka da hatırlatması gerekir.

***

Hukukçu Soner Çetin 2 dönem Adana'nın Çankaya'sı olarak nitelendirilen Çukurova İlçe Belediyesini yönetti. Halk, Soner Çetin'e "Çukurova'nın gülen yüzü " lakabını takmıştı. 

***

Seyhan'ı bir dönem yöneten Biyokimya Uzmanı Akif Kemal Akay'ı "Bilge Başkan" olarak nitelendiriliyordu. Hem Sayın Çetin'in hem de Sayın Akay'ın yaptığı hizmetler neredeyse her gün bazı yerel gazetelerin manşetinden düşmüyordu.

***

Yüreğir'in makus talihini yenebilecegine inandıkları hukukçu Fatih Mehmet Kocaispir hayal ettiği devasa projeleri geçen 5 yılda yaşama geçiremedi. Buna karşın partisi bir dönem Adana'yı kendisine teslim etmeyi uygun buldu ama Kocaispir halktan onay alamadı. 

***

Mart 2024 yerel seçimlerin üzerinden 5,5 ay geçti. Fırsat buldukça yerel gazeteleri satın alıyor veya internetten okumaya çalışıyorum. Düne kadar bu üç ismi manşetten düşürmeyen yerel televizyon kanalları ve gazeteler şimdi olası açıklamalarını veya katıldıkları toplantılardaki konuşmalarını ya haberleştirmeye gerek duymuyor ya da iç sayfalarda küçük punto olarak veriyor. 

***

Oysa sözkonusu eski belediye başkanları yönettiği ilçelerde bazı kalıcı projelere imza attıkları inkar götürmez. 

***

31 mart yerel seçimler arifesinde gttikleri mahallelerde sevgi gösterileriyle karşılanıyorlardı. Bazı gazeteci meslektaşlarım bu şahsiyetleri köşelerinde öve öve bitiremiyordu. Bu keskin kalemler ne çabuk unuttu ki geçen 5,5 ayda bir kez olsun geçmiş hizmetlerini dile getiremediler. Geçmiş dönem belediye başkanlarına ekranlarda dün gibi methiyeler yağdıramadılar. Hatta kendilerini ziyaret etmekten imtina ettiler!

***

Takdir edersiniz ki, istisnalar kaideyi bozmaz. Elbette dürüst cesur ve gerçek manada habercilik yapan gazetecilik meslek kurallarına göre davranış sergileyen kıymetli kalemleri aynı kefeye koyamam. Koyarsam büyük haksızlık yapmış olurum. Buna hakkım da yok. Kaleminin hakkını veren gazetecileri ayrı tutuyor sevgiyle saygıyla selamlıyorum. 

***

Kimi ya da kimleri mi kast ediyorum. İsim vermeyi kendime yakıştıramıyorum. Değerli okuyucularım siz de bana yakıştırmazsınız. Ancak tahmin etmiyor değilsiniz. Onlar zaten kendilerini iyi biliyor. Yine de ipucu vermemde yarar var diye düşünüyorum şöyle ki: 

***

Zaman zaman Sayın Akay, Sayın Çetin ve Sayın Kocaispir ile makamında biraraya gelip kahve yudumlayarak kadrajda görüntü veren gazetecileri kastediyorum. 

***

Dün kraldan daha çok kralcı rolünü oynayanlar, bazen sınırını aşarak (kendisini) Başkan yerine koyarak yüksek perdeden konuşanlara diyorum ki:

Hani (Senli Benli)'ydiniz ne çabuk unuttunuz? 

***

"Neredesiniz. Düne kadar yazıp çiziyor methiyeler yağdırıyordunuz. Bakıyorum şimdi söz konusu şahsiyetler hakkında tek kelime yazmıyorsunuz? Dünü ne çabuk unuttunuz. Hani deyiminin söylüyorum: Hani kanka olduğunu dillendiriyordunuz çevrenize caka satarak. Siz ne biçim kankasınız? 

***

Akay, Çetin ve Kocaispir dostluğunuzun baki olduğuna inanandıkları ve sizi makamlarında ağırlayarak bazı istek ve taleplerinizi yerine getirdikleri için, şimdi çok pişmanlar biliyor musunuz?

***

O günleri unuttuysanız kamuoyu adına hatırlatalım dedik.

 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —