Fatih Ardıç, Manisa’nın Kırkağaç ilçesinde imam. “Caiz mi Hocam” isimli bir şarkı besteledi; klip yaptı, yayınladı. Dini bütün dincilerimiz ayağa kalktı. İlde müfettiş yokmuş gibi Ankara’dan müfettiş çağırdılar; müfettişler, “İmam türkü söyler mi,” dediler ve Fatih Ardıç, Kırşehir’in Mucur ilçesine “hizmetli” olarak sürüldü.
Dinle yobaz! İmam türkü söyler. İnsan o. Demek ki beyni çoğu meslektaşları gibi örümcekli değil. Bak şimdi sana başka imamları, din adamlarını sadece ikişer örnekle anlatayım.
ZEKÂİ DEDE EFENDİ
Klâsik Türk Mûsikîsinin en büyük bestekarlarından. Eyüp’te doğdu. Babasından Hat, amcasından Kur’ân öğrendi ve 18 yaşında Hâfız, 43 yaşında Mevlevî oldu. Bahariye ve Yenikapı Mevlevihanelerinde “Dede” unvanını aldı. Bir yandan da Darüşşafaka Lisesinde Mûsikî Muallimliği yaptı. Vefatına kadar bu görevde kaldı. Örnek Eserleri:
SADETTİN KAYNAK
İstanbul’da doğdu. Mûsikîyi Hâfız Melek Efendi, Muallim Uz ve Neyzen Emin Yazıcı’dan öğrendi. Bu arada ilâhiyat Fakültesini de bitirdi. Önce Sultan Selim, daha sonra da Sultan Ahmet Câmileri baş imamı oldu. 1926’dan ölümüne kadar 35 yıl beste yaptı ve eserleri en çok beğenilen sanatkârlardan biri oldu. Örnek Eserleri:
HÂFIZ POST
Asıl adı Mehmed Çelebi’dir. “Post” lâkabının ise, vücudunun çok kıllı olduğu veya yanında taşıdığı postu hep yere serip üzerine oturduğundan dolayı verildiğini söyleyenler var. Küçük yaşında hâfız olarak şair Naili Kadim’in yanında yetişti. İlk mûsikî hocası Kasımpaşalı Osman Efendi idi. Şair ve hattat olmakla birlikte, onu asıl şöhrete ulaştıran Tanburi, hanende ve bestekârlığıdır. Binden fazla bestesi vardır. Örnek Eserleri:
HACI ARİF BEY
En büyük bestekarlarımızdandır. Henüz ilkokulda iken önce Zekâi Dede’den, sonra da Eyüplü Mehmet Bey’den dersler aldı. Sesini çok beğenen Sultan Abdülmecit kendisini saraya mabeynci olarak aldı ve cariyelerin meşk hocası oldu. Sultan Abdülaziz ve Abdülhamit’ten büyük ilgi ve itibar gördü. Türk Mûsikîsinde “Neoklâsik” ekolün kurucusu ve öncüsüdür. Binden fazla şarkı bestelemişti. Örnek Eserleri:
HÜSEYİN SADETTİN AREL
İstanbul’da doğdu. Hukuk Fakültesini bitirdi. Arapça, Farsça, Fransızca, İngilizce ve Almanca biliyordu. Fakat en çok musiki ile uğraştı. Özellikle Türk Mûsikîsi nazariyatı üzerinde durdu ve bu konuda kitaplar yazdı. “Türk Mûsikîsi Nazariyatı Dersleri”, musiki sistemimizi açıklayan kusursuz bir eserdir. 250 civarında bestesi vardır. Örnek Eserleri:
Doktor Suphi Ezgi’den, Amir Ateş’ten, Rakım Elkutlu’dan ve daha nicelerinden bahsetmek isterdim Ama yerim doldu. Sanırım bu somut örnekler, ne demek istediğimi anlatmıştır.
AH FATİH AH…SANA KLİP ÇEKME DİYEN Mİ VAR. AMA ÇEKMİŞKEN,