Takvim yaprakları 21 Şubat'ı saatler 16: 57'yi gösteriyordu. Şehitler Parkı'nda yürüyüşe çıktım.
Hava açık ve güneşliydi fakat rüzgâr üşütüyordu. Yürürken park içindeki caminin etrafından gezinen genç bir kişi dikkatimi çekti.
Üşüyordu, ellerini ağzına götürerek derin nefes alıyordu. Belli ki gidecek yeri yoktu. Evsiz, barksız kimi kimsesi olmayan biri olmalı diye içimden geçirdim. Bir ara bankın üzerine oturdu. Etrafına bakındı, seslenirken kalkıp uzaklaştı. Üzerinde mont yoktu. Sadece kazak vardı. Ara sokaklarda kayboldu.
Saatler ilerledikçe rüzgâr daha da sert esmeye başladı.
Şu saatlerde bizler sıcak evlerimizde ayaklarımızı uzatarak demli çaydan yudum alırken, dışarıda kalan insanlar bu buz gibi havada ne yapar, ne yer ne içer? Nerede barınır, yatacak yeri var mı diye düşünmeden edemiyor insan.
Parktaki termometre Hava sıcaklığını 7 derece olarak gösteriyordu. Şimdi kim bilir belki eksi dereceye düşmüş bile. Ya dışarıdakiler?