Politikada ilkeli olmak önemlidir! Seçim öncesinde verilen sözler, eleştiriler, tepkiler seçmenin duyarlılığa gösterdiği duruş olarak ortaya çıkar! Politikacının yaşananlara ilişkin tutumu, öngörüsü, bakışı seçmenin tavır göstermesinde etmen olur! Seçmen tutum değiştiren, ilkelerinden uzaklaşan, dediklerinden kopan politikacı konusunda “kendini” aldatmış sayar!
Öncesinde, yaşanan sorunlarda “tek sorumlu” olarak gösterilen “iktidara” karşı duruş ortaya koyan politikacının, sonrasında bundan uzaklaşması, üstelik “iktidarın” içinde yer alabilmek için partisinden ayrılması “ilke” konusunu gündeme getirdi doğal olarak! “İlke”, doğruluğu/ kararlılığı/ dürüstlüğü de içine alır! Ya bu kopuş?
***
Siyasette ilke mi var mı, sorusu herkes için değildir! Ancak 14 Mayıs 2023 seçimlerinde Konya’dan CHP listelerinden Meclis’e girip, ardından partisi Gelecek Partisi’ne katılmak için ayrılan, sonrasında da AKP’ye geçmek için partisinden de kopan Hasan Ekici’nin tutumunu “ilke” konusunda değerlenmek yanlış olmaz!
Bu yalnız parti değiştirmek midir; hayır! Konya sokaklarında “iktidara” tepki göstererek seçmenin istencine/ beklentisine/ verdiği sözlere karşı bir duruştur; seçmeni yalnızlığa/ bir başınalığa terk etmektir! CHP listelerinden Meclis’e giren bir ismin partisine geçmesi ne denli doğal sayılırsa, o denli de “iktidar” partisine yaklaşması tepki oluşmasına nedendir! Hani "ittifak ruhu" vardı, hani “bu ruh” için uğraş verileceği anlatılıyordu, hani “bu ruhtan” dönüş yoktu? Politikanın bu ne denli çabuk "kişisel çıkara" dönüştüğünü görmek seçmeni de yaralıyor!
***
Bu tür geçişler yalnız bireysel “ahlak sorunu” olmaktan öte, aynı zamanda siyasi partilerin, ittifakların, seçim sisteminin yapısal dayanıksızlığı da gözler önüne serer. Seçim öncesi verilen sözlerin bağlayıcılığı olmadığı sürece, seçmenle kurulan güven ilişkisi her geçen gün daha da aşınır. Bu da demokratik siyasetin tabanında kayganlaşmalar oluşturur! Seçmenin oyunu, inancını, beklentisini yok sayarak yapılan bu tür dönüşler, halkın siyasete olan bakışını/ güvencini/ umudunu kırar, genç kuşaklarda politikadan uzaklaşma eğilimini derinleştirir.
Seçmenin, politikacıdan sorunlarını çözmesini/ sorularına yanıt vermesini beklerken; kişisel hesapların, toplumsal sorumsuzluğun peşine düşmesi, kendine kurtarıcı araması, “ilkelerinden” uzaklaşması yaşamın da biçimlenmesinde etken olduğu unutulmamalı!
***
Oysa siyaset dediğimiz şey, yanız sandıktan çıkan sonuçlara göre yön belirlemek değil; o sandığa giden seçmene/ istence bağlı kalma sorumluluğudur. Burada yalnızca partiler değil, geçerli “seçim sistemi” nedeniyle başta aday listelerine bu isimleri yazanlar da sorumludur. Partiler “emanet oy” kavramını sıradanlaştırmadan, aday belirleme süreçlerinde daha saydam, daha ilkeli bir tutum sergilemek zorundadır.
Daha önceleri başkaları da oldu! Son örnek Gelecek Partili Ekici… 14 Mayıs 2023 seçimlerinden önce “millet ittifakı” denilen yapının mimarı Kemal Kılıçdaroğlu’ydu! Bir başlarına yüzlük dilimin içinde gösterilemeyen partilere sıralamada verdiği “ödün” tepkiler neden olmuştu! O gün savunanlar, yaşananları görüyor olmalılar!
***
Şöyle bilelim; bugün yaşananlar, dün atılan adımların doğal sonucudur! “İlkesizlik” bir duruş, bu duruşu olası kılan sistemle birlikte içinde yer alanlar da sorgulanmalıdır. Seçmen istencini geçici anlaşmalarla yönlendiren siyaset, bu istencin nereye savrulacağını da göze almalıdır. Çünkü siyaset güvenle, sorumlulukla, “ilkeyle” yapılmadığında; salt partiler değil, demokrasinin kendisi yıpranır. Asıl sorun artık kim nereye geçti değil; toplumun siyasete olan güveninin, bağlılığının, inancının nereye savrulduğudur. O yüzden sorulması gereken soru şudur: Bugün Ekici gitti, yarın kim, nereden gidecek?