Oldukça yeni bir kavram. 2009 yılından itibaren isimlendirilmeye başlandı ve daha çok liderlik kavramıyla ilişkilendirilmiş. Gücü elinde bulunduranların kibirleri ve egolarından kaynaklanan davranış bozukluğu olarak tanımlanıyormuş.
Genelleme yapmak elbette doğru olmaz ama liderlik gücünü taşıyanların bazıları, abartılı bir gurur ve kendine aşırı güven duymasının yanında; başkalarını da küçümseme duygusu yaşarlarmış, üstelik her şeyin belirleyicisi, karar vericisi, oluşturucusu olduğunu, en doğru kararın kendisinden çıkabileceğini sanırlarmış.
Hubris, antik Yunan’da "kibir" anlamına gelip, yapılan tanımlamalara göre, öncelikle kişinin gücü tatmaya başlamasıyla ve olayların merkezinde bulunmaktan keyif almasıyla ortaya çıkar, başarı ve gücü elinde bulundurma hissinin verdiği hazla devam edermiş. Böyleleri zamanla gittikçe kendine hayran olur, gerçeklikten kopar, hatta akli dengesizliklere varan seviyelere ulaşabilirmiş.
Bu seviyelere ulaşan kişi artık hubris bağımlısı olur ve gücü asla bırakmamak için her yolu denemeye hazır hale gelir ve her türlü deliliği yapabilirmiş. Bu duygu. narsizmin abartılı hale gelmesinden kaynaklanır, ayrıca “Güç Zehirlenmesi” olarak da tanımlanırmış.
EĞER BİRİSİ;
- Bulunduğu makamda güç gösterisinde bulunmanın ve zaferler kazanmanın çok önemli olduğunu düşünüyorsa,
- Hakkındaki algıyı güçlendirmek için kendisini kötü gösterecek durum ve yerlerden kaçınma çabası içindeyse,
- İmaj ve görünümle ilgili orantısız kaygı taşıyarak palavra atıyor, yalan söylüyorsa,
- En basit eylemlerini bile imkânsızı başarmış edasıyla ve abartıyor ve yüceltilmeye çalışıyorsa,
- Kendisiyle ulusu, ya da kurumunu, kendi bakışı ve çıkarlarıyla ulusun/ kurumunkini özdeşleştiriyorsa,
- Kendisinden üçüncü tekil şahıs gibi, ya da “biz” diye söz ediyorsa,
- Kendi yargılarına aşırı güven duyarken, başkalarının öneri ve eleştirilerini küçümsüyorsa,.
- Her şeyi kişisel olarak başarabileceğine dair mutlak inanç taşıyorsa,
- Çevresindeki insanlara ya da halka değil, tarih ve Tanrı’ya hesap vereceğine inanıyorsa,
- Gittikçe artan bir yalnızlaşmanın eşlik ettiği gerçeklik duygusu kaybı yaşıyorsa,
- Huzursuz, aceleci ve düşünmeden kararlar alıyorsa,
- Kibirli tarzından dolayı akla uygun kararlar alamıyor ve dolayısıyla hep başarısız oluyorsa,
- Ama yine de her başarısızlığı zafer kazanmış gibi anlatıyorsa, bilmeliymişiz ki, o kişi hubris sendromundan muzdaripmiş. Bunun tarihteki en bilinen örnekleri Mussolini ve Hitler’miş.
NEYSE Kİ, TANRI BİZİ KORUMUŞ
- BİZİ MUSSOLİNİ VE HİTLER GİBİ MANYAKLAR YÖNETMİYOR……
- UMARIM BUNDAN SONRA DA OLMAZ.