HİÇ BİR FİKRİM YOK

Pek film seyredemiyorum. İçinde insan olması ve mesaj vermesi lazım, benim seyredeceğim filmin. Eskiden avantür, şimdilerde aksiyon denilen filmleri seyretmek zor oluyor benim için.

 

Pek film seyredemiyorum. İçinde insan olması ve mesaj vermesi lazım, benim seyredeceğim filmin. Eskiden avantür, şimdilerde aksiyon denilen filmleri seyretmek zor oluyor benim için.

Dün bir filme rastladım; başlamıştı ben rastladığımda. Huysuz bir ihtiyarın hikayesiydi. Baştan seyredemediğim için tam bilmiyorum ama belli ki hayatın sillesini yemişti, ihtiyar. Etrafındakiler onun huysuzluğunu biliyor, o huysuzluklara da tahammül ediyorlardı. Sanki geçmişini unutmak istiyor, kimsenin de kendisine hatırlatmasını istemiyordu. Gelecekse hiç umurunda değildi. Bu yüzden de bir gelecek planı ve beklentisi yoktu. Anında ölse hiç aldırmayacak, belki de mutlu olacak gibiydi. Hazırlıklı görünüyordu böyle bir akıbete.

Vazgeçmediği bir rutini vardı. Öğle yemekleri için bir kafeye gidiyor, pencere kenarına oturarak yemeğini yiyor, gelip geçenleri seyrediyordu. İçinden geçenleri anlamak mümkün değildi. 

Bir arkadaşı geldi kafeye, oturduğu masaya yaklaşarak sordu: “Nasılsın?” Nezaketen alışılmış ve inanmadığı şeyleri  söyleyecek adam değildi. İlginç bir cevap verdi: “Hiçbir fikrim yok.”

İşte o söz aldı beni bir yerlere götürdü? Kendi hakkında, nasıl olduğu konusunda hiçbir fikri olmayan bir insan… Peki aklında neler vardı acaba? Hiç mi düşünmüyordu, dünü, bugünü, yarını? Hayır, düşünmüyor, rüzgarın götürdüğü yere gidiyor, gittiği, gideceği yer ise onu hiç kaygılandırmıyordu. Aklıma bir arkadaşımın sözü geldi: “Hiç gitmediğim yerlerde daha mutlu oluyorum.”

Peki ya biz? Düşünüyor muyuz, geçmişi, geleceği ve yaşadığımız anı? Düşünüyorsak, “Bugün yaşadıklarım, geçmişte verdiğim kararların sonucudur, öyleyse gelecekte yaşamak istediklerim için bugün nasıl kararlar almalıyım,” diye kendimizi sorguladığımız, özeleştiri yaptığımız, hatalarımızla yüzleştiğimiz, hata olarak gördüklerimizi tekrarlamamak için gelecek planları yaptığımız oluyor mu?

Bunları sorgularken bireysel davranışlarımızdan, kusurlarımızdan, yanlışlarımızdan bahsetmiyorum. Bunların ödülü de, bedeli de kendimizi ilgilendirir. Ama bu davranışlarımızın toplumsal bir bedeli olursa bireysel hatalarımızın bedelini toplum olarak hep beraber çekeriz. İşte buna hiç hakkımız yok, olmamalı. Benim aptallığımın bedelini ben ödemeliyim, başkası değil.

İnsanları eyleme geçirmenin tek bir şartı var: Ödülün bedelden büyük olması. Gelecekte yaptıklarımızın sadece kendimize değil, içinde yaşadığımız topluma da yararlı olabilmesi için davranışlarımızın bilime ve akıl verilerine dayalı, bilgece, kendimize, ailemize ve ulusumuzun menfaatlerine uygun olması gerekir.

Artık, ortaçağ karanlığından başımızı kaldırıp, en azından kendimiz hakkında gerçek bir fikre sahip olmalıyız. Kendi hakkında hiçbir fikre sahip olmayan huysuz ihtiyarın kaybedeceği hiçbir şey kalmamış olabilir ama bizim de  olmasa bile çocuklarımızı, torunlarımızı, onların çocuklarını ve ülkemizin geleceğini düşünmek mecburiyetimiz var.

Bu dünya bize miras kalmadı, bizim değil. Çocuklarımıza ve onların çocuklarına devretmek için dedelerimizden emanet aldık.

  • EN AZINDAN EMANETİ BULDUĞUMUZ GİBİ BIRAKALIM.

 


İfral TURGUT

25.08.2024 00:46:00

YAZARLAR


DÜNYA ÇOCUKLARI ADANA’DA BULUŞACAK

TUNCAY DAĞLI’NIN YENİ KİTABI; “SIRILSIKLAM HAYAT”

YÜREĞİR BELEDİYESİNDEN ÜCRETSİZ DİYETİSYEN HİZMETİ

“İSŞİZ VATANDAŞA YASAL TAKİP BAŞLATMAK VİCDANSIZLIK”

YUMURTALIK BELEDİYESİ’NDEN ÖĞRENCİLERE ÜCRETSİZ ÇORBA

ALTIN KOZA TÜRKİYE’NİN MARKASIDIR

1,5 ADANA DERECEYE GİRDİ

AV TURİZMİ İHALELERİNİN İPTALİNİ İSTEDİ

YANGINDAN ETKİLENENLERE PSİKO-SOSYAL DESTEK

HALKÇI BAŞKAN HALKIN ARASINDA

CANNES’DAN BERLİN’E, 2024’ÜN ÖDÜLLÜ FİLMLERİ ADANA ALTIN KOZA’DA

TEKİN: SORUNLARI VE İHTİYAÇLARI YERİNDE TESPİT EDİYORUZ

ADANASPOR’DA HEDEF İLK 7

ÇOCUKLARDA ÇENE PROBLEMİNE DİKKAT…

YALBUZDAĞ: SAĞLIK ÇALIŞANINA ŞİDDET ARTIYOR

4 BİN 555 ADET SAHTE PARFÜME EL KONDU

“İŞ CİNAYETLERİNDE SORUMLULAR YARGILANMIYOR”