İmralı Heyeti PKK sorununun çözümü için Kürdistan Demokrasi Partisi Başkanı Mesut Barzani ile görüştü. Herhalde, Öcalan’la yapılan görüşme hakkında bilgi sundular, alınması düşünülen (belki de çoktan alınan) kararları bildirip, varsa Barzani’nin de bir isteği olup, olmadığını sordular. 

Bakar mısınız, ülkemizin geleceği konusunda kimler, kimlerle konuşuyor? Alınacak kararlar Türk milletini bağlıyor ama milletin hiçbir konuda bilgisi yok. Peki başka ne yok? Muhalefet yok. Meclis yok. Ordu yok? Yargı yok? Barolar, bilim adamları, tarihçiler, sivil toplum kuruluşları yok. Galiba Cumhurbaşkanı var ama o da ortada yok, ya da yokmuş gibi yapıyor. 

Bildiğimiz ne? Öcalan, keyfi istediğinde, “Silah gömüleceeek, göm,” diyecek; silahlar gömülecek (artık nereyeyse) ve barış gelecek, hepimiz mutlu olacağız. Aramızda barış istemeyen hainler var ama onlara Bahçeli bir twitle haddini bildirecek.

Devir değişti galiba, artık barış görüşmeleri böyle oluyor diye düşünürken, aklıma Lozan geldi.

Lozan görüşmelerinin sürdüğü günlerde, İsmet İnönü ve heyetine Ermeni terör örgütlerince suikast düzenleneceği istihbaratı geliyor. Suikast tehlikesi nedeniyle aracındaki Türk bayrağını kaldırmayı öneren Lozan polis müdürüne İnönü, ''Bir İsmet Paşa ölür, yerine başka biri gelir, göreve devam eder ve bu bayrak hiç inmez,” diye cevap veriyor.

Lozan, 2 Aralık 1922… İsmet Paşa Sovyet Rusya Dışişleri Komiseri Çiçerin’le görüşüyor. Uzun süren görüşme, Lord Curzon’u huzursuz ediyor ve Curzon İsmet Paşa’nın ağzını aramak, durumu öğrenebilmek için randevu alarak, ertesi sabah ziyaretine geliyor.

İsmet Paşa ayrıntıya girmeden Türk-Rus ilişkilerinin iyi olduğunu söylemekle yetiniyor. Lord Curzon birçok konuda dolaşarak bir bilgi gösterisi yaptıktan sonra fırsatını bulup aklı sıra İsmet Paşa’yı uyarıyor:

-“Siz Yunanistan’ı yendiniz, İngiltere’yi değil. Bunu unutmayın.”

İsmet Paşa da tane tane anlatıyor: “Yalnız Yunan’ı yenmedik, güneyde müttefikiniz Fransızları yendik, onun silahlandırdığı Ermenileri yendik. Müttefikiniz İtalyanları Anadolu’dan uzaklaştırdık. Sizin silahlandırdığınız Doğu Ermenilerini ve Pontus çetelerini yendik. Sizin İstanbul yönetimi ile birlikte azdırdığınız isyancıları yendik. Silah ve para ile desteklediğiniz Kuvayı İnzibatiye’yi yendik. En son olarak da maşanız Yunan ordusunu yenip denize döktük. Mondros’u yendik, Sevr’i yendik, Üçlü Antlaşma’yı yendik. Bunların hepsinin arkasında siz vardınız; hepsinin ipleri, dümeni, düğmesi sizin elinizdeydi. Biz asıl sizi yendik.

Hırçınlığınızın, telaşınızın, durmaksızın, entrika çevirmenizin sebebi bu... Bunu örtbas etmeye, kaybınızı gidermeye çalışıyorsunuz. Biz sizi burada da yeneceğiz.”  

Bir an Lozan görüşmelerini İmralı Heyetinin yaptığını düşünüyorum da tüylerim diken diken oluyor ve bağırıyorum:

• NEREDESİNİZ EY AYYAŞLAR?