Karanlık bir geçitten yürüyüp, hayli yıpranmış ve yorgun dūşmūş dört binanın çevrelediği aydınlık bir avluya çıkıyorum.
Kenarda bir döner tezgâhı.
Önünde duran kısa boylu, esmer dönerci ellerini göğsūnde kavuşturmuş beni merakla izliyor.
Gülümsüyor.
Ben de ona gülümsüyorum.
Aydınlığın ortasında bir adam taburede oturmuş dalgın gözlerle dürümünü yiyor.
Bir güvercin gelip adamın ayaklarının dibine konuyor.
Adam dürümünden bir parça ekmek koparıp güvercinin önūne atıyor.
Uzaktan ezan sesi geliyor.
Mūezzinin sesi avluda yankılanıyor.
Yukarda bir pencere açılıyor.
Bir çocuk aşağıya bağırıyor.
"Usta 5 numaraya iki dürüm"
Makineler duruyor.
Ìşçiler yavaş yavaş dönercinin etrafında toplanıyor.
Bir kenarda hayatı sessizce izlerken çok uzaklarda bombalar patlıyor, insanlar ölūyor.
Bir ülke parçalanıyor.
Ama...
Hayat sessizce akan bir nehir gibi geçip gidiyor işte.
Aydın Sihay
---------------------------------
Adana/Sarıyakup Mh.