HİÇ BİLMEDİĞİM AMA BİLMEK İÇİN CAN ATTIĞIM KONULAR

Erdoğan’ın Amerika ziyareti sırasında bir çok konu konuşuldu, bir çok kararlar alındı. Şahsen ben çoğunu, hatta hiçbirini bilmiyorum. Hiç bilmediğim konuların başında da Heybeliada Ruhban Okulu geliyor. Trump söz konusu etti, Erdoğan zaten bunu bekliyormuş gibi, “Emrin olur abi,” kıvamında, "Heybeliada Okulu ile ilgili üzerimize ne düşerse biz onu zaten yapmaya hazırız," dedi. Demek ki, zaten bir problem yokmuş ama biz ne yapılacağını bilmiyormuşuz. “Söyleyin yapalım,” gibi bir şey.

Heybeliada Ruhban Okulu, teoloji eğitimi veren özel bir yüksekokul. Atina Üniversitesi İlahiyat Fakültesinden sonra bu alanda kurulan ilk akademik kurum.

1971 yılında, Türkiye'deki tüm özel yüksekokulların devlet denetimine girmesi ile ilgili Fener Rum Patrikhanesi karara karşı çıkarak teoloji eğitimi kaldırıldı ve okul yalnız lise düzeyinde eğitim vermeye devam etti. Daha sonra Patrikhane okulu tamamen kapattı.

Bunlar kısaca bildiklerimiz. Şimdi bilemediklerimizi soralım.

Patrikhane, neden okulda uygulanan eğitimin T.C. Devleti tarafından denetlenmesini reddediyor da bağımsız olmak istiyor? Devletin neyi denetlemesini istemiyor?
Nihai amacı sınırsız bağımsızlık ve Türkiye içinde Vatikan benzeri bir dokunulamaz, denetlenemez, tüm Ortodoks alemini bir araya toplayan ve yönlendiren bir devletçik mi kurmak istiyor?
1999 yılında, Bill Clinton Türkiye’ye geldiğinde, Yunan lobisinin kışkırtmasıyla, Ruhban Okulunu ziyaret ederek, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’den neden Ruhban Okulunun açılmasını istemiş ve Süleyman Demirel bu isteği neden anında reddetmiştir?
1884 yılında açılan ve 54 yıl önce kapatılan Ruhban Okulunun Lozan Anlaşmasına aykırı tarafları nelerdir?
Trump’a okulun açılması için gereken her şeyi yapmaya hazır olduğunu söyleyen Erdoğan “Türkiye’ye dönünce Sayın Barthalemeos ile konuyu görüşeceğim,” sözünü verirken, acaba Barthalemeos’un kendisinden neler isteyeceğini biliyor mu ve Barthalemeos, bazı ek taleplerde bulunursa onları da yerine getirmeye hazır mı?
Fener Rum Patrikhanesi’nin avukatı Kezban Hatemi, sadece ücret karşılığıüzerine aldığı davayı takip eden bir avukat mıdır, yoksa bir misyonun görevlisi midir?
İlk defa, 1517 yılında Yavuz Selim'in, Mısır'ı fethederek, İskenderiye ve Antakya Patrikhanelerini, İstanbul'daki Rum Patrikhanesi'ne bağlaması, patriği de “Ekümenik”yani, “Cihan Patriği” ilan etmesiyle ortaya çıkan ve Bartholomeos'un dış ilişkilerinde "Yeni Roma'nın ve İstanbul'un Başpiskoposu ve Evrensel Patriği" unvanını kullanması ile Papa’ya bir rakip ya da paralel bir dost çıkarmanın işaretlerimi? İstanbul’u biliyoruz da, “Yeni Roma” neresidir ki?
Hemen olmasa da, yakın bir gelecekte, dünya din üzerine kurulu iki eksenli bir güce bölünecek ve biz Ilımlı İslamcılarbunun önderi mi olacağız?

Sadece yedi soru bile başımı döndürmeye yetti. En iyisi biz, Ortodoks Rusya bu işe ne diyor, Türkiye’de uzantıları var mı, sorularını sonraya bırakıp bunlara cevap aramakla yetinelim.

UMARIM YORUMLARINIZLA RAHATLARIM.